Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

EMDR VE İŞ DÜNYASI

Psikoloji bilimi için adeta ucu bucağı olmayan bir okyanustur desek yanlış olmaz. Çok disiplinli bir yapıdan bahsediyoruz. Birçok farklı alanlardan beslenir, birçok farklı ekole sahiptir. Teknikler, stratejiler, yaklaşımlar havada uçuşur. Her bir yapısı birbirinden değerlidir. Bu yazımda ise özellikle bir süredir çok fazla duyduğumuz EMDR terapisi hakkında sizleri bilgilendirmeye çalışacağım.

Psikoloji bilimi ile ilgilenen arkadaşlarım veya bu alanda profesyonel olarak çalışan meslektaşlarım EMDR terapisi hakkında eminim bilgi sahibidirler. Biraz da bu terimi ilk defa duyanlar için EMDR terapisinin ne olduğundan bahsetmek isterim.

Biz psikologlar ya da psikiyatristler danışanlarımızla çalışırken farklı tekniklerden destek almaktayız. Her bir tekniğin genellikle çalışma alanları birbirleriyle kesişse de bazı teknikler bazı durumlarda daha kullanılabilir olmaktadır. EMDR terapisi de başta travmalar ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olmak üzere depresyon, stres bozukluğu, kaygı problemleri, panik atak gibi birçok problem üzerinde de etkili olmaktadır.

Aslında genel olarak bakıldığında günlük hayatımızda, yaşamımıza birlikte devam ettiğimiz bu problemlerin temeli; yetiştirilme tarzımız, çocukken yaşadıklarımız, güncel ilişkilerimiz ile şekillenen bilinç dışımızdaki kökleşmiş duygu, düşünce ve inançlarımız olmaktadır. İşte bu aşamada EMDR terapisi, bazen kendimizin bile fark etmediği o bilincimizin dışında kalan ve kendisini ortaya farklı şekillerde çıkaran tüm bu duygu, düşünce ve inançlarımız ile konuşmamıza yardım etmektedir. Konuşarak ne çözülmez ki bu hayatta? Tabii ki kiminle konuşacağımızı bilmemiz gerekir.

Çoğumuzun iş dünyasında bir köşede sessizce oturan, hiç söz hakkı almayan, her toplantıya zamanında katılıp en iyi şekilde çalışmasını sürdüren bir çalışma arkadaşımızın; aslında çok iş yapıyormuş gibi gözüken ama genel olarak işlerini zamanında yapmayan, eksik yapan ya da sorumluluklarını çok da fazla umursamayan diğer çalışma arkadaşından daha az övgü aldığını gördüğü zamanlar olmuştur. Bazen hakkını savunmakta çok zorlanan, yaşadığı haksızlıklara rağmen kendini savunamayan insanlar ile de karşılaşmışızdır. Ya da aslında işi çok iyi bilmesine rağmen sadece yeterli özgüveni gösteremediği için yöneticisi tarafından fark edilmeyen birçok cevher vardır aramızda.

Hatta çoğu bireyin yaşadığı bir durumdan bahsedeyim. O çok önemli toplantının konuşmacısı siz mi olacaksınız! Eminim bu durum, gece gözünüze uyku girmemesi için yeterli kaygıyı size yaşatmaktadır.

Peki şimdi, size bir şey söyleyeyim mi? Tüm bu problemlerinizi aslında EMDR terapisi ile çözebilirsiniz. EMDR terapisi ile hayata daha iyi ve sağlıklı bir şekilde uyum sağlayabilmek, olumsuz gördüğümüz tüm süreçleri olumlu başa çıkma yöntemleri ile değiştirebilmek mümkündür. Belki de hayatınız boyunca karakterinizin bir parçası sandığınız bir korkunuz, bilinç dışınızın derinlerinde bir yerlerinde bilmediğiniz bir anınızla ilişkilidir. Ne demiştik: Konuşarak her şey çözülür ama kiminle konuşacağınızı bilmeniz gerekir. EMDR terapisi ise aslında saklı kalan bu anıları da, ‘göz hareketleri ile duyarsızlaştırma’ tekniğiyle ve sonrasında yeniden işleme yöntemiyle tedavi edebilmektedir.

