Perşembe, Temmuz 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Ergenlikte Kimliğin İzini Sürmek: Benliğin Oluşum Süreci

Ergenlik dönemi, bireylerde aslında sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda düşünsel ve de duygusal olarak da çok fazla değişim yaşandığı ve her bireyin yaşadığı özel bir dönemi kapsamaktadır. Bu dönemde genç birey, kendi iç dünyasını anlamaya çalışırken, bir yandan da dış dünyayla bir uyum yakalamaya çalıştığı bir geçiş dönemini yaşamaktadır. Bu dönemde genç bireyin zihninde “Ben kimim?” sorusu sıkça yer bulurken, bu soruya verdiği cevaplar, genç bireyin kendi kimliğini şekillendirmesinde belirleyici olmaktadır.

Psikososyal gelişim kuramcısı olan Erikson, ergenlik dönemini bireye bağlar ve bireyin bu dönemde kendi kimliğini şekillendirmeye yönelik çabalaması olarak tanımlamaktadır. Ergenlik döneminde genç birey, toplumsal ona verilen rollerin daha da ilerisine geçerek, kendi şekillendirdiği ve kendine ait olan değerler ve inançlar oluşturmanın yollarını aramaktadır. Ergenlik süreci, genellikle kız çocuklarında 8 ila 13 yaşları arasında başlarken, erkek çocuklarında bu süreç 9 ila 14 yaşları arasında kendini göstermeye başlamaktadır.

Bu dönemde fiziksel değişimler ön planda olsa da aslında zihinsel ve duygusal sorgulamalar da ön plana çıkmaktadır. Ergenlik dönemi, bununla beraber farklı kimlik denemelerinin de yapıldığı bir dönemdir. Genç bireyler bu dönemde bazen kendi ailelerine karşı durabilirlerken, bazı zamanlarda ise ailelerinin değerlerine daha sıkı bir şekilde bağlı kaldıklarını görebilmekteyiz. Bazı zamanlarda ileriki meslekleri ile ilgili olan kararlarında çok net belli olan tutarsızlıkları gözlemlerken, başka zamanlarda ise inanç sistemlerinde kendi içlerinde birtakım dönüşümler yaşayabilmektedirler. Bu tür gözlemlenebilen değişimler, dışarıdan baktığımız zaman çelişkili görünse de aslında bu değişimler sağlıklı bir keşif sürecinin de bir parçasıdır.

Sayıl ve arkadaşlarının (2000) belirttiği gibi, ergenlik döneminde karşılaşılan başlıca gelişimsel zorluklar arasında okuldan mezuniyet, yeni eğitim basamaklarına geçiş, ilk duygusal ilişkiler ve aileyle yaşanan değer çatışmaları yer alır.

Kimlik Belirsizliği ve Rol Arayışı

Ergenlik döneminde, genç bireyler aidiyet geliştirme sürecinde çeşitli güçlüklerle karşılaşabilir ve bu durum, kimlik gelişimini etkileyen temel dinamiklerden biri hâline gelebilir. Kimlik belirsizliği ise, genç bireyin tam anlamıyla kendisine ait içsel bir tanım yapamamasıyla bağlantılıdır. Rol karmaşası ise, genç bireyin sosyal olarak belirlenen roller arasında geçiş yaparken tamamen bir bütünlük oluşturamaması ile ilgili bir durumdur.

Bu dönemin merkezinde meslek seçimi, cinsel yönelim, ideolojik duruş gibi konular yer alabilmektedir. Bu konulardaki kafa karışıklığı, genç bireyin özgüvenini daha çok zedeleyebilmektedir. Erikson’un (1968) bu süreci “kimlik kazanımına karşı rol karmaşası” şeklinde tanımlaması, genç bireyin hem içsel hem de dışsal çatışmalarla karşı karşıya olduğunu ortaya koyar. Ergen, kendisine dışarıdan yüklenen kimliklerle yetinmeyip, kendi dünyasını kurmak ister. Bu durum, çevresiyle zaman zaman çatışma yaşamasına neden olsa da sağlıklı bir bireysel kimlik gelişimi için gereklidir.

