Günümüzde ilişkilerde yaşanan birçok sorun, aslında evlilik öncesi sürecin yanlış yönetilmesinden kaynaklanıyor. Sağlıklı bireyler, önce birbirlerini tanır, uyumlarını değerlendirir ve ardından evlenirler. Ancak toplumumuzda çoğu zaman bu sıralama ters işler. İnsanlar evlendikten sonra birbirlerini tanımaya, anlamaya ve anlaşmaya çalışırlar. Bu durum, ilişkilerde yıpranmaya, hayal kırıklıklarına ve mutsuz evliliklere zemin hazırlar (İlhan, T.S. ve Işık, Ş. 2019:1431).
Aile danışmanlığına başvuran çiftlerden sıkça duyulan cümleler hep benzerdir:
“Flörtte böyle değildi.”
“Biz evlenmeden önce birbirimizi daha iyi anlıyorduk.”
Bu ifadeler, flört döneminin bir tanışma değil, bir “paylaşım ve tüketim süreci” hâline geldiğini açıkça gösteriyor. İnsanlar, ilişkinin temeline anlamlı iletişimi değil, birlikte vakit geçirmeyi yerleştiriyor. Oysa sağlıklı bir flört süreci, eğlenmekten çok anlamaktır; paylaşmaktan çok tanımaktır (İlhan, T.S. ve Işık, Ş. 2019:1440).
Flörtün Yanlış Anlaşılması
Toplumumuzda flört, çoğunlukla birlikte zaman geçirme, eğlenme, gezme, sinemaya gitme ya da yemek yeme gibi etkinliklerle sınırlı bir süreç olarak görülüyor. Oysa bu tür aktiviteler bir kişiyi tanımaya katkı sunmaz; yalnızca hoş zaman geçirmeyi sağlar.
Flört etmek, “birlikte olmak” değil, “birbirini anlamak” sürecidir.
Karşıdaki insanın karakterini, değerlerini, duygusal tepkilerini, hayata bakışını gözlemlemek gerekir (Aydın, A. ve Aktaş, G. 2024:765).
Ne yazık ki çoğu insan flört sürecinde şu sorulara odaklanmaz:
• Bu insan stres altındayken nasıl davranır?
• Trafikte ya da bir anlaşmazlıkta öfkesini nasıl yönetir?
• Sorumluluklarını yerine getiremediğinde bunu telafi etmeye çalışır mı?
• Ailesiyle, özellikle anne-babasıyla ilişkisi nasıldır?
• Kadın, erkek, çocuk, evlilik, din, eğitim gibi konulara nasıl bakar?
Bu sorular bir insanı gerçekten tanımak için çok daha anlamlıdır. Ancak genellikle şu tür sorularla vakit geçiririz:
“Benimle buluşuyor mu?”
“İstediğim yerlere gidiyor muyuz?”
“Ne kadar ilgileniyor, sözümü dinliyor mu?”
İşte bu noktada ilişki, bir “tanışma süreci” olmaktan çıkar ve bir “paylaşım alışkanlığına” dönüşür. Yani taraflar birbirini tanımak yerine birlikte vakit geçirir; tüketir ama inşa etmez (Aydın, A. ve Aktaş, G. 2024:777).
Toplumsal Kalıpların Etkisi
Toplum, ilişkilerde bazı yanlış kalıplar inşa etmiş durumda. “Flört uzun olursa birbirini daha iyi tanırsın” inancı bunlardan biridir. Oysa araştırmalar ve danışmanlık deneyimleri gösteriyor ki, flört süresi uzadıkça ilişki bir alışkanlığa, hatta bir “tüketim döngüsüne” dönüşüyor.
Zamanla heyecan azalıyor, beklentiler artıyor ve evlilik kararı geldiğinde taraflar birbirinden yorulmuş oluyor.
Bir kişiyi anlamak zamana bağlı değil, doğru gözleme bağlıdır.
Eğer flört süreci yanlış yönetiliyorsa, ister bir ay ister on yıl sürsün, o kişi yine tanınmaz. Çünkü ilişki biçimi öğrenme değil, haz alma üzerine kurulmuştur (Kaplan, G. ve Öztürk, S.M. 2023:85).
Ayrıca toplumun baskısı da ilişkileri şekillendiriyor:
“Artık evlenin”,
“Flört uzun sürmesin”,
“Yaşı geçti.”
Bu tür kalıplar bireyleri sağlıksız kararlara itebilir. Flört sürecinin amacı evlilik baskısıyla hızlandırılