Yeme bozuklukları, son yıllarda özellikle ergenlik döneminde kendini gösteren ve uzun süre devam eden, hızla yayılan ve tehlikeli boyutlara ulaşan önemli rahatsızlıklardandır. Yeme bozuklukları, bireylerin yeme tutumlarında bozulma, besinlerle takıntılı uğraş ve kiloyu kontrol etmeye dair davranışlarının fiziksel ve psikososyal işlevselliğe zarar vermesi ile kendilerini göstermektedir ve önlenemezse birey üzerindeki sonuçları ölümcül olabilmektedir.
Yeme bozukluklarının nedenlerine bakıldığında, birçok olgu ile ilişkili olduğu görülmüştür. Yeme bozukluğu olan bireylerin ebeveynlerinin kişilik örgütlenmesinde kontrolcülük ve mükemmelliyetçiliğin görüldüğü, ebeveynleri ile çatışma yaşadığı saptanmıştır. Geçmiş öyküsünde istismar, ihmal gibi travmalar yaşayan bireylerde yeme bozukluklarının görülme olasılığı yüksektir. Bunların beraberinde düşük benlik saygısı, duygu düzenleme güçlüğü, toplumsal dinamikler, biyolojik unsurlar, işlevsiz şemalar, Obsesif Kompülsif Bozukluk gibi nedenler de bireyler için risk faktörü olabilmektedir.
Dijital dünyadaki beden ve güzellik algıları, genç bireylerin sosyal kabul ve beğenilme amacıyla sağlıksız kilo kaybetme yöntemlerine başvurabilmelerini tetiklemektedir. Sosyal medyanın erişilebilirliğinin artmasıyla ve kullanıcıların yaşının düşmesi ile özellikle kız çocuklarında görülme oranı son yıllarda artış göstermiştir.
Yeme Bozuklukları ve Tipik Özellikleri
Anoreksiya Nevroza
Toplumda en sık rastlanan yeme bozukluklarındandır ve en fazla kadınları etkilemektedir. Anoreksiya, bozuk beden algısı nedeniyle bireyin devamlı besinlerden aldığı enerji miktarını kısıtlaması, kilo almaktan aşırı korkması dolayısıyla kilo alımından kaçınması, kilo alımını engelleyen devamlı davranışlarıdır. Birey kendisini aç bırakır ve besin tüketmemektedir. Bu bireyler, ideal kilolarının altında olduklarını da reddetmektedirler. Bu rahatsızlık genellikle; spora başlamak, diyet yapmak, dengeli beslenmek gibi düşüncelerle gelişmektedir.
Bireylerde zaman içerisinde gözle görülen aşırı zayıflama durumu, yetersiz beslendiklerinin ve ideal kilonun altında olduklarının bir kanıtıdır. Yalnızca görünüşleri değil, metabolizmaları da bu süreçten fazlasıyla etkilenmekte, düşük kan basıncı, mide ve bağırsak hastalıkları, yumurtalıkların işlevselliğinin bozulması gibi beden üzerinde büyük etkileri olmaktadır.
Bulimia Nevroza
Toplumda sıkça rastlanan yeme bozukluklarından bir diğeridir. Bireylerin yiyebileceğinden fazlasını yeme atakları geçirip beraberinde kilo alımını engellemek için besinleri çıkarma (kusma, müshil, söktürücü veya aşırı egzersiz yoluyla) davranışlarıdır. Birey kilo alma korkusu yaşamaktadır ve tıkınırcasına yediği için suçluluk duymakta ve kendisinden tiksinmektedir. Nasıl göründükleriyle çok ilgilenmektedirler, Anoreksiya’dan farklı olarak dış görünüşlerinde bakıldığında rahatsızlıkları anlaşılamamaktadır çünkü kiloları yine normal düzeyinde seyretmektedir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
Genellikle bireylerin hayatlarının zor bir dönemindeyken, aşırı üzgün, kaygılı, mutsuz hissettiği zamanlarda başlamaktadır. Açlık duyulmadığı halde sıklıkla yağlı, şekerli ağır yiyecekler tüketilmekte ve ardından bireyler bundan dolayı suçluluk ve utanç duymaktadırlar. Temelinde duygu düzenleme güçlüğü yaşanır ve bu yeme davranışının bozulmasına zemin hazırlamaktadır. Bulimia’dan farkı, bireylerin herhangi bir dışa atım davranışına yönelmemeleridir. Bireyler bu süreçte kilo almaktadır.
Bunlarla beraber toplumda çok bilinmeyen ancak bireydeki hayati tehlikesinin fazla olduğu Pika Sendromu da bu yeme bozukluklarının arasındadır.
Pika Sendromu Nedir?
Pika Sendromu, bireylerin besin olmayan maddeleri yeme davranışıdır. Bu maddeler bazen silgi, kâğıt, toksik temizlik maddeleri, bazen ise tebeşir, sünger, toprak gibi farklı kategorilerdeki maddelerdir. Bu rahatsızlık genellikle, sosyoekonomik düzeyi düşük olan bölgelerde, hormonal değişikliklerle beraber hamile kadınlarda ve dünyayı keşif aşamasıyla gelen her şeyi ağza götürme dürtüsü ile erken çocukluk dönemindeki çocuklarda görülmektedir.
Davranış, toplum normlarına uygun olmadığı taktirde bir bozukluk olarak kabul edilir, örneğin toprak yiyen toplumlarda bu davranış bir bozukluk olarak görülmemektedir. Davranış en az 1 ay boyunca devam etmişse tanı konmaktadır.
Genellikle 1,5-2 yaşındaki çocuklarda %25-45 oranında görülürken, yaş arttıkça bu oran %80 düzeyinde artmaktadır. Çocuklukta başlayan Pika Sendromu durumlarında, ergenliğe geçiş ile Pika’nın etkisi azalabilmektedir ancak başka bir ruhsal/tıbbi rahatsızlık ile gelişmesi durumunda tedavi edilmez ise ciddi sorunlara yol açtığı bilinmektedir.
Pika Sendromu Neden Oluşur?
Şizofreni, Otizm Spektrum Bozukluğu, zihinsel yetersizlik gibi rahatsızlıklar, sosyokültürel alışkanlıklar, kansızlık ve özellikle demir ve çinko gibi minerallerin eksikliği, psikolojik ve fiziksel istismar gibi çok çeşitli sebepler bireyin Pika Sendromu oluşturmasına yol açabilmektedir.
Pika Sendromu Tedavi Süreci
Pika Sendromu tedavisi için ilk basamak, vücuttaki maddelerin tespit edilerek cerrahi müdahale ile çıkarılmalarıdır. Tedavi süresinde genellikle, eksiklikler düzeltildikçe ilgili yeme davranışları ortadan kalkmaktadır. Mineral ve besin eksiklikleri test edilir ve eksiklikler varsa bunların düzeltilmesi gerekmektedir.
Pika, psikolojik anomali gibi sorunlardan kaynaklanmışsa, psikolojik terapi ve ilaç tedavisi uygulanarak tedavi edilmektedir. Davranışlar yetersiz beslenmeden kaynaklanmıyorsa veya beslenme tedavisinden sonra durmuyorsa çeşitli davranışsal müdahaleler mevcuttur. Bu davranışsal müdahaleler, bireyin gıda dışı maddelerden yönlendirilmesini ve gıda dışı maddeleri bir kenara bıraktığı veya bunlardan kaçındığı için ödüllendirilmeyi içermektedir.
Sonrasında ise psikoterapi ile yenilen/yutulan maddenin yerine geçebilecek etmenler, bunlara karşı alternatifler ve bunların etkinliğine bakılarak yeme bozukluğu tedavi edilmektedir.
Kolay tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen Pika Sendromu, özellikle tedaviye dirençli hastalarda ölüm ile sonuçlanabilmektedir. Bilişsel ve gelişimsel anormalliğe yol açan ve işlevselliği bozan komplikasyonlara neden olan Pika’nın erken teşhisi, her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi hayati önem taşımaktadır.
Film Önerisi: Pika ile ilgilenen ve hakkında daha çok bilgi almak isteyen okurlar için bir film önerisi: Swallow (2019). Varlıklı bir ailenin oğlu Richie ile evlenen Hunter hamile olduğunu öğrenir. Çift mutlu aile tablolarının sonunda tamamlanacağını düşünür ve çevrelerindeki herkes çiftin sevincine ortak olur. Hamilelikle beraber Hunter’ın aşerme dönemleri başlar ancak aşerdiği maddeler kendisini ve hayatını tehlikeli bir yola sokar.
Kaynakça
Tümen, Ç. Z. (2023). Yeme bozukluklarına genel bir bakış. Çukurova Tıp Öğrenci Dergisi, 3(2):40-45.