Yeme bozuklukları oluşumunda sosyal, psikolojik ve biyolojik birçok farklı etmen etkilidir. Yeme bozuklukları, kişilerin günlük rutinlerine zarar vererek işlevselliklerinde bozulmalara yol açar ve yaşam standartlarını zedeler. Ortoreksiya Nervoza, diğer bir ismiyle ‘sağlıklı beslenme takıntısı’dır. Henüz mental bozuklukları sınıflandıran tanı kitabı DSM’de yer almamış, bir psikopatoloji tanımı almamış olsa da bu konuda çeşitli çalışmaların yapıldığı bilinmektedir.
Ortoreksiya Nervoza Nedir?
Ortoreksiya Nervoza, geçmişi çok eski olmayan bir bozukluktur. Bu kavramı tanımlayan ilk kişi olan Bratman, 1997 yılında Yunanca ‘uygun’ anlamına gelen orthos ve ‘iştah’ anlamına gelen orexia kelimelerinin birleşimiyle bu terimi üretmiştir (Ramacciotti vd., 2011). Ortoreksiya, kişinin saf, işlenmemiş gıdalarla takıntılı biçimde beslenme çabası içinde olması şeklinde tanımlanabilir.
Ortoreksiya, ilgili literatürde ayrı bir tanı olarak sınıflandırılmasa da, diğer yeme bozuklukları ile benzer yönler taşır (Arusoğlu vd., 2008). Anoreksiya nervozada görülen kalori kısıtlaması ve ince görünme arzusu yerine, ortorektik bireylerde ısrarcı bir biçimde sağlıklı beslenme isteği ön plandadır.
Katkısız beslenme arzusu, günlük yaşantıda doğrudan bir bozukluk olarak görülmeyebilir. Ancak bu durum bireyin yaşam kalitesini düşürmeye başladığında ve işlevselliğinde bozulmalar oluşturduğunda psikolojik bir sorun olarak değerlendirilebilir (Donini vd., 2004).
Bireyler, oluşturdukları beslenme planlarını hayatlarının merkezine koyuyor, insan ilişkileri ve sosyal yaşamları bu durumdan zarar görüyorsa ve günün büyük kısmını besin içeriklerini düşünerek geçiriyorlarsa, bu noktada bir bozukluktan söz etmek mümkündür.
Ortoreksiyanın Oluşumu
Ortoreksiya üzerine yapılan çalışmalar sınırlı olduğundan, etiyolojik veriler yetersiz kalmaktadır. Diğer yeme bozuklukları gibi, sosyal çevre, biyolojik yatkınlık ve psikolojik değişkenler bu patolojinin gelişiminde etkili olabilir. Ayrıca bireylerin geçmişte yaşadığı tıbbi hastalıklar ve psikolojik sorunlar da Ortoreksiya Nervoza gelişiminde etkili olabilir (Getz, 2009).
Sosyal medya sayesinde bilgiye ulaşım kolaylaşsa da, doğru bilgiye ulaşım zorlaştığı için popüler ama yanıltıcı sağlıklı beslenme biçimlerinin yaygınlaşması, bu bozukluğun oluşumunu tetikleyebilmektedir.
Tek başına sağlıklı içerikli beslenme arzusu bir sorun değildir; ancak bu arzunun yaşam kalitesini düşürmediği ve işlevselliği bozmadığı sürece.
Peki, Ortoreksiyanın Sessiz Yıkımı Nasıl Olur?
Ortoreksiya Nervoza, bireyin ısrarla saf, doğal ve katkısız gıdaları tüketmeye çalışmasıyla kendini gösterir. Bu bireylerde tek tip beslenme, öğün atlama ve katı oruç uygulamaları sıkça görülür. Bu yetersiz ve dengesiz beslenme; çeşitli fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir (Bosi vd., 2007).
Bireyler, planladıkları şekilde beslenemediklerinde kendilerini değersiz, yetersiz ve suçlu hissedebilirler. Tabu haline gelmiş bir yiyeceği tükettiklerinde, bunu telafi etmek için daha katı ve zorlayıcı bir diyet uygularlar. Sadece sağlıklı beslenme sürdürdüklerinde kendilerini değerli hissederler.
Bu bireyler zamanla sosyal çevrelerinden uzaklaşırlar çünkü çevrelerinin tükettikleri besinler, kendi standartlarına uygun değildir. Bu durum uzun vadede fiziksel sağlık sorunları, ruhsal problemler, kaygı ve suçluluk duyguları ile toplumsal izolasyon gibi birçok zorluğu beraberinde getirir.
Ortoreksiya Nervoza’da Tedavi
Tüm yeme bozuklukları gibi, Ortoreksiya Nervoza tedavisinde de bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır. Tedavide amaç, kişinin bilişsel çarpıtmalarını düzeltmek ve nüksü önlemektir (Okumuşoğlu, 2017). Bu süreçte diyetisyen, psikolog ve psikiyatrist gibi uzmanlardan oluşan multidisipliner bir ekip ile çalışmak, tedavinin başarısını artırabilir.