Günümüzde hem sokakta hem de sosyal medyada sıklıkla birilerinin duyarsız olduğu ya da yalnızca olaya seyirci kaldığı haberlerini görebiliyoruz. Bu yazıda duyarsızlaşma ve sosyal psikoloji literatüründen seyirci kalma etkisi (bystander effect) kavramı ile açıklanacaktır. Keyifli okumalar!
Seyirci Kalma Etkisi Nedir?
Darley ve Latané (1968) tarafından ortaya atılan seyirci kalma etkisi (bystander effect), sosyal psikolojinin önemli başlıklarından birisidir. Seyirci kalma etkisi kavramı, topluluk içerisinde acil ya da yardım gerektiren bir olay olduğunda bireylerin o kişiye yardım etme olasılıklarının, olaya tanık olan kişi sayısı arttıkça düştüğünü ifade eder.
Bu kavram ilk olarak Amerika’da Kitty Genovese adlı kadının öldürülmesi sonucu popülerlik kazanmıştır. Genovese apartmanının önünde saldırıya uğramıştır; ancak çevresinde birçok insan bulunmasına rağmen hiç kimsenin bu olaya müdahale etmemesi sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu olay Darley ve Latané’nin (1968) deneysel araştırmalarının başlamasına sebep olmuştur.
Darley ve Latané’nin Deneyi
Laboratuvar ortamında gerçekleştirilen deneyde kişiler birbirlerini göremedikleri ayrı odalara yerleştirilmiştir. Birbirleriyle iletişim kuran kişiler sorunlarını paylaşmaya başlamıştır. Bu sırada aslında ses kaydından dinletilen, ancak diğer katılımcılara denek olduğunu düşündürtülen kişi epilepsi nöbeti geçirmeye başlamıştır.
Deneye katılan kişiler bu ses kaydından boğulma ve yardım çığlıkları duymuştur. Odada yalnız olduğunu düşünen katılımcıların %85’i 2 dakika içerisinde yardım etmek için acil durum belirtmişken, odada iki kişi olduğunu düşünen katılımcıların yardım isteme oranı %62’ye düşmüştür. Odada 6 kişi olduğunu düşünen katılımcıların ise yalnızca %31’i yardım talebinde bulunmuştur. Ayrıca acil durum bildirmeye kadar geçen süre de kişi sayısı arttıkça uzamıştır.
Kriz geçiren kişiyle baş başa olduğunu düşünen katılımcılar kendi üzerlerinde baskı hissetmiş ve yardım etmemeleri halinde utanç ve suçluluk duyacaklarını belirtmişlerdir.
Seyirci Kalma Etkisinin Nedenleri
Deney sonucunda topluluktaki kişi sayısının artmasının, sorumluluğun dağılması (diffusion of responsibility) anlamına geldiği ortaya çıkmıştır. Gruptaki kişiler birisi mutlaka yardım eder diye düşünerek geri planda kalmakta ve sorumluluk almayarak pasif kalmaktadır.
Kalabalık arttıkça yardım etme olasılığının azalması birkaç nedene bağlanmaktadır:
-
Sorumluluğun dağılması: Birisi mutlaka yardım eder diye düşünülmesi.
-
Sosyal onay arayışı: İnsanlar çevrelerine bakıp önemli bir tepki verilmediğini gördüklerinde durumun ciddi olmadığını düşünebilir.
-
Yanlış değerlendirme korkusu: “Ya yanlış anladıysam?” ya da “gereksiz panik yarattıysam?” kaygısıyla harekete geçmeme durumu.
Seyirci Etkisi ve Günlük Hayat
Günümüzde modern toplumlarda seyirci kalma etkisi, yalnızca laboratuvar ya da acil durum örnekleriyle sınırlı değildir. Günlük hayatın akışında birçok olaya tanık oluruz.
Örneğin; araba kullanan bir sürücü, yardım isteyen bir başka sürücüyü gördüğünde başkalarının yardım edeceğini varsayarak müdahale etmeyebilir. Sokakta yaralı bir hayvan gördüğünde, “nasılsa başka birisi yardım eder” diyerek önünden geçip gidebilir. Yine diktatörler tarafından yönetilen toplumlarda bireyler, olan biten olaylar karşısında diğerlerinin protesto edeceğini düşünerek geri planda kalabilir.
Duyarsızlaşma (Desensitization)
Duyarsızlaşma, toplumda giderek artan bir başka sorundur. Özellikle yoğun travmatik gündemler söz konusu olduğunda kişiler sürekli benzer olaylara maruz kalmaktan ötürü bir süre sonra yeterli tepkiyi veremez hale gelebilir.
Üzücü olaylar sıradanlaşır ve empati azalır. Bu durumda kişi olup biten olaylara karşı tepkisiz, yalnızca izleyen bir konumda olabilir. Günümüzde bu iki süreç — seyirci kalma etkisi ve duyarsızlaşma — birbirine oldukça bağlıdır. İnsanlar yalnızca kalabalıkta değil, bireysel düzeyde de görmezden gelme eğilimi geliştirmektedir.
Toplumsal Sonuçlar
Seyirci kalma etkisi başlangıçta topluluk içerisindeki davranışları açıklamak üzere ortaya atılmıştır. Ancak günümüzde kimi zaman duyarsızlaşma ile birleşerek daha geniş bir problem alanına dönüşmüştür.
Kişiler yalnızken bile sorumluluk üstlenmemek, görmezden gelmek ve duyarsızlaşma eğiliminde olabilir. Bu eğilim sürdükçe toplumsal bağlar zayıflamakta, güven ve dayanışma duygusu azalmaktadır.
Örneğin, tacize maruz kalan bir kişiye seyirci kalmak hem mağdurun yalnız bırakılmış hissetmesine neden olur hem de tacizcinin davranışı tekrar etme olasılığını artırır.
Çözüm Önerileri
Günlük hayatta seyirci kalma etkisini azaltmak için yapılabilecek birkaç şey vardır:
-
Durumu ciddiye almak ve “bu benim sorumluluğum değil” düşüncesinin farkına varmak.
-
Harekete geçmek ya da diğerlerini harekete geçmeye yönlendirmek (ör. polis, ambulans aramak).
-
Tacize maruz kalan birine doğrudan destek sağlamak ve güvenli alana yönlendirmek.
-
Olumsuz içeriklere sürekli maruz kalmak yerine gönüllülük faaliyetlerine katılmak, empatiyi canlı tutmak.
Kaynakça
Darley, J. M. ve Latané, B. (1968). Acil durumlarda olay yerindeki kişilerin müdahalesi: Sorumluluğun dağıtılması. Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi, 8 (4, Pt.1), 377-383. doi:10.1037/h0025589.