EMDR VE PERFORMANS GELİŞTİRME

Birçok farklı problemde çözüm kaynağı olan EMDR terapisi, performans geliştirmeye yönelik kullanıldığında da oldukça etkili olabilmektedir. Çalışan verimliliğinin ve çalışan mutluluğunun iş dünyasında neden önemli olduğunu bir önceki yazımızda bahsetmiştik. Günümüzde dünyasında uçsuz bucaksız yaşanan rekabet yarışında işverenlerin ve yöneticilerinin çalışanlarının mutluluğunu arttırdığı takdirde verimlilikte de gözle görülür bir artış fark edebilmektedirler. Ne demiştik: çalışan mutluluğu eşittir çalışan verimliliği.

Bu nedenle iş profesyonelleri, sporcular, sanatçılar, akademisyenler gibi birçok farklı sektörde çalışanların performans geliştirmesine yönelik EMDR terapisi olumlu yönde katkı sağlayacaktır.

Yapılan bir araştırma sonucu, spor yaralanmasından dolayı travma sonrası stres bozukluğuna sahip bir sporcunun EMDR terapisi ile konsantrasyonunda artış gözlenmiştir. Sporcu kendini suçlamayı bırakmış, EMDR öncesine göre rahatlama sağlamış, kendini kontrol edebilme ve doğru nefes alıp verebilmek, güçlüklerle başa çıkmakta zorlanmama gibi konularda gelişim sağlamıştır. Dikkati, aktivasyonu ve başarı güdüsü artmıştır. Böylelikle EMDR terapisinin performans üzerinde olumlu etkilerin gözlemlenebilmiştir.

Bu nedenle EMDR terapisinin performans kaygısını azaltabilmekte, ölçülebilir ve gerçekçi hedefler belirleyerek bu hedeflere odaklanmada kolaylık sağlayabilmekte olduğu söyleyebilmekteyiz. Diğer yandan zihinsel dayanıklılığı artırarak kişinin kendine güvenini sağlamlaştırabilmektedir. İş dünyası ve kişisel yaşam arasında en çok ihtiyacımız olan zaman yönetimi ve zamanı verimli kullanabilme açısından gözle görülür bir sonuca EMDR terapisi sayesinde ulaşılabilinmektedir. Aynı zamanda stres yönetimimizi sağlayabildiğimiz, iletişimimizi güçlendirebildiğimiz ve takım çalışmamızı en etkili şekilde yürütebildiğimiz bir dünyanın kapılarını açmaktadır.

EMDR terapisi, her ne kadar sadece kişisel hayatımızda destekçimiz gibi görünse de profesyonel hayatta bize her zaman en etkili şekilde yardımcı olmaya hazırdır. Bu nedenle özellikle insan kaynakları departmanlarının çalışan verimliliği birimleri veya organizasyonel gelişim birimleri, EMDR terapisi ile daha güçlü ve etkili iletişim kurabilecekleri bilgisini göz ardı etmemelidirler.

KAYNAKÇA

Duman, R.N., Bayram, S., Demirtaş, B. (2018). EMDR: Olgu sunumları. Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi, 1(1), 142-164.
Seydaoğulları, Ö., Sarı, İ. (2023). Spor yaralanmalarında EMDR terapisinin işlevselliği: Bir olgu sunumu. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 10(3), 589–611
Doğan, S. (2025). EMDR Terapisi. https://sabihadogan.com/emdr.html

Simge Güney
Simge Güney
Simge Güney, psikoloji lisansına ve nöropazarlama yüksek lisansına sahip İK alanında çalışan bir psikologdur. İki yıldır insan kaynakları alanında, özellikle işe alım uzmanı olarak görev almakta, organizasyonel gelişim süreçlerine ve İK departmanının genel süreçlerine katkı sağlamaktadır.Öncesinde gönüllü olarak bir platformda yazarlık ve editörlük deneyimi olan Güney, yazılarında psikolojinin iş dünyasındaki yerini ve İK alanındaki etkisini vurgulamayı hedeflemektedir. Toplumda psikologların İK alanındaki potansiyelinin yeterince bilinmediğini gözlemleyen Güney, bu alandaki önemli rolü anlatan yazılar paylaşmayı amaçlamaktadır. Zaman zaman ise hayatımızın neredeyse her alanında deneyimlediğimiz nöropazarlama ve psikolojiye dair konulara da değinecektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar