Saatler 21.40’ı gösteriyor. Sahada skor 88-83 ve final maçının en kritik anındayız. Rakip takım maçın bitimine son 18 saniye kala öne geçiyor ve saniyeler 17, 16, 15 diye akıp gidiyor. İşte o son 18 saniye, belki günlük hayatta bizlere hiçbir şey ifade etmiyorken o an Türkiye’nin her köşesinden tek bir nefese dönüşüyor.
Kimimiz meydanlarda kurulan dev ekranlardan, kimimiz evlerimizin salonlarından, kimimiz de telefonlarımızdan maçı izlerken gözlerimizi ekrana kitleyip aynı duyguları paylaşıyoruz. Belki de atılacak 1 sayı tüm ülkenin umudunu yeniden yeşertecek ya da kaybedilen top herkesi kaygıya sürükleyecek.
Bütün bunlar, 85 milyonun ortak kimliğini taşır. Daha öncesinde farklı takımları tutan, farklı siyasi görüşlere sahip olan ve bambaşka kültürlere sahip bu insanlar arasındaki tüm setler kalkmış, yerini “bir milletin nefesine” bırakmıştır. Geriye yalnızca “biz” kalır.
İşte spor psikolojisi tam olarak bu noktada devreye giriyor ve milli maçların kolektif kimlik üzerindeki etkisini inceliyor. Peki bir basketbol maçı nasıl oluyor da bir milleti bu kadar yoğun — geçici de olsa — bir aidiyet duygusu çerçevesinde ortak bir paydada buluşturabiliyor?
Sosyal Kimlik Teorisi ve Kolektif Aidiyet
Bu kadar geniş kitleleri tek bir duygu çerçevesinde birleştiren milli maçların psikolojik temeli, Sosyal Kimlik Teorisi (SIT) ile açıklanır. Bu teoriye göre davranış, bireylerin öz benlik duygusunun bir parçası olarak içselleştirdikleri grup veya takım üyelikleri tarafından yapılandırılır (Billig ve Tajfel, 1973; Turner vd., 1994).
Sosyal kimlik, bireyin bir gruba üyeliğinin bilgi birikimiyle birlikte, üyeliğe bağlı değer yargıları ve duygusal önemden elde edilen benliğin bir parçasıdır (Tajfel ve Turner, 1979).
Birey, bir grupla bütünleşir, o grupla duygusal bir bağ kurar ve kendini diğer grup üyeleriyle benzer veya aynı niteliklere sahip olarak algılar (Underwood ve ark., 2001).
SIT’e göre bireyler hem kişisel kimliğe (hobiler, yetenekler) hem de sosyal kimliğe (ırk, cinsiyet, siyasi üyelik gibi sosyal sınıflar) sahiptir (Fink ve ark., 2009).
Bireyler kendilerini bir grubun üyesi olarak sınıflandırdıklarında, kendilerini “ben” yerine “biz” olarak tanımlarlar. Bu durum, kendi iç gruplarını karşılaştırma gruplarından olumlu bir bağlamda ötekileştirmeye iter (Stevens vd., 2017).
Bu bağlamda bireylerin takımlarıyla geliştirdikleri sosyal kimlik (Murray ve Sabiston, 2022 tarafından belirtildiği gibi, bir gruba yönelik bağlanma ve duygusal aidiyet düzeyi), onların spordan haz alma ve bağlılık düzeylerini belirlemede kritik bir rol oynar (Martin vd., 2018; Stevens vd., 2017).
Takım Ruhunun Psikolojik Derinliği
Bireyin grupla bütünleşme düzeyi arttıkça, grup üyeliğini tanımlayan normları, değerleri ve idealleri öğrenme ve bunlara uyum sağlama motivasyonu da yükselir (Martin vd., 2018).
Bu motivasyon kaynağı olan sosyal kimlik, üç temel boyutta ele alınır (Bruner ve Benson, 2018; Turkay vd., 2018):
- 
Grup İçi Bağlar: Aidiyet ve benzerlik duygusu
 - 
Bilişsel Merkezilik: Grup üyeliğine verilen önem
 - 
Grup İçi Etki: Gruptan duyulan olumlu hislerin derecesi
 
Bu boyutlar, bireylerin ait oldukları takımlara veya topluluklara bağlanma şekillerinin karmaşık doğasını yansıtır (Bruner ve Benson, 2018; Cameron, 2004).
Taraftarlık gücü yüksek olan basketbolda aidiyet ve “biz” duygusu; kolektif kimlik, fanatizm ve milliyetçilik açısından incelenmelidir. Türkiye’de basketbol, halk arasında güçlü bir benimsenme kültürüne sahiptir.
Toplumdaki spor faaliyetlerinin bir yansıması olan taraftarlık, geniş bir duygusal yelpazeyi kapsar; duygusal bağlılıkla inşa edilen kolektif kimlikleri kucaklar (Zelyurt, 2023).
Toplumsal Etkileşim ve Sporun Sosyolojik Gücü
Kozanoğlu (1996), bir spor takımını desteklememenin bireyi okul, kafe ortamları, arkadaş grupları ve medya paylaşımları gibi önemli sosyal etkileşim alanlarından izole edebileceğini belirtir. Bu görüş, basketbolun toplumsal bütünleşme ve aidiyet duygusu oluşturmada ne kadar etkili olduğunu gösterir.
Ergen’in (2004) analizine göre, fiziksel mücadele ve faul olasılığı içeren basketbol ve futbol gibi sporların dinamik yapısı ve yarattığı “heyecan” duygusu, kitlelerin ilgisini çekmede belirleyici bir faktördür.
