Kumar bağımlılığı, denetimin yitirilmesi ve dürtüsellikle şekil bulan, yaşamın birçok alanında önemli sonuçlar meydana getiren bir problemdir. Kazanma arzusu ile başlayan macera, süreç içerisinde kişilerin maddi, psikolojikve sosyal dengelerini bozan bir çıkmaza dönüşmektedir. Başlangıçta masum gibi duran birkaç oyun, heyecan ve adrenalin arayışı ile devam ederken, zaman geçtikçe kişinin fikirlerini, duygularını ve eylemlerini ele geçiren bir saplantıya evrilebilir.
Bağımlılık, yalnızca tüketilen maddiyat ile ilgili değildir; kaybedilen süre, kişilerarası ilişkiler ve özsaygı da buna dahildir. Kumar oynayan kişiler, sürekli olarak kayıplarını yerine koyma düşüncesi ile daha fazla riske girer ve bir batağa saplanır. İnsan beyninde ödül mekanizmasına temas eden bu süreç, adeta madde bağımlılığındaki gibi, kişiyi her seferinde daha büyük bir hırsla oynamaya sevk eder.
Kumar Bağımlılığı ve Aileye Etkisi
Bu bağımlılık yalnızca bağımlı olan kişiyi değil, kişinin ailesini ve sosyal çevresini de önemli düzeyde etkiler. Borçlar, para temin etmek için söylenen yalanlar ve gizli oynama davranışı, kişinin sosyal yaşantısını yıpratır. Peki, insan hangi sebeple böyle bir kısır döngüye dahil olur ve ne şekilde kurtulabilir? Bu bağımlılığın kökenini, sonuçlarını ve çıkışa giden yolları tanımak, bu soruna yönelik bilinçli yaklaşım geliştirmemizi kolaylaştıracaktır.
Kumar Bağımlılığı: Sahte Umutların Sonsuzluğu
Diyelim ki bir kuyunun yanındasınız; kuyuda altınların olduğu söylenmekte, bir kova ile su çekmeye başlıyorsunuz ama su çamur renginde. Buna rağmen pes etmiyorsunuz, çünkü belirli aralıklarla suda küçük, ışıltılı taşlar görüyorsunuz. Ama bu gördüklerinizin söylendiği gibi altın olup olmadığından emin değilsiniz. O sırada kuyunun etrafında bekleyenler sürekli “Devam et! Altınlara az kaldı!” diyor. Siz de umutlu bir şekilde su çekmeyi sürdürüyorsunuz. Derken, aradan yıllar geçiyor. Kuyunun size verdiği şeyler hep aynı: biraz su, biraz çamur, birkaç parlak taş ve hissettiğiniz tükenmişlik. Kumar bağımlılığı tam olarak budur. Gerçek bir kazanç hayali kurmanızı sağlar ancak sizi dipsiz bir kuyunun içine yavaş yavaş sürükler.
Büyük Kazanç Umudu ve Kayboluş Gerçeği
Kumar bağımlıları genelde büyük bir kazanımı elde etme arzusu ile başlar. Belki bir gün “talihin” onların yüzüne güleceği ve büyük paralar kazanacakları umudu. Ancak işin gerçeği şudur ki, kumarhaneler, bahis siteleri ve piyango oyunları, kazançlı olmanız üzerine değil, tüketmeniz üzerine inşa edilmiştir. Tıpkı bir aynalı labirent gibi: Işık varmış gibi görünür ama her hamlede aynı yansımaya çarparsınız.
Bağımlılığın başlarında kazanımlar olur, bu da oynayanlara “bak, taktik işe yarıyor” izlenimi sunar. Ama asıl mesele, kazançlar ilerledikçe oynamayı bırakmanın zorlaştığıdır. Ufak çaplı kayıplar “geri kazanılabilir” gibi görünür ve oynandıkça kaybedilen miktarın yerine koyulacağına inanılır. Bir müddet sonrasında ise kaybetmek bile alışkanlıkdönüşür, çünkü kumar artık yalnızca para konusu değil, duygusal bir döngüye evrilmiştir.
İnsan Beyni ve Kumar: Tavşanın Koşuşu
İnsan beyni ödül ve ceza mekanizması ile çalışmaktadır. Kumar, beynin ödül sistemini ustaca kandırır. Adeta tavşanın önüne havucu koyup koşturmaya benzerdir: Tavşan, havuca ulaşacağını zannederek çabalar ama havuç her defasında biraz daha uzaklaşmaktadır. Kumar oynayan kişiler de bir dahaki sefere oyunda galip geleceğine inanarak ilerler, ama o “büyük kazanç” çoğu zaman ulaşılmaz bir nokta olarak kalacaktır.
Ayrıca, kumarın sağladığı heyecan ve adrenalin, günlük hayatın sıkıcılığından kaçış sağlar. Birçok bağımlı için kumar, maddi kazançtan ziyade duygusal bir sığınak işlevi görmektedir. Stres, yalnızlık, depresyon gibi olumsuz duygular kumar oynandığı sırada bir süreliğine unutulur. Ancak bu bir yanılgıdır, çünkü nihayetinde daha büyük bir stres ve hayal kırıklığı ile yüz yüze gelinir.
Bağımlılığın Görünmeyen Bilançosu: Finans Değil, Yaşam
Kumar alışkanlığı, yalnızca paranızı değil, birçok şeye ayırma imkânınız olan saatlerinizi, kişilerarası ilişkileri ve öz saygınızı sizden alır. Bir müddet sonra anlarsınız ki, oyun esnasında tükettiğiniz yalnızca size ait olan para değil, aynı zamanda çevrenizdekilerle değerlendirebileceğiniz zaman, hedefleriniz ve hayallerinizdir. Adeta bir saatin mekanizması misali, akrep ve yelkovan sürekli döner fakat siz aynı yerde sayarsınız.
Bağımlılıktan kurtuluşun ilk adımı, bu saat çarkını kırarak başlar. İlk olarak bağımlılığınızı fark etmek, akabinde de bir destek planı organize etmek gereklidir. Profesyonel destek bu sürecin en kıymetli noktasını oluşturmaktadır.
Son Söz: Kuyudan Çıkış Mümkündür
Kumar bağımlılığı, kurtuluşu olmayan bir kuyu gibi gözüküyor olsa da kuyudan çıkış mümkündür. Başlangıç ise, bu durumun bir şans oyunu olmadığını ve bunun bir bağımlılık türü olduğunu kabulden geçer. Kumar, kuyudaki altınıaramaya benzer: Ne kadar uğraşsanız da kuyunun dibi sizi çekmeyi sürdürür. Fakat kovayı bıraktığınızda, gerçek özgürlüğü elde edebilirsiniz.
Eğer siz ya da herhangi bir yakınınız kumar bağımlılığı konusunda çabalıyorsa, unutmayın: Her kuyunun bir de çıkışı vardır, yeter ki siz doğru yola adım atmaya karar verin.