Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Erteleme Davranışı: Tembellik mi, Psikolojik Bir Sinyal mi?

Yapılacaklar listeniz gözünüzün önünde duruyor. Üzerini çizeceğiniz görevler hazır. Bazıları uzun süredir sizi bekliyor, bazıları ise artık son dakikaya girdi. Bu listeyi tamamladığınızda kendinizi çok daha iyi hissedeceğinizi biliyorsunuz. Ama siz hâlâ sosyal medyada gezinmeye devam ediyorsunuz. Belki de mutfağı temizlemek, telefon galerinizdeki fotoğrafları düzenlemek gibi normalde asla öncelik vermeyeceğiniz işlere büyük bir ilgi gösteriyorsunuz.

Peki ama neden?

Erteleme davranışı çoğu zaman tembellik, motivasyon eksikliği ya da disiplinsizlikle karıştırılır. Oysa çoğu zaman işin arkasında görünmeyi bekleyen duygular, fark edilmemiş inançlar ve çalışılması gereken içsel süreçler yatar. Bu yazıda erteleme davranışını psikolojik teoriler eşliğinde ele alacağız.

Erteleme Nedir?

Clarry H. Lay (1986), ertelemeyi bir görevi yerine getirme niyeti olduğu hâlde, bu görevin başlatılmasını veya tamamlanmasını geciktirme eğilimi olarak tanımlar. Bu tanım, alandaki en etkili ve temel tanımlamalardan biridir.

Ertelemenin Psikolojik Temelleri

1. Zaman Uyumsuzluğu (Temporal Discounting)

En temel psikolojik açıklamalardan biri olan zaman uyumsuzluğu, kısa vadeli hazların, uzun vadeli hedefler karşısında daha cazip hale gelmesini açıklar. Mezun olmak, sağlıklı yaşamak, bir kariyer inşa etmek gibi uzun vadeli hedefler; anlık keyifler (bir dizi izlemek ya da sosyal medyada gezinmek) karşısında geri plana itilir. Beynimiz şu anda bize haz veren şeylere öncelik verir. Erteleme, bu çatışmanın bir sonucudur.

2. Beklenti-Değer Teorisi (Expectancy-Value Theory)

Bu teoriye göre bir görevi nasıl algıladığımız ve o görevde başarılı olma beklentimiz, göreve başlama kararımızı doğrudan etkiler. Eğer bir işi sıkıcı, zor ya da anlamsız buluyorsak ya da başarılı olma şansımızı düşük görüyorsak onu erteleme eğilimimiz artar. Kendinize şu soruları sorun:

  • Bu görev benim için neden önemli?

  • Bu işi yapabileceğime inanıyor muyum?

Yanıtlarınız, motivasyon düzeyinizi şekillendirebilir.

3. Öz-Düzenleme Yetersizliği (Self-Regulation Failure)

Bazen bir işe başlamadan önce o işle ilgili zihnimizde birtakım engeller belirir: kaygı, başarısızlık korkusu, yetersizlik hissi… Bunlarla başa çıkmakta zorlanan kişi, görevi yapmak yerine rahatlatıcı ancak hedef dışı aktivitelere yönelir. Bu süreç, kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede bireyin hedeflerinden uzaklaşmasına neden olur.

Öz-düzenleme, kişinin duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol ederek hedeflerine uygun şekilde yönlendirebilme becerisidir. Bu becerideki eksiklik, ertelemeyi besler.

Özetle:

  • Zaman Uyumsuzluğu: Kısa vadeli haz, uzun vadeli hedeflerin önüne geçer.

  • Beklenti-Değer Teorisi: Başarıya olan inanç ve görevin değeri düşükse motivasyon azalır.

  • Öz-Düzenleme Yetersizliği: Duygularla baş edememe, kaçış davranışlarını doğurur.

Her Erteleme Aynı mıdır?

Psikoloji literatüründe erteleme davranışı ikiye ayrılır: aktif erteleme ve pasif erteleme.

  • Aktif erteleyiciler, bilinçli olarak görevlerini erteler. Çünkü zaman baskısı altında daha iyi performans göstereceklerine inanırlar. Son dakikada çalışarak kendilerini motive ederler. Bu strateji kısa vadede işe yarayabilir; ancak uzun vadede stres, uyku problemleri ve tükenmişlik gibi sonuçlara yol açabilir.

  • Pasif erteleyiciler ise görevlerini ertelemeyi istemezler, ancak başlayacak gücü, motivasyonu ya da duygusal dengeyi bulamazlar. Genellikle kaygı, yetersizlik hissi ya da mükemmeliyetçilik nedeniyle harekete geçemezler. Zaman geçtikçe suçluluk artar ama bu suçluluk da eyleme geçmeyi kolaylaştırmaz. Bu döngü bireyin özsaygısını zedeler, stresini artırır ve akademik ya da mesleki başarısını düşürebilir.

Siz Hangi Taraftasınız?

  • “Baskı olmadan motive olamıyorum.” → Aktif bir erteleyici olabilirsiniz.

  • “Ne kadar istesem de başlayamıyorum.” → Pasif erteleyici olabilirsiniz.

Peki Erteleme Davranışıyla Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Erteleme davranışının altında yatan psikolojik durumları fark ettik. Peki bu döngüyü kırmak için neler yapabiliriz? İşte yardımcı olabilecek birkaç öneri:

  • Görevleri küçük parçalara bölün: Büyük ve belirsiz işler göz korkutur. Yapılacak işi adım adım tanımlamak, zihinsel yükü azaltır ve başlamayı kolaylaştırır.

  • “Mükemmel” yerine “yeterince iyi”yi hedefleyin: Mükemmeliyetçilik, ertelemenin en büyük tetikleyicilerindendir. Kendinize öğrenme ve deneme izni verin.

  • Günlük küçük hedefler belirleyin: Her gün sadece 10–15 dakikalık bir ilerleme, başarmışlık hissi yaratır ve döngüyü kırar.

  • Kolay görevlerle başlayın: Zor bir işe girişmeden önce basit adımlarla başlamanız, motivasyonunuzu yükseltir ve işe koyulmayı kolaylaştırır.

  • Kendinize açık uçlu değil, net hedefler koyun: “Mail atacağım.” yerine, “Saat 11.00-11.10 arasında iş arkadaşımı projeyle ilgili bilgilendiren maili yazacağım.” demek, işi somutlaştırır ve harekete geçmeyi kolaylaştırır.

  • Destek isteyin: Çevrenizden ya da bir uzmandan destek istemekten çekinmeyin. Bu hem yalnız olmadığınızı hatırlatır hem ilerlemeyi kolaylaştırır.

Erteleme davranışını anlamak, onunla başa çıkmanın ilk adımıdır. Kendinizi suçlamak yerine ertelemenin ardındaki psikolojik süreçleri fark etmek, bu döngüyü kırmak için en sağlıklı yoldur. Bu yazıyı okuyarak kıymetli bir adım attınız. Belki şimdi küçük bir görevle başlamak, bu farkındalığı gerçek bir değişime dönüştürebilir.

Elif İlayda Bayhan
Elif İlayda Bayhan
Elif İlayda Bayhan, psikolog. Psikoloji lisans eğitimini Bursa Uludağ Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Yurt içi ve yurt dışında staj yaparak kişisel ve mesleki gelişimine katkı sağlamıştır. Çalışmalarında Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımını temel almaktadır. Ayrıca spor psikolojisine duyduğu ilgi doğrultusunda ikinci lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Egzersiz ve Spor Bilimleri bölümünde devam ettirmektedir. Profesyonel yolculuğunda farklı yaş gruplarıyla çalışmıştır. Bu durum terapötik ilişki kurma becerisini geliştirmesini sağlamıştır. Çevrim içi bir platformda öğrencilerin akademik başarı yolculuğunu desteklemektedir. Psikoloji biliminin dönüştürücü gücünü toplumun farklı kesimleriyle buluşturmayı amaçlayarak bilgilendirici ve farkındalık temelli yazılar yazmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar