-
Tüm becerilerini Matematik açığını kapatacak şekilde geliştiren mükemmelliyetçi bir kadınsanız yalnız değilsiniz ve bu yazı sizin için.
Öğrenme Güçlüğüyle Geçen Bir Yaşamın Görünmeyen Yüzü
Öğrenme güçlükleri okuma, yazma, Matematik gibi temel becerilerde bireyin yaşı, gelişim dönemi ve zeka düzeyine göre beklenen performansa erişememesiyle tanımlanır; ancak tanı ve müdahale sürecinde herkes eşit şartlara sahip değildir. Özellikle kız çocuklarının yaşadığı öğrenme güçlükleri, toplumun yerleşik cinsiyet rolleri nedeniyle göz ardı edilebilmektedir ve bu da bizi nöroseksizm kavramına götürmektedir.
Nöroseksizm: Cinsiyetçi Nörolojik Algılar
Nöroseksizm, kadın ve erkek beyinlerindeki işleyiş farklılıklarının abartılı hatta yanlış sunulması ve bu farklılıkların toplumsal cinsiyet rollerini gerekçelendirme amacıyla kullanılmasıdır. Bu tarz ifadeler çocukların sadece benlik algılarını değil aynı zamanda eğitim ve sağlık sistemlerindeki tanılama süreçlerini de etkiler. Bu ön yargılar, özellikle kız çocuklarının matematikte başarısız olmalarının normal kabul edilmesine, dolayısıyla diskalkuli gibi özgül öğrenme güçlüklerinde erken teşhis için kritik gelişim döneminin atlanmasına neden olur.
Diskalkuli Nedir?
Diskalkuli, bireyin temel matematiksel becerilerde yaşadığı kalıcı ve belirgin güçlükleri kapsayan nörogelişimsel bir bozukluktur. Sayı kavramlarını anlamakta zorlanma, basit işlemlerde hata yapma, zaman tahmin edememe, yön bulamama gibi belirtilerle kendini gösterir. Diskalkuli, bireyin zeka çeşidinden ve seviyesinden bağımsızdır; ancak dışarıdan dikkatsizlik, tembellik veya motivasyon eksikliği gibi algılandığı için özellikle sessiz ve uyumlu kız çocuklarında geç keşfedilebilir veya hiç keşfedilmeyebilir.
Kız Çocuklarında Diskalkuli Neden Fark Edilemiyor?
Erkek çocuklar sınıf içinde daha hareketli ve dışavurumcu davranışlarla öğrenme güçlüklerini belli ederken, kız çocukları daha içe dönük ve çekingen tavırlar sergilemeye meyillidir. Bu nedenle onların yaşadığı zorlanmalar daha az dikkat çeker. Ayrıca öğretmen ve ebeveynlerin bilinçsizce taşıdığı nöroseksist inançlar nedeniyle ya geç ya yanlış tanı aldıkları gözlemlenmiştir. Sonuçta, diskalkuli tanısı almadan büyüyen pek çok kadın, okul hayatı boyunca başarısız, yetersiz ve tembel etiketleriyle mücadele eder.
Tanı Almadan Büyüyen Kadınların Sessiz Mücadelesi
Diskalkuli tanısı almayan kadınlar günlük yaşamda para hesaplamada zorlanma, zamanı yönetememe, yolları karıştırma, planlama yapamama gibi temel işlevlerde tekrar eden başarısızlıklar yaşar. Bu durum zamanla yalnızca akademik değil, psikolojik bir probleme de dönüşür. Kadınlar kendi yeterliliklerinden şüphe eder hale gelir, iş ve sosyal ilişkilerde geri planda kalırlar. Hatta bu tür deneyimler, anksiyete bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal sorunlara zemin hazırlayabilir. Bu durumu yaşayan kadınların benlik algısı zedelenebilir ve öz güveni düşebilir.
