Okulların başlamasıyla yeni bir maraton başladı. Özellikle 8. sınıflar LGS sürecine girdiler. Hepsinin en büyük hedefleri, istedikleri liseye girip güzel bir gelecek elde etmek. Tabii, başarının önünde bazı engeller olabiliyor.
Çocukların bu süreç boyunca karşılaştığı ve başarıyı belirleyen 2 önemli sorun var. Bunlardan ilki günümüz çocuklarında çok yaygın olan dikkat eksikliği. Hatta çoğu çocuk dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip. Artık tüketim çağındayız, bu çocukların hepsi teknolojinin içine doğdu. Telefonlar, bilgisayarlar her yerde. İzledikleri sosyal medya videoları ya da reelsler 1 dakikayı geçmiyor veya geçse bile çocuklar bunları hızlandırıp izliyor.
Odak süreleri çok az ve dikkat dağıtıcı etken çok fazla. Uzun dakikalar boyunca bir şeye dikkatini verip okuyamıyorlar ve ilgilenemiyorlar. Bu durum özellikle Türkçe Paragraf sorularında ve Matematik Yeni Nesil Sorularda problem yaratıyor.
Dikkat Eksikliği ile Baş Etme Yöntemleri
Dikkati toplamak için ilk önce evde pratik yapılmalı ve uygun ortam sağlanmalı. Çocuğun ders çalışacağı masada asla teknolojik alet, oyuncak gibi nesneler olmamalı. Sade ve ışık alan bir masada tek başına ders çalışmalı. Her ders için bir süre belirlenmeli ve bir ders bitmeden diğer derse geçmemeli.
Konu anlatımı yaparken önemli yerleri çocuk not etmeli ve bunu yüksek sesle tekrar etmeli. Özellikle paragraf ve uzun sorularda çocuk süre tutarak soru çözmeli. Soru çözme şekli kolay sorudan zor soruya doğru gitmeli ki çocuk kolay soruları yapmaya başlayınca güveni artsın ve konu dikkatini çeksin. İlk başta zor sorulardan başlarsa çözemeyince hevesi kırılır ve farklı alanlara yönelebilir.
Eğer dikkat eksikliği çok ciddi bir düzeyde ve çocuk Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu teşhisi almışsa Pomodoro Tekniğini uygulaması faydalı olabilir. Bu teknik 25 dakika ders, 5 dakika mola şeklinde periyotlardan oluşur. 4 sefer bu periyotlar şeklinde ders çalıştıktan sonra çocuk 30 dakikalık uzun mola verebilir. Süreç ilerledikçe çocuğun dikkati daha kolay toplanıyorsa bu 25 dakikalık ders çalışma süreleri uzatılabilir.
Eğer çocuğun denemelerde dikkati dağılırsa Nefes Tekniği uygulanabilir. Bu teknik, 4 saniye nefes al, 4 saniye tut ve 6 saniye nefesini yavaş yavaş ver şeklinde uygulanır. Ayrıca bir soruda çok vakit harcarsa panik yapmamalı, o soruyu boş bırakıp diğer soruya geçmelidir. Daha sonra o soruya tekrar dönebilir.
Dikkati etkileyen diğer önemli faktörler uyku ve beslenmedir. Çocuk bu süreçte mutlaka yeterli uyku uyumalıdır. Uyurken odasında teknolojik alet bulundurulmamalıdır. Ayrıca sağlıksız beslenmemeli, özellikle badem, fındık gibi kuruyemişler, balık ve C vitamini içeren besinler mutlaka beslenme düzenine eklenmelidir.
Motivasyonun Önemi
Diğer önemli bir sorun ise motivasyon. Çocukların yaşları 12-14 aralığında ve daha çok genç oldukları için, yetişkin insanlar gibi motivasyon yoksa bile disiplinli bir şekilde çalışmaya devam edemiyorlar. Daha anlık düşünüyorlar. Bu nedenle LGS sürecinde çocuğun motivasyonunu hep canlı tutmak gerekiyor.
Çocuk sürecin başında – yani bu günlerde – ilk önce bir hedef belirlemeli. Özellikle istediği bir lise varsa, ailesiyle gidip o liseyi ziyaret etmeli veya imkan varsa o lisede olan bir öğrenci ya da öğretmenle konuşturulmalı. Daha sonra çocuk haftalık çalışma programı oluşturmalı.
Genelde çocuklar bu süreci siyah-beyaz düşünüyor ve mükemmeliyetçilik geliştirebiliyorlar. Kendilerine her gün hiç ara vermeden çözemeyecekleri kadar soru hedefi belirliyorlar. Onlara ulaşamayınca hiç ders çalışmamaya başlıyorlar. Bu da onları daha fazla yıpratıp hedeflerinden uzaklaştırıyor.
Program ve Aile Desteği
Bu nedenle programı oluştururken bir eğitim koçu ya da rehberlik hocasından destek alması en sağlıklı yol olacaktır. Bu programda son 2 aya kadar istediği bir günü boş gün olarak belirlemeli. O gün dersle alakalı hiçbir şey yapmadan sevdiği aktivitelere zaman ayırmalı ki bu süreçte süreklilik kazansın.
Ayrıca her hafta koçuyla deneme sınav sonuçlarına göre bu programı değerlendirmeli ve yeniden düzenlemelidir. Bu süreçte büyük sorumluluk çocukta olsa bile aileye de çok fazla görev düşüyor.
Aile çocuğu baskılamamalı, tehdit etmemeli, inatlaşmamalı ve olumsuz konuşmamalıdır. Çocuğu gözlemlemeli, yapıcı konuşmalı ve sonuç ne olursa olsun onun yanında olacaklarını ve onu seveceklerini hissettirmelidir. Evdeki gözlemlerini danışman hocasına iletmeli ve süreci yakından takip etmelidir.
Bazen aileler fark etmeden çok baskıcı olabiliyorlar. Bu çocukta ters etki yapıyor çünkü bu çocuklar ergenliğin başındalar, kendi bağımsızlıklarını kazanmaya çalıştıkları dönemdeler. Dışarıdan çok fazla müdahaleyi tehdit gibi algılayabiliyorlar. Aile, çocuğun kendi kurallarına ve alanına saygı duymalı, empatik bir yaklaşım sağlamalıdır. En önemlisi, onun daha bir çocuk olduğunu unutmamalıdır.
Sonuç: LGS Süreci Bir Maraton
Her şeye rağmen bu bir süreçtir. Sonucu iyi olsa da kötü olsa da bitiyor ve kalıcı olmuyor. Çocuklar liseyi geleceklerini oluşturmak için bir Jenga taşı gibi düşünebilirler. Sağlam bir temel oluşturmak onlara hayatlarının ileriki zamanlarında rahatlık ve fayda sağlayabilir.
Ama Jenga’daki kale sadece bir taşla oluşturulmuyor. Bir taş eksik olsa bile hala sağlam bir kale yapılabilir. Çocuklara, istenilen lisenin kazanılmamasının dünyanın sonu olmadığını, önlerinde daha üniversite olduğunu hatırlatmakta fayda var.