Ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecidir ve birçok biyolojik, bilişsel ve sosyo-duygusal değişimi içerir. Kişinin kimlik, bağımsızlık ve sosyal rollerini geliştirdiği kritik bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kültürel ve tarihsel perspektifler de ergenlikte büyük bir rol oynar.
Bu dönem, genellikle 10-18 yaş aralığını kapsar, ancak yetişkinliğe geçiş bazı bireylerde daha uzun sürebilmektedir. The Edge of Seventeen filmi bu ergenlik döneminin gelişimlerini büyük ölçüde ele alır. Nadine, karşımıza ergenlik döneminin özelliklerini gösteren 16-17 yaşlarında bir kız olarak çıkar.
Nadine’in ayna karşısında saçını beğenmemesi, sivilceli suratına bakması bize ilk mesajı verir. Bu durum, ergenlik döneminde beden imajıyla fazla meşgul olma durumunu bize gösterir. Sonrasında babasının vefatı, kendisinde yalnızlık ve boşluk duygusunun yanı sıra annesiyle ilişkisini de etkiler. Annesinin sürekli Nadine’ye karşı eleştirel davranımı, abisiyle kıyaslaması ve acınası biri olduğunu düşünmesi, Nadine’in özsaygısında eksiklik yaratır.
Ergenlik döneminde ebeveynlerin tutumu, birey olma yolundaki kişinin özsaygısını belirleyici düzeyde etkiler. En yakın arkadaşının abisiyle yaşadığı ve devam ettirdiği ilişkisi sonrası Nadine kendini yalnız hisseder ve bunu içselleştirir. Bu durumu sosyal bağlamda ele aldığımızda, Nadine’in en yakın arkadaşına duyduğu aidiyetin büyük ölçüde sarsıldığını görürüz. En yakın arkadaşına yaptırmaya ittiği seçim, ergen bireylerin yaşadığı durumları büyütüp abartı tepkilerle gösterdikleri bir örnektir ve sosyal bağları da bu kopuşmalar üzerinden şekillenir.
Sonrasında yakın arkadaşını da kaybeden Nadine, sosyal olarak çevresine uyum sağlayamaz ve kimlik arayışına girer. Bu durumu, Erikson’un psikososyal gelişim kavramıyla ele alabiliriz. Bu durumda odaklanacağımız aşama, beşinci yani ergenlik dönemidir. Erikson, bu dönemdeki rol çatışmasını kimlik ile kimlik karmaşası olarak tanımlamıştır.
Öğretmenine kolaylıkla yalan söylemesi, hoşlandığı Nick karakterinin ıslahevinde yatmış olmasının ona çekici gelmesi düşüncesi de ergenlikteki yansımaların göstergesidir. Nadine’in ondan hoşlanmadığı halde Erwin’in evine gitmesi, ona “seks yapalım mı?” diye bir teklifte bulunması, yaşadığı duygusal eksikliğin karşılanma isteği olarak yorumlanabilir ve ergenliğin getirisi olan dürtüsellikle bağdaştırılır.
Aynı zamanda annesinin arabasını kaçırması, düşünmeden hareket etmesine bilişsel olarak baktığımızda gelişmemiş prefrontal korteks ile ilişkilendirilebilir. Dürtü kontrolünü sağlamada bu bilişsel yetersizlik etkiler.
Nadine’in öğretmeniyle olan bağına baktığımızda ise, intihar edeceğim söylemi ve intihar pandomimi yapması aslında bu yaşadıklarının bir yansımasıdır. Ergenler, yaşadıkları küçük olayları bile fazlasıyla abartma eğilimindedirler. Bunun yanı sıra öğretmenine karşı kendi akranlarını eleştirmesi: “Bizim neslimiz gerizekalı, ben eskilerin ruhuna sahibim, o insanlarla hiçbir ortak noktam yok” demesi ve kendini farklı görmesi, tipik bir ergenlik kimlik bunalımı örneğidir.
Filmin son kısımlarına doğru abisiyle olan yüzleşme sahnesi, Nadine’in duygusal gelişimine örnek olarak gösterilebilir. “Kendime yukarıdan, dışarıdan bakıyorum, konuşma biçimim ve davranışlarım beni tiksindiriyor” kısmı da onun bu dönemde karşılaştığı duygusal zorluklarının bir ifadesidir ve Nadine’in öz değerini, kendilik algısını derinden sarsar.
Bunun yanı sıra, “Sorunları olan tek kişinin ben olmama sebep oluyor ve böyle özel biri gibi hissediyorum” cümlesi de kişisel efsane/mit düşünce tarzının sonucudur. Ergen birey, benzersiz olduğuna inanır ve kendini farklı, özel hisseder. Nadine’in cümlelerinde bu benzersiz olma ve farklı hissetme düşüncesini görürüz.
Film, ergenliğin gelişim süreciyle ilgili duygusal, sosyal ve bilişsel çatışmaların dinginleşmesini, Nadine’in olgunlaşma sürecini ve kimliğini geliştirmesini, bireyleşmeye doğru giden yolunu gösteriyor. Karakterin değişim ve gelişim süreçlerini ele aldığımızda, Nadine’in abisiyle olan yüzleşmesi çok anlamlıydı ve kendini olgunlaşmaya doğru attığı en büyük adımdı.
Hoşlandığı, ona sadece cinsel obje olarak bakan Nick’in peşinden koşmak yerine ona değer veren Erwin ile ilişki kurması, onun gelişimi açısından olumlu oldu. Nick ona kendini çok daha kötü hissettirip özsaygısını daha fazla zedeleyebilirdi ve Nadine’in yetişkinlik hayatında bu zedelenme ile öz güvensiz bir birey olarak devam etmesine sebep olabilirdi.
Erwin’in gösterisine giderken annesine mesaj olarak güvende olduğunu haber vermesi de ebeveyn ile ilişkisi açısından çok değerliydi. Aykırı olmak yerine, onun da uyumlu yaklaşması bir şeyleri düzeltmek için sorumluluk alıp çabalaması Nadine’in olgunlaşmasındaki büyük bir parçaydı.
Kaynaklar
Mentalup. (n.d.). Psikososyal gelişim kuramı nedir, evreleri nelerdir. Mentalup. Erişim adresi: https://www.mentalup.net/blog/psikososyal-gelisim-kurami-nedir-evreleri-nelerdir
Ahioglu, E., & Lindberg, N. (2011). Piaget ve ergenlikte bilişsel gelişim. Kastamonu Eğitim Dergisi, 19(1), 1-10.