Eğitim ve Sağlık Sistemlerindeki Nöroseksist Bakış Açısı
Nöroseksizm sadece bireysel algılarla sınırlı kalmaz; eğitim ve sağlık sisteminin içinde de geçmişten günümüze kalıplaşmış ön yargılarla adeta vücut bulur. Birçok okulda rehberlik servislerinin kullandığı değerlendirme araçları cinsiyet farkını dikkate almaz. Öğretmen eğitimi programlarında öğrenme güçlüklerinin cinsiyetle etkileşimi yeterince ele alınmaz. Klinik değerlendirmelerde kadın danışanların şikayetleri sıklıkla stres, motivasyon eksikliği ya da bir kadın hastalığının belirtisi olarak yorumlanabilir.
Görünmeyen Sorunlar, Görünür Sonuçlar Doğurur
Toplumda kadınların Matematik dersini zaten sevmediği veya sevse de anlayamadığı gibi basmakalıp söylemler kız çocuklarının özgüvenini daha ilkokul çağında zedeler. Bu söylemler içselleştirildiğinde kadınlar kendi potansiyellerini gerçekleştirmekten uzaklaşır ve özgül öğrenme güçlüğü fark edilmeksizin hayatlarının büyük bir kısmını kaygı ve yetersizlik duygularıyla geçirir.
Ne Yapılmalı?
Farkındalık artırılmalı, öğretmenlere ve ebeveynlere yönelik cinsiyet duyarlılığı eğitimleri hazırlanmalıdır. Cinsiyet duyarlı tanı sistemleri geliştirilmeli; yani değerlendirme araçları, kız çocuklarında diskalkuli gibi özgül öğrenme güçlüklerini ayırt edebilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Kadınlar kendi deneyimlerini tanımalı ve bir araya gelerek hem kendi hem karşıdaki için geriye dönük biçimde zorlanma sebebini ve çözümünü sorgulayan kadınların yararlanabileceği psikoeğitim programları ve destek grupları yaygınlaştırılmalıdır.
Eğitim Süreci Bireyin İlgi ve İhtiyaçlarına Göre Yeniden Yapılandırılmalı
Oyun çocuğun dilidir. Her şeyi oyunla öğrenir, anlar, paylaşırlar. Matematik öğrenme güçlüğü tanısı alan veya bu tanıyı alma ihtimali olan kız çocukları gerekirse bir gölge öğretmen eşliğinde onlara özel olarak hazırlanmış bir eğitim sürecine ihtiyaç duyar. Oyunlaştırma, Matematik sembollerini, işlemlerini sözel ifade etme, renk ve şekiller aracılığıyla görsel hafızadan yararlanma bu tekniklerden sadece birkaçıdır. Çocuklar erken tanı alırsa oyunla her şeyi öğrenebilir ve özgül öğrenme güçlüğüne uygun biçimde hayatına uyarlayabilir.
SONUÇ
Nöroseksizm, kadınların yaşadığı bilişsel güçlüklerin görünmez kalmasına neden olur. Diskalkuli gibi öğrenme bozuklukları tanı almadığında yıllarca sürecek bir öz güven kaybı ve sosyal izolasyon yaratabilir. Bu nedenle görünmeyeni görünür kılmak, yalnızca bireysel değil toplumsal bir iyileşme süreci yaratır. Kadınların eğitim ve yaşam haklarını tam anlamıyla kullanabilmesi için tanı süreçlerinin adil ve duyarlı olması şarttır.
KAYNAKÇA
-
Fine, C. (2010). Delusions of Gender: The Real Science Behind Sex Differences. W. W. Norton & Company.
-
Butterworth, B. (2005). Developmental dyscalculia. In J. I. D. Campbell (Ed.), Handbook of Mathematical Cognition.
-
Geary, D. C. (2004). Mathematics and learning disabilities. Journal of Learning Disabilities.
-
Lindberg, S. M., Hyde, J. S., Petersen, J. L., & Linn, M. C. (2010). New trends in gender and mathematics performance: A meta-analysis. Psychological Bulletin.
-
Shalev, R. S. (2007). Prevalence of developmental dyscalculia among school-age children. Journal of Learning Disabilities.