Murray State Üniversitesi’nden Daniel Wann, spor taraftarlığının bireylere psikolojik olarak sağlıklı bir etkinlik sunduğunu belirtir. Çünkü benzer düşünen insanları bir araya getirerek aidiyet duygusunu güçlendirir. Araştırmalar, kendilerini spor taraftarı olarak tanımlayan kişilerin:
- 
daha yüksek benlik saygısına,
 - 
daha az yalnızlık hissine,
 - 
ve daha yüksek yaşam memnuniyetine sahip olduklarını göstermektedir.
 
Duygusal Maliyet ve Kolektif Dayanışma
Ancak bu yoğun bağlılığın bir de duygusal maliyeti vardır.
Kendilerini oyunun bir parçası olarak gören taraftarlar için, takımın yenilgisi kişisel bir kayıp gibi hissedilebilir.
Takımları galip geldiğinde mutluluk duyan taraftarlar, yenilgi durumunda öfke, üzüntü, umutsuzluk ve depresyon gibi olumsuz duygular yaşayabilir (Forsyth, 2010).
Ne var ki bu güçlü bağlılık sayesinde taraftarlar, yenilgiyi kabullenmeye ve takımlarına sadık kalmaya devam ederler.
Galeano’nun (2008) sözleriyle:
“Kritik anlarda insanlar, ‘bugün benim takımım oynuyor’ demez; çoğunlukla ‘biz oynuyoruz’ der.”
Bu kolektif aidiyet, ulusal sporların milliyetçi duyguları harekete geçirme bağlamında kullanılmasında da kilit bir rol oynar.
Spor ve Milliyetçilik: Bir Ulusun Sembolik Gücü
Spor, yalnızca fiziksel bir faaliyet değil, kültürel bir temsildir.
Bayraklar, marşlar ve ulusal semboller aracılığıyla toplumların birlik hissini yeniden üretir.
Belirli spor dallarındaki başarılar — Kenya’da atletizm, Brezilya’da futbol — o ulusun sembolik büyüklüğüne katkı sağlar (Jarvie, 2006).
Sporun milliyetçilik ideolojisine hizmet ettiğine dair çok sayıda kanıt bulunmakta olup, spor bu sayede ulusal duyguları aşılamanın eşsiz bir aracı hâline gelmiştir.
Bu durum, sporcuların milletlerle ve devletlerle özdeşleşerek “hayali cemaatlerin” esas temsilcileri konumuna yükselmesini sağlar (Zelyurt, 2023).
Sonuç
Milli maçlar; bireyleri psikolojik olarak güçlendiren, toplumsal bağları onaran ve farklı grupları ortak bir duyguda buluşturan bir sosyal yapıya sahiptir.
Bu karşılaşmalar, kolektif kimlik inşasının en canlı örneklerinden biridir.
Spor, insanları sadece bir takım etrafında değil, bir millet bilinci etrafında birleştirir.
Son 18 saniye, sadece bir maçın sonu değildir; bir milletin nefesinin ritmidir.
Kaynakça
Billig, M., & Tajfel, H. (1973). Social categorization and similarity in intergroup behaviour. European Journal of Social Psychology, 3(1), 27–52.
Bruner, M. W., & Benson, A. J. (2018). Evaluating the psychometric properties of the Social Identity Questionnaire for Sport (SIQS). Psychology of Sport and Exercise, 35, 181–188.
Cameron, J. E. (2004). A Three-Factor Model of Social Identity. Self and Identity, 3, 239–262.
Ergen, E. (2004). Spor bilimlerine giriş. Doruk Basım Yayın Reklamcılık.
Fink, J. S., Trail, G. T., & Anderson, D. F. (2009). An examination of team identification. International Journal of Sport and Exercise Psychology, 7(1), 79–97.
Forsyth, D. R. (2010). Group dynamics (5. baskı). Wadsworth Cengage Learning.
Galeano, E. (2008). Gölgede ve Güneşte Futbol. Can Yayınları.
Jarvie, G. (2006). Sport, Culture and Society: An Introduction. Routledge.
Kozanoğlu, C. (1996). Cemaat-i İslamiyeden Cemaat-i Futboliyeye. İletişim Yayınları.
Martin, L. J., Balderson, D., Hawkins, M., Wilson, K., & Bruner, M. W. (2018). The influence of social identity on self-worth, commitment, and effort in school-based youth sport. Journal of Sports Sciences, 36(3), 326–332.
Murray, R. M., & Sabiston, C. M. (2022). Understanding relationships between social identity, sport enjoyment, and dropout in adolescent girl athletes. Journal of Sport & Exercise Psychology, 44(1), 62–66.
Smith, E. R., Coats, S., & Underwood, M. K. (2001). Ingroup identification as the inclusion of ingroup in the self. Personality and Social Psychology Bulletin, 27(5), 585–600.
Stevens, M. vd. (2017). A social identity approach to understanding and promoting physical activity. Sports Medicine, 47(10), 1911–1918.
Turkay, H., Yetim, A., & Sezer, P. (2018). Sporda sosyal kimlik ölçeğinin Türkçe’ye uyarlanması. The Journal of Academic Social Sciences, 6(78), 493–504.
Wann, D. L., & James, J. D. (2018). Sport Fans: The Psychology and Social Impact of Fandom (2. baskı). Routledge.
Zelyurt, M. K. (2023). “Aidiyet” ve “Biz” duygusu açısından futbola sosyolojik bir bakış: Kimlik, fanatizm ve milli duygular bağlamında futbol. ISPEC International Journal of Social Sciences & Humanities, 7(4), 923–937.


