Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sosyal Medyanın Yeni Kahramanı: Popüler Kültürün Narsisizmi

Narsisizm artık psikoloji literatürünün dışına çıkarılıp popüler kültürün malzemesi haline geldi. Nitekim televizyonlarda, magazin haberlerinde ve sosyal medya içeriklerinde çokça adını anar olduk ve insanların hareketlerinde gözlemler olduk. Özellikle sosyal medyada fenomenler tarafından kullanılan bu durum birçok noktaya evrilebiliyor. Örneğin zamanla sadece görünür olmayı isteyen ve sürekli bir onay ihtiyacı duyan bireyler meydana geliyor.

Bu yazımızda narsisizm eğilimlerinin bu kanallar aracılığı ile nasıl normalleştiğini, bu durumun normalleşmekle kalmayıp buna maruz kalan bireylerin ruh sağlığının nasıl etkisi altında kaldığını konuşacağız.

Narsisizm ve Popüler Kültürün Buluşması

Narsisizm, temelde bireyin kendine hayran olması ve başkalarından sürekli onay beklemesiyle tanımlanır. Klinik düzeyde bir narsistik kişilik bozukluğu ile sağlıklı benlik saygısı arasındaki sınırlar zaman zaman belirsizleşebilir. Ancak popüler kültür, bu sınırları bulanıklaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda narsistik davranışları ödüllendiren bir sistem meydana getiriyor.

Instagram, TikTok ve YouTube gibi sosyal medya araçları, bireylere sahneye çıkma şansı tanırken; görünürlük, beğeni ve takipçi sayısı gibi metrikler üzerinden değeri karşılık sonucunda veren bir sosyal sistem oluşturuyor. Oluşan bu sistem hızla işliyor ve toplumun her bireyine entegre hale geliyor. Adeta bir yarış halinde çarklar arasında düşünmeden düzene uyarken buluyoruz kendimizi. Bu sistemde, kendini sürekli olarak öne çıkaran, dramatik hikâyeler paylaşan ya da idealize edilmiş bir hayatı varmış gibi sunan kişiler hızla popülerleşiyor. Bu durum narsistik özellikleri olan bireyler için adeta bir besin kaynağı haline gelmekte.

Gerçek Benlikten Dijital Kimliğe Geçiş

Algılanan değer, gerçek benliğin önüne geçiyor. Sosyal medya kullanıcıları zamanla yalnızca içerik üreticisi değil, aynı zamanda kendi hayatlarının pazarlamacısı haline geldiler. Kişinin değeri, içsel özelliklerinden çok dijital imajıyla ölçülmeye başlıyor. Bu bireylerin gerçek benlikleriyle kurdukları ilişkinin zayıflamasına neden olabiliyor çünkü birey dijital dünyada kabul görebilmek için geliştirdiği narsistik benliği, asıl benliği ile uyuşmayınca kimlik karmaşasıyla bile karşı karşıya kalabiliyor. “Nasıl hissediyorum?” sorusu, “Nasıl görünüyorum?” sorusunun gölgesinde kalıyor.

Bu durumu açıklayan önemli teorilerden biri de gölge benlik kavramı. Jungcu yaklaşıma göre, bastırılan ya da kabul edilmeyen yönler, dışarıya yansıtılan bir persona ile maskelenir. Sosyal medya da bu maskeyi taşımanın en kolay yollarından biri haline gelmeye başlamıştır.

Popüler Kültür Figürleri: Kahraman mı, Yansıma mı?

Zamanla akıllara şu soru geliyor; “Popüler kültür figürleri: Kahraman mı, yansıma mı?” sorusu zihinlerde yer ediyor. Netflix gibi platformlarda hızla popülerleşen dizilere bakıldığında narsisizm özellikleri taşıyan karakterlerin daha fazla ön planda olduğu görülüyor. “You” dizisindeki Joe karakteri ya da “Euphoria” dizisindeki Nate gibi figürler, hem hayranlık uyandırıyor hem de eleştiriliyor. İzleyici, bu karakterlerle özdeşim kurarken, benzer davranışları meşrulaştırabiliyor. Benzer şekilde, Kardashian ailesi gibi televizyon figürleri, kişisel markalarını narsisizm özellikleri üzerine inşa etmiş durumda. Güzellik, başarı ve mükemmellik anlatıları, takipçileri tarafından idealize ediliyor. Bu durum, özellikle gelişim çağındaki bireylerde gerçekçi olmayan beklentilere ve sürekli tatminsizlik duygusuna yol açabiliyor.

Klinik Perspektiften Narsisizm ve Sosyal Medya

Peki, bu duruma klinik açıdan bakılınca klinik psikologlar ne diyor? Klinik alanda çalışan psikologlar, son yıllarda özellikle ergen danışanlarda değersizlik hissinin, görünür olma kaygısının ve beğeni bağımlılığının arttığını rapor ediyor. Sosyal medya, bireyin yalnızca dış görün bountifulüşüyle değil, yaşam tarzıyla da yargılandığı bir mecra haline geldiği için, yetersizlik hissi bir tür kronik duygusal hal alabiliyor. Bu da anksiyete bozuklukları, depresyon ve özgüven sorunlarını beraberinde getiriyor.

Sonuç: Ruh Sağlığını Korumak İçin Ne Yapmalı?

Narsisizm, popüler kültür ve sosyal medyanın etkisiyle artık yalnızca psikiyatri kliniklerinde ele alınan bir konu olmaktan çıkmış durumda. Kendilik algısının dışa bağımlı hale geldiği, beğeni ve takipçiyle ölçüldüğü bu çağda, narsistik eğilimlerin artması şaşırtıcı değil. Ancak bu durumun uzun vadede bireylerin psikolojik dayanıklılığına zarar verebileceği unutulmamalı.

Ruh sağlığını korumak için, dijital kimlik ile gerçek benlik arasındaki farkı ayırt etmek, içsel kaynaklara yönelmek ve sosyal medyanın sunduğu sahte parıltıya karşı farkındalık geliştirmek büyük önem taşıyor. Psikologlar, eğitimciler ve aileler bu konuda genç bireylerle açık bir iletişim kurmalı; var olmak için görünmek zorunda olmadıklarını hatırlatmalıdır.

Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596
  • Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2009). The Narcissism Epidemic: Living in the Age of Entitlement. Free Press.
  • Buffardi, L. E., & Campbell, W. K. (2008). Narcissism and social networking web sites. Personality and Social Psychology Bulletin, 34(10), 1303–1314. https://doi.org/10.1177/0146167208320061
  • Andreassen, C. S., Pallesen, S., & Griffiths, M. D. (2017). The relationship between addictive use of social media, narcissism, and self-esteem: Findings from a large national survey. Addictive Behaviors, 64, 287–293. https://doi.org/10.1016/j.addbeh.2016.03.006
Ezgi Gökçen Yazıcı
Ezgi Gökçen Yazıcı
Ezgi Gökçen Yazıcı, psikoloji alanında lisans eğitimine devam etmektedir. Gökçen, Habitat, TEGV ve TEDxAdana’da çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Yazar, psikolojik dayanıklılık, duygu düzenleme ve insan davranışlarının arkasındaki motivasyona odaklanan yazılar yazmaktadır. Yazıları, Terapi Delisi Dergisi ve Çağ Üniversitesi E-Dergi gibi çeşitli platformlarda yayınlanmaktadır. Gökçen, kalemiyle insan zihninin derinliklerine yolculuk yapmak isteyen herkes için yazılarında hem bilimsel gerçekleri hem de pratik önerileri harmanlamaktadır. Yazılarında bireye fayda sağlamayı misyon edinmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar