Çarşamba, Aralık 10, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aynı Döngüyü Neden Yaşıyoruz? Kalbin Tekrar Tuzağı

Bazen biriyle tanışıyoruz…
Her şey o kadar tanıdık geliyor ki.
Sanki yıllardır aynı cümleleri kurmuşuz, aynı heyecanı yaşamışız, aynı güvensizliği hissetmişiz gibi.

Bir yanımız “Bu defa farklı olacak” derken, başka bir yanımız çoktan fısıldamaya başlar:
“Bu hikâyeyi daha önce de okumuştun…”

Ve ne tesadüf…
Sonu yine benzerdir.

Peki hiç düşündün mü…
Neden hayat bize aynı hikâyeyi farklı kapaklarla tekrar tekrar okutuyor?
Neden bazı insanlar kalbimizde aynı yarayı açıyor, aynı deneyim bizde aynı duyguyu uyandırıyor?

Belki de mesele insanlar değil, bizde devam eden görünmez bir ritimdir.
Bu bir Duygusal Döngüdür.

“Bu Sefer Gerçekten Farklı” Demiştin…

Geçen yıl biriyle tanıştığını hayal et.
Konuşmalar akıyor, kahkahalar samimi, saatler fark ettirmeden geçiyor.
İçindeki o eski temkin bu defa daha sessiz; “Galiba gerçekten olabilir” diye düşünüyorsun.

Ama birkaç hafta sonra…
Duyguların önüne geçen o tanıdık his beliriyor:

  • Soru sormaktan çekinmeler

  • Cevabını iki saat geç yazınca kalbinin sıkışması

  • “Bir şey mi oldu?” düşüncesi

Ve en sonunda… yine aynı duvar.

Birden kendini şunu söylerken buluyorsun:
“Of… yine aynı şey.”

Bu sahne aslında bir kişiye ait değildir.
Bu sahne, senin duygusal haritanda işaretli eski bir yoldur.

Ve o yolu ezbere bildiğin için farkında olmadan yine oraya dönersin.

Kalp Tanıdığı Hissi Seçer, İyi Olsa da Olmasa da

Bu çok samimi ama acı bir gerçek:
Kalp her zaman doğruyu değil, tanıdığı hissi seçer.

Eğer küçükken sevgi biraz zor bulunuyorsa, büyüdüğünde de “kolay sevgiyi” tanıyamazsın.

  • Uğraştıranları “çekici”

  • Belirsizliği “heyecan verici”

  • Net ilgiyi ise “fazla güvenli”

bulabilirsin.

Bu bir kusur değil;
beynin tanıdığı ritme gitmesidir.

Şemalar: İçimizdeki Görünmez Yönlendirici

Şema terapi, ilişki döngülerini anlamak için güçlü bir çerçeve sunar.
Herkesin ilişkilerle ilgili temel bir inancı vardır, yani bir Şema:

  • “Herkes bir gün gider.”

  • “Sevgi için daha çok vermem gerekir.”

  • “Yakınlık artınca terk edilirim.”

  • “Benim hislerim önemsizdir.”

Bu inançlar partner seçiminde fark ettirmeden çok etkilidir.

Örneğin:

  • Terk edilme şeması olan biri, kendisine ilgi gösterene değil, arada kaybolana çekilebilir.

  • Duygusal yoksunluk şeması olan biri, hiçbir zaman tam ilişkiye dahil olmayan kişilere yoğun bağ kurabilir.

Acı verse de tanıdık gelir.
Ve tanıdık olan, yeni olandan daha “doğru” hissedilir.

Döngüyü Sürdüren Davranışlarımız

Döngü sadece karşı tarafla ilgili değildir; bizim ilişki içindeki davranışlarımız da aynı senaryoyu yeniden yaratır.

  • Duygularını söylemekten çekinmek

  • Sınır koyamamak

  • Sessiz kalmayı huzur sanmak

  • Karşı tarafın ilgisini artırmak için daha fazla vermek

  • Kendine rağmen ilişkide kalmaya çalışmak

Bu davranışlar seni eski rolüne iter:
“Çabalayan, bekleyen, açıklama arayan kişi.”

Rol aynı kalınca hikâye de değişmez.

Döngüyü Kırmak Neden Bu Kadar Zor?

Yeni ve sağlıklı bir ilişki genellikle “huzurlu ama yabancı” gelir.
Bir kişi net olduğunda, emeğini gösterdiğinde, belirsizlik yaratmadığında ilk başta içimize su serpilmez; tam tersine:

“Acaba bir şey mi eksik?”

hissi doğabilir.

Bu, beynin alışık olmadığı ritme verdiği tepkidir.
Dramaya alışmış bir sinir sistemi, sakinliğe ilk başta güvenmekte zorlanır.

Dolayısıyla döngüyü kırmak sadece “farklı birini seçmek” değildir;
duygusal sistemini yeni bir ritme alıştırmak anlamına gelir.

Bu da zaman, Farkındalık ve içsel bir çalışma gerektirir.

Aynı ilişki döngülerini yaşamak kişisel bir başarısızlık değil;
fark edilmemiş bir örüntünün doğal sonucudur.

Döngü, ancak soruyu tersinden sorduğunda kırılmaya başlar:
“Ben bu hikâyenin neresinde aynı davranışı tekrar ediyorum?”

Bu farkındalık, ilişkide yeni bir yol çizmenin ilk adımıdır.

Hikâyeyi Değiştirmek Mümkün

Daha net iletişim, daha sağlam sınırlar, kendi ihtiyaçlarını tanımak
ve tanıdık acıyı değil, yeni bir huzuru seçme cesareti…

Bunlar döngünün dışına çıkmanı sağlar.

Ve inan:
Kalbin sadece tanıdığı acıya değil, öğrenebileceği huzura da uyum sağlayabilir.

Hikâyeyi değiştirmek mümkündür, yeter ki eskisini sorgulama cesaretin olsun.

Ve belki de en büyük yanılgımız şuydu:
Döngüyü kırmak için yeni birine ihtiyacımız olduğunu sandık.

Oysa gerçek şu:
Hikâyeyi değiştirecek kişi hep bizdik.
Aynı acıyı seçmek bir alışkanlıktı; huzuru seçmekse bir devrim.

Ve kalbin buna hazır:
Çünkü tanıdık acı güvenli olabilir, ama huzur çok daha özgürdür.

Kardelen Yokarlı
Kardelen Yokarlı
Kardelen Yokarlı, klinik psikolog ve yazar olarak psikoloji bilgisini içerik üretimiyle birleştirmektedir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programını tamamlamıştır. Eğitim sürecinde Fransız Lape Hastanesi’nde edindiği klinik deneyimle teorik bilgisini sahada uygulama fırsatı bulmuş; Bodrum Ticaret Odası’nda ise çalışan motivasyonunu ve kurumsal verimliliği artırmaya yönelik danışmanlık çalışmaları yürütmüştür. Profesyonel yaşamına Akademi Danışmanlık bünyesinde devam etmekte; bireysel seanslarının yanı sıra eğitimler vermekte ve süpervizyon süreçlerinde yer almaktadır. Ayrıca Armada Praxis Yalıkavakspor’da spor psikolojisi alanında danışmanlık yaparak sporcuların psikolojik dayanıklılığını ve performans motivasyonunu desteklemektedir. Klinik uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Gestalt Terapi yaklaşımlarını bütüncül bir şekilde kullanmakta; duygu düzenleme, ilişkisel dinamikler ve benlik algısı konularına odaklanmaktadır. Psikolojik farkındalık ve iyilik hâli üzerine yazılar yazarak psikolojinin gündelik yaşamdaki yerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar