Yapay zekâ, küresel ve yerel düzeyde başta gençler olmak üzere bireylerin hayatında önemli bir unsur haline gelmiştir. Özellikle, Kasım 2022’de piyasaya sürülen ChatGPT, dünya çapında kabul görmekte ve 100 milyon aktif kullanıcıyı aşarak en yaygın kullanılan uygulamalardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır (Ebert & Loruidas, 2023). Görülen o ki; bugün, çoğu genç yaşadığı problemlere kolay yoldan çözüm bulmak, fikir almak, bilgi edinmek hatta sohbet etmek amacıyla yapay zekâyı kullanmaktadır.
Peki, yapay zekânın bu denli yoğun bir kitleye hitap etmesinin nedenleri nedir?
Yapay zekâ teknolojisi, her güncellemede daha insansı olarak tasarlandığı için kullanıcılara kaliteli bir etkileşim sağlamaktadır. Bireylere sunduğu sosyal ve duygusal desteğin yanı sıra iletişim ve problem çözmede de oldukça yetkindir. Öte yandan, yapay zekâ ile etkileşim, gerçek insanlar ile olan etkileşime kıyasla daha az karmaşık görülmektedir. Buna ilişkin yapılan bazı araştırmalar, insan ve yapay zeka etkileşimlerinin, bireylerin yüz yüze etkileşimlerine göre daha az olumsuz duygu ürettiğini göstermektedir (Droin vd., 2022).
Sizce bu veri, makineleşen iletişim biçimlerine uyum sağlarken duygusal tepkilerimizin de zayıflamasının bir sonucu olabilir mi?
Evet, yapay zekâ ile olan karşılıklı etkileşimimizde ondan bilgi alırken kendimizden en insani değerimizi veriyoruz: duygularımızı. Bu nedenle Yapay Zekâ Bağımlılığı, Gençlerde AI Sohbeti ve Psikolojik Etkiler alanlarında önemli riskler ortaya çıkmaktadır.
Duygudan Yoksun Bir Teknoloji
Yapay zekâ, insani iletişimden farksız olma amacı gütse de, duygudan bağımsız bir teknolojidir. Kullanıcılara samimi hitaplar kullanılsa dahi sohbet esnasında yapaylık ve duygudan yoksunluk önemli derecede hissedilir.
Günlük yaşantıda bireyler yüz yüze iletişimde karşısındaki kişinin duygularını gözeterek konuşurken; yapay zekâ ile olan iletişimlerde bireyler emir verici, sabırsız ve duygusallıktan uzak konuşmalar gerçekleştirir. Bunun nedeni yapay zekânın bir duygu üretmemesi, sevinme ve üzülme gibi duygulardan yoksun olduğunun bilinmesidir.
Her ne kadar “seni anlıyorum” gibi geri dönütleriyle bireyde empati hissi üretse de yapay zeka teknolojilerinin bu sohbetleri gerçek bir duygusal karşılık değildir. Dolayısıyla insan ve yapay zekâ arasındaki etkileşimin, insanların kendi arasındaki etkileşimden daha olumlu duygu üretmesi, yapay zekânın duygudan yoksun bir mekanizma olmasından kaynaklanabilmektedir.
Yapay Zekâ Bağımlılığı
Alanyazın, kullanıcıların yapay zekâ kullanımında bağımlılık geliştirme eğiliminde olduğunu öne sürmektedir (UNICEF, 2024). Bu bağımlılığın oluşmasında, bireyin anonim olarak hareket etmesi ve yargılanmadığını düşünmesi önem arz etmektedir.
Birey anonimdir, yazdıklarını yalnızca kendisi görebilir ve karşısındaki mekanizma onun için kişiselleştirilmiştir. Öte yandan yaptığı olumlu ve olumsuz davranışlarda destekleneceğinin ve yargılanmayacağının bilinciyle bir etkileşim sürdürülür.
Bu özellikler, ChatGPT gibi yapay zekâ teknolojilerine bağımlılığı artırıcı niteliktedir.
Kullanıcılara karar alma süreçleri ve iş rutinlerinde kişisel asistan gibi araçsal destek sunması üretkenliğe fayda sağlasa da her sorunun cevabını yapay zekâda arama ve bulma davranışları; işte, eğitimde vb. birçok alanda bireyleri bu teknolojiyi kullanmaya bağımlı hale getirmektedir.
Bu paradoks ile birey, tek başına düşünemeyen, üretemeyen, yazamayan ve çalışamayan bir hale gelmektedir.
Gençlerde AI Sohbetinin Psikolojik Etkileri
Yapay zekânın kullanıcılara kişiselleştirilmiş bir rehberlik sunması, onaylanma ihtiyacını karşılaması ve karar alma kaynağı olması; onun günlük yaşamda özellikle gençlerin kullandığı bir sohbet etme aracı olmasını sağlamaktadır. Fakat bu durumun birtakım kaçınılmaz psikolojik yansımaları da bulunmaktadır:
1. Duyguların Körelmesi
Gerçek hayatta gençler; tartışma, öfke ve hayal kırıklığıyla yüzleşme becerileri geliştirebilirken yapay zekâ sohbetlerinde, makineleşme etkisiyle bu duygular körelmeye başlamaktadır. İnsanı hayatta tutan duygusal dayanıklılık, giderek zayıflamakta; duygusal kapasitesi daralan gençler, gerçek ilişkiler kurarken zorlanmaktadır.
2. Öz Yeterlilik Algısının Zayıflaması
Günümüzde, ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamaları gençler tarafından bilgiye hızlı ve kolay yoldan erişim aracı olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat bu aşırı kullanım sonucunda eleştirel düşünme becerilerinin azalması ve bilişsel tembellik gibi olumsuz psikolojik yansımalara rastlanmaktadır. Yapay zekâ ile sohbet ederek bilgiye kolaylıkla erişen jenerasyonun, araştırma yetenekleri zayıflarken hazır cevap bağımlılığı artmaktadır. Bu durum gençlerde öz yeterlilik algısının zayıflamasına neden olmaktadır.
3. Dijital Bağlanma ve Sosyal Yalnızlık
Bugün AI ile sohbet eden; duygularını, dertlerini, sorunlarını paylaşan bir toplum gelişmektedir. Artık bireyler gerçek hayatta kuramadığı ilişkileri yapay zekâ ile kurmaya başlamakta, yalnızlık hislerini bu uygulamalar üzerinden gidermeye çalışmaktadırlar. Özellikle gençlerde gözlemlenen bu durum, yalnızlık hissini azaltarak bir dijital bağımlılık haline gelmektedir. Fakat yapay zekâ, ancak yalnızlığı erteleyici bir işlev görmekte, gerçek hayatta kurulan sosyal ilişkilerin yerini tutamamaktadır.
4. Sanal – Gerçek Ayrımının Esnemesi
Yapay zekâ ile gerçekleştirilen uzun süreli sohbetler, bugün gençlerde sanal-gerçek, insan-makine ayrımının bulanıklaşmasına neden olmaktadır. Samimi hitaplar ile kurulan diyaloglar, duygu barındırmamasına rağmen duygulara hitap edici ve anlayışlı yaklaşımı ile gençlerde gerçeklik algısını değiştirmektedir. Bu durum çoğunlukla ergenlik döneminde, yalnız veya travma sonrası dönemde olan gençlerde gözlemlenmekte, bu dönemdeki bireylerde duygusal bağlanma riskini artırmaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, yapay zekâ her ne kadar zamandan ve emekten tasarruf sağlayan, problemlere çözümler sunan bir teknoloji olarak görülse de aşırı kullanımı, özellikle benlik gelişim aşamasında olan gençlerde olumsuz psikolojik yansımalara neden olmaktadır.
Duygudan uzak, taklide ve onaya dayalı sohbetler gerçekleştirerek duygusal dayanıklılık ve öz yeterlilik algısı zayıflayan gençler, gerçek hayattan kopma ve dijitale bağlanma eğilimi göstermektedir.
Bugün ne yazık ki birçok genç, sanal ile gerçek ayrımının farkına varamayacak düzeyde bir yapay zekâ bağımlılığı göstermektedir.
Önemli olan, bilinçli bir kullanıcı olarak global anlamda çığır açan bu teknolojileri hayatımıza dahil etmek, fakat bunu yaparken kendimizi bu teknolojilere entegre ederek insan olmanın özünü kaybetmemektir.
Kaynakça
-
Drouin, M., Sprecher, S., Nicola, R., Perkins, T. (2022). Is chatting with a sophisticated chatbot as good as chatting online or FTF with a stranger? Comput Human Behav, 128:107100.
-
Ebert, C., & Louridas, P. (2023). Yazılım uygulayıcıları için üretken yapay zekâ. IEEE Softw, 40(4):30–38.
-
UNICEF (2024). Adolescent Perspectives on Artificial Intelligence.