Sosyal Destek ve Ailenin Dönüştürücü Gücü

Ergenlerde kimlik gelişimi sürecinde genç bireyin çevresinden alacağı destek, kimlik gelişimi sürecinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Genç bireyin ailesinin, aynı zamanda öğretmenlerinin yargılayıcı olmayan, anlayışlı bir tavır sergilemeleri; ergeni bu keşif sürecinde daha güvende hissetmesine yardımcı olabilmektedir. Erikson’a göre genç bireyin kimliğini özgür bir şekilde keşfetmesine olanak tanımak, genç bireyin psikolojik dayanıklılığını artırabilmektedir.

Bunun tersi olduğunda ise, genç bireyin sürekli yönlendirilmesi veya baskılanması durumunda; kendisini diğer bireylerin beklentilerini baz alarak biçimlendirmek durumunda kalabilir. Bu ise süreç boyunca özgünlükten uzak ve genç bireyin daha yüzeysel bir kimlik oluşturması ile sonuçlanabilmektedir. Oysa genç bireyin kendi kararlarını alabilmesine olanak tanınması, ileriki süreçlerde sağlam ve tutarlı bir benlik duygusunun temellerini atabilmektedir.

Sonuç

Ergenlik dönemi, genç bireyin kendi kimliğini keşfettiği, aynı zamanda da hem kendisiyle hem de çevresi ile ilişkisini baştan tanımladığı bir geçiş dönemini kapsamaktadır. Bu dönemde ergenin zihinsel karmaşa yaşaması, gelişim sürecinin doğal ve beklenen bir yönüdür.

Ancak bu sürecin sağlıklı ilerlemesi için bireyin yanında olan yetişkinlerin, onu yargılamadan anlamaya çalışması ve içsel gelişimine eşlik etmesi büyük önem taşır. Genç bireyin benliğini inşa etme yolculuğu; sabır, anlayış ve destekle çok daha güçlü bir yapıya kavuşur.

Kaynakça

  • Erikson, E. H. (1963). Childhood and Society.

  • Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and Crisis.

  • Sayıl, M., Kumru, A., & Güre, A. (2000). Ergenlik dönemi ve gelişimsel görevler. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.

Ece Nergiz
Ece Nergiz
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum. Lisans eğitimimin ardından Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Attentioner Dikkat Eğitimi alanlarında sertifikalı eğitimler tamamladım. Klinik çalışmalarımda ağırlıklı olarak ergen ve yetişkin bireylerle çalışmakta; her bireyin ihtiyacına özel, bilimsel temelli psikoterapi hizmeti sunmaktayım. Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemiyle; depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), özgül fobiler, yeme bozuklukları (anoreksiya, bulimiya vb.), sağlık anksiyetesi ve düşük benlik algısı gibi birçok alanda bireylere destek sağlamaktayım. Attentioner Dikkat Eğitimi kapsamında ise dikkat eksikliği, dürtüsellik ve odaklanma sorunları yaşayan bireylerle yapılandırılmış çalışmalar yürütmekteyim. Ergenlerle çalışmak, mesleki ilgi alanlarımın başında gelmektedir. Bu yaş grubunda; sınav kaygısı, akademik performans sorunları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), ergenlik dönemine özgü kimlik karmaşası, sosyal izolasyon, akran zorbalığına maruz kalma, dijital bağımlılık, özgüven problemleri, aile içi iletişim sorunları ve öfke yönetimi güçlükleri gibi birçok konuda destek sunmaktayım. Ayrıca ergen bireyin duygusal dünyasını anlayabilmesine, kendini ifade becerilerini geliştirmesine ve sağlıklı bir benlik algısı oluşturmasına yönelik bütüncül bir yaklaşım benimsemekteyim. Terapi sürecinde, danışanlarımla güvene dayalı, yargılamadan dinleyen ve iş birliğine açık bir ilişki kurmayı; bireyin yaşadığı zorlukları anlamlandırmasına ve işlevsel başa çıkma yolları geliştirmesine destek olmayı hedefliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar