Perşembe, Eylül 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Beyni Yeniden Kablolamak: Derin Pratik Etkisi

Yeni bir beceri öğrenmek… Kimimiz için heyecan verici, kimimiz içinse göz korkutucu bir süreçtir. Ancak ister yeni bir dil öğrenmek, ister bir spor dalında ustalaşmak, isterse de iş hayatında kritik bir beceriyi geliştirmek olsun, yeteneğin oluşma süreci hakkında yapılan bilimsel araştırmalar bize önemli ipuçları veriyor. Daniel Coyle’un The Talent Code kitabında popülerleştirdiği derin pratik (deep practice) kavramı, öğrenme sürecinin yalnızca tekrara değil, doğru şekilde yapılan tekrara bağlı olduğunu vurgular.

Myelin ve Öğrenmenin Nörobiyolojisi

Öğrenme sürecinin biyolojik temellerinden biri, beynimizde sinir liflerini kaplayan myelin adı verilen yalıtkan tabakadır. Nörobilim araştırmalarına göre (Fields, 2008), myelin kalınlaştıkça sinir hücreleri arasındaki elektriksel sinyaller daha hızlı ve verimli iletilir. Bu durum, becerilerin yalnızca hatırlanmasını değil, aynı zamanda otomatikleşmesini sağlar.

Ancak myelin oluşumu, yalnızca tekrar etmekle değil, doğru ve bilinçli uygulama ile hızlanır. Derin pratik sırasında yapılan küçük düzeltmeler ve hataların fark edilip düzeltilmesi, myelin kılıfının kalınlaşmasını daha etkili biçimde destekler. Buna karşılık, basit tekrar (örneğin aynı sunumu defalarca değişiklik yapmadan prova etmek) sınırlı bir katkı sağlar. Bu nedenle, öğrenme sürecinde “yanlış yapmaktan korkmamak” kritik önemdedir. Hata fark etmek, gerekli düzeltmeleri yapmak ve süreci bilinçli şekilde tekrarlamak, beynin öğrenme devrelerini güçlendirerek daha hızlı, net ve hatasız performansa zemin hazırlar. Bu yöntem, yalnızca ne yapıldığını değil, nasıl yapıldığını da odak noktası haline getirir.

İş ve Örgüt Psikolojisi Perspektifinden

Derin pratik yalnızca spor, sanat veya bireysel beceriler için değil, iş dünyasında da kritik bir kavramdır. Araştırmalar, yalnızca uzun süre çalışmanın yetenek gelişimiyle doğrudan eş anlamlı olmadığını gösteriyor. Önemli olan, bu sürede nasıl çalışıldığı ve öğrenme fırsatlarının nasıl kullanıldığıdır (Ericsson, Krampe & Tesch-Römer, 1993).

Örneğin, bir çalışan yeni bir yazılım sistemini öğrenirken sadece talimatları takip etmekle kalmayıp, hatalar üzerinden çözüm yolları geliştirmeye ve süreçleri daha verimli hale getirmeye odaklanıyorsa, derin pratik yapıyor demektir. Bu yaklaşım, organizasyonel öğrenme kültürünün de temel taşlarından biridir.

Derin Pratiği Destekleyen Faktörler

Araştırmalar, derin pratiğin gelişebilmesi için üç temel unsurun öne çıktığını belirtiyor:

  1. Net ve ulaşılabilir hedefler
    Büyük hedefler küçük, yönetilebilir parçalara bölünmeli. Bu, ilerlemenin görünür olmasını sağlar.

  2. Anında ve yapıcı geri bildirim
    Yalnızca sonucu değil, süreci de değerlendiren geri bildirim, öğrenme hızını artırır.

  3. Bilinçli tekrar ve odaklanma
    Zihnin “otomatik pilot” modundan çıkması, öğrenmeyi hızlandırır. Tekrar, amaçlı ve farkındalıkla yapılmalıdır.

Bu noktada Growth Mindset (büyüme odaklı düşünce) yaklaşımı da devreye girer (Dweck, 2006). Kendi kapasitemizi geliştirilebilir gördüğümüzde, hataları gelişim fırsatı olarak değerlendirme olasılığımız artar.

Kurumsal eğitimler veya yetenek geliştirme programlarında derin pratik, öğrenme tasarımlarının merkezinde yer almalıdır. Sadece bilgi aktaran seminerler yerine, katılımcıların uygulama yapabildiği, hata yapma ve düzeltme şansı bulduğu interaktif süreçler daha etkili sonuçlar doğurur.

Örneğin, müşteri hizmetleri ekibine verilen bir eğitimde, senaryo bazlı canlandırmalarla gerçek durumlara yakın deneyimler yaşatmak, teorik bilgiden çok daha kalıcı bir etki bırakabilir. Bu yaklaşım yalnızca bireysel beceriyi değil, takım içi uyumu ve problem çözme hızını da güçlendirir.

Neden Önemli?

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 İş Gücü Becerileri Raporu, problem çözme, eleştirel düşünme ve sürekli öğrenme yetkinliklerini geleceğin en kritik becerileri arasında gösteriyor.

Derin pratik, bu becerilerin geliştirilmesinde güçlü bir araçtır. Çünkü yalnızca bilgiyi değil, o bilginin uygulama yetkinliğini de inşa eder. Öğrenme ve gelişim, “ne kadar süre” değil, “nasıl” sorusuna verilen cevapla şekillenir. Derin pratik, ister bireysel becerilerde ister kurumsal yetkinliklerde olsun, performansın sürdürülebilir şekilde artmasını sağlayan bilimsel bir yaklaşımdır.

Kendi çalışma tarzımıza baktığımızda, tekrarlarımızın gerçekten derinleşip derinleşmediğini sorgulamak, profesyonel gelişimimizde kritik bir fark yaratabilir. İş ve örgüt psikolojisi perspektifinden bakıldığında, derin pratik yalnızca bireysel performans artışı değil, aynı zamanda çalışan bağlılığı, iş doyumu ve kurum içi yenilikçilik kültürünün güçlenmesi açısından da önemli bir araçtır.

Kaynakça

The neuroscience of effective practice. (2023, March 16). Psychology Today.
Meaningful work, work engagement and organisational commitment. (2014). SA Journal of Industrial Psychology, 40(1), 1–10.
Taibbi, R. (2025, August 12). The best way to learn a new skill? Go deep. Psychology Today.

Sare Helin Demir
Sare Helin Demir
Sare Helin Demir, lisans eğitimini psikoloji alanında tamamlamış, Bologna Üniversitesi’nde İş Sağlığı Psikolojisi odaklı İş, Örgüt ve Personel Psikolojisi alanında yüksek lisans programında tez çalışmasını sürdürmektedir. Tezinde, tükenmişliğin güvenlik motivasyonu ve bilgisi ile çalışanların güvenli davranışları arasındaki ilişkideki rolünü incelemektedir. Psikolog kimliğinin yanı sıra insan kaynakları profesyoneli olarak görev yapan Demir; akademik ve mesleki ilgi alanları kapsamında çalışan bağlılığı, iş kaynaklı kaygı ve stres, motivasyon, performans, mobbing ve stratejik yetenek çekimi gibi konularla ilgilenmekte, işyerinde psikolojik iyi oluşa odaklı yazılar kaleme almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar