Son zamanlarda ‘ergenlik süreci’ ve evdeki ‘ergenle iletişime’ geçme fikri ebeveynlerin korkulu rüyası olmaya başladı. Aslında ergenlik bütün bireylerin içinden geçtiği bir süreç ve gelişimimizin bir parçası. Ergenliğin doğasını bilmek ve sağlıklı iletişim kurabilmek adına biraz da kendimizi geliştirmek gözünüzü korkutan tüm zorlukları ortadan kaldıracaktır. “Söylemesi kolay” dediğinizi duyar gibiyim. Bu yüzden sizin için uygulamasının da kolay olacağını düşündüğüm bir liste hazırladım.
Öncelikle ergenliğin doğasını tanımakla başlayalım. Ergenliğin ilk başladığı yer beyindir. Beyin PSH ya da LH dediğimiz hormonları salgılar. Onlar da testislere ya da yumurtalıklara gidip testosteron veya östrojen salınımını başlatır. Hem cinsel hem sosyolojik hem de psikolojik bir değişim süreci başlar. Bu süreç biyolojide başlayan, sonrasında bedenin değiştiği, sonrasında beynin de değiştiği bir yolculuk halini alır.
Ergen beynini bir binaya benzetebiliriz; bu binada ciddi bir yıkım gerçekleşir. Beynin esas hücreleri ağacın dalları ve kökleri gibidir. Sinapslar ise yapraklardır. Ergenlikte gereksiz, yeteri kadar geliştirilmeyen bütün yapraklar budanır. Yani kullanılmayan tüm bilgilerin yıkıldığı bir inşaat vardır.
Beyinde limbik sistem alt katmanı temsil eder. Limbik sistem, beynimizin derinliklerinde yer alan ve duygusal tepkiler, hafıza, motivasyon gibi birçok temel işlevi düzenleyen bir yapıdır. Üst katman olarak tanımlanan neokorteks ise biliş, duygusal algı ve karmaşık motor kontrol de dahil olmak üzere daha yüksek düzeyli beyin işlevlerinin yürütülmesinden sorumlu olan beyin kısmıdır. Ergenlikte üst katmanda daha fazla yıkım gerçekleşir. Bu yüzden alt katman yani limbik sistem daha baskındır. Bu da demek oluyor ki ergenler sıklıkla duygularına göre hareket ederler.
Ergenliğin doğasına dair bu temel bilgilerden yola çıkarak ergenlerle sağlıklı iletişim kurabilmek adına kendinizde geliştirmeniz gereken becerileri maddeleyecek olursak:
- Sorgulama Becerisi: Bir ebeveynin sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisi sorgulayan bir zihne sahip olmaktır. Bir durum karşısında olaya takılıp yorum yapmaktansa sorgulamak uygun olan davranıştır. Sokratik sorgulama ile amacımız; ergen her ne düşünüyorsa düşüncesinin yanlış olduğunu ona ispatlama çabasıdır. Sadece soru sorarak bunu yapmak; “belki de senin düşündüğün gibi değildir” demektir. Ergen ile olan konuşmalarınızı şöyle bir hatırlayacak olursanız, bir durum hakkında ona “burada yanlış düşünüyorsun” dediğinizde size aşırı tepkiler gösterebilir, hatta ciddi bir tartışma içerisine girebilirsiniz. Bu yüzden yorum yapmak yerine anlamaya çalıştığınız yerden bir soru sormak daha etkili bir yaklaşım olacaktır. Bir ergen ile iletişimde; “şu an sana ne iyi gelir?” sorusu da iletişimi oldukça kolaylaştıran bir sorudur.
- Gözlem Yapmak: Çocuğunuzun neye ihtiyacı olduğunu, hangi şartlarda nasıl davrandığını, ne zaman biraz daha agresif olduğunu, hangi sözlerinizden ya da davranışlarınızdan sonra agresif olduğunu gözlemlemek çok önemlidir. Bu gözlemler sonucunda hem kendi tutum davranışlarınızda değişikliğe gitmeniz hem de ergeni daha sakin ve kontrollü bir duruşa yönlendirebilmeniz mümkün olacaktır. Örneğin; “akıllı oğlum” ifadesi bir değer biçme yani koşullu bir ifadedir. Ancak “oğlum, bu yıl matematikte gösterdiğin çabayı görüyorum.” ifadesi ise bir gözlem ifadesidir. Değer biçme yönündeki ifadelere sıklıkla maruz kalan ergenler bu değeri kaybetmemek adına yoğun bir baskı hissederler, strese girerler. Bu değer tanımındaki gibi olamadığında ya da olamayacağını düşündüğünde ebeveyn ile çatışabilirler. Bu yüzden değer biçmek yerine gözlem yapmak daha uygun bir davranıştır.
- Psikolojik Esneklik: Ebeveynin sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisi psikolojik esnekliliktir. Ergen değiştiği için ebeveyn de değişmek zorundadır. Beş gün önce yaptığınız ebeveynlik bugün işlemeyebilir. Ebeveyn, esnek bakış açısına sahip olmadığında ergen ile kurduğu iletişimde katı bir duruş sergiler. Bu katı duruş ergene anlaşılmadığını hissettirdiği için ergen ya savunmaya geçer ya da kendi iç dünyasına kapanır. Her iki durumda da sağlıklı iletişim ortadan kalkar.
- Anlayış Göstermek: Ergen beyninde büyük yıkımlara maruz kalmış bir beyin bölgesi daha vardır. Bu beyin bölgesinin adı hipokampustur. Bu beyin bölgesi; demans, unutkanlık göstergesidir. Ergen bu dönemde biraz şaşkın, bazı şeyleri kaybeden, uzun zamandır hatırlayabildiği bazı şeyleri hatırlayamayan, zaman yönetiminde sıkıntı yaşayan, verdiği sözleri unutan, randevularını unutan, dersle ilgili yapacaklarını unutan bir role bürünebilir. Bazı şeyleri yanlış hatırlama hali ebeveynle çatışmaya girmesine sebep olabilir. Lütfen böyle durumlarda karşınızdaki ergenin yıpranmış bir hafıza durumuyla bunu yapmaya çalıştığını kendinize hatırlatın. Bu durumlarda ergenin ihtiyaç duyduğu şey biraz anlayıştır. Günlük hayat aktivitelerinde zorlanmalar olur. Banyo yapma ve pek çok öz bakım davranışında eksiklik görülebilir. Bu durumlarda ona örnek olmak, hatırlatmak oldukça işe yarar. Böyle zamanlarda yargılamak yerine yine anlayış göstermek önemlidir.
- Kişisel Gelişim: Yapılan araştırmalar; bir grup ergenin sağlık, mutluluk ve başarı bakımından daha avantajlı olduğunu ortaya koymaktadır. Daha az depresyona giren, daha az cinsel ilişkiye giren, daha az intihar girişiminde bulunan bu grupta farklı olan şeyin bu ergenlerin zihinlerinde üst bilişsel, metakognitif becerilerin geliştiği gözlemlenmiştir. Bu durumun, ebeveynin de ergenin gelişim yolculuğuna katılıp onunla birlikte kendisini geliştiren ebeveynlere sahip olan ergenlerde olduğu fark edilmiştir. Ergen, etrafındaki ebeveyn, öğretmen gibi kendinden yaşça büyük olan kişilerle sağlıklı bir zihinsel alışveriş yapabiliyorsa; diyalog, sorgulama, düşünce, yorumlama, tahmin etme, sanatsallık, analitik düşünce, edebiyat ve müzikle ilgilenen düşünce… vb. alanlarda donanımı artan ergenin daha sağlıklı ilişkiler kurabildiği bilinmektedir.
- Sınır Çizme Yeteneği: Ebeveyn sınır çizmeyi bilmelidir. Kuralların olmadığı bir ev düzeninde yaşayan ergenler, istediğinin hemen olması, her zaman onun istediği gibi olması konusunda ısrarcı davranışlar sergileyebilir. Bu da ebeveyni bazen zor duruma sokabilir. Bu yüzden ebeveynlerin erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarına sınır çizen ve kurallar koyan bir rolü benimsemeleri daha uygundur.
- Açık İletişim Kurabilme: Açık iletişim demek; birbirimizin dengiyiz demek. Biri diğerinden üstün ya da otoriter demek değil. Ergen, ebeveyninden korkmadan herhangi bir konu hakkında istediğini söyleyebileceğini, istediğini sorabileceğini, yaptıklarını anlattığında yargılanmayacağını, suçlanmayacağını, ceza almayacağını, küçümsenmeyeceğini, aşağılanmayacağını, ötekileştirilmeyeceğini, anlattıklarının dinleneceğini, saatlerce birlikte çözüm üzerine konuşabileceğini bilmeli. Ergenin tüm bunları bildiği bir ortamda ebeveyni ile konuşabiliyor olması, ergen için yapabileceğiniz en iyi şey.
Sonuç olarak, ergen iletişim kurma bakımından çok aç, çok duygusal, çok yıpranmış bir kafaya sahiptir ve bu noktada ergen beynindeki bu yıkımın farkında olmak, ergen ile kurulan iletişimde zorlandığınız zamanlarda size inat böyle davranmadığını kabul ederek önce kendi tutum-davranışlarında değişikliğe gitmek ebeveyne düşer. Unutmayın ki ergenle sağlıklı iletişim kurmak ‘zor değil, sadece biraz farklı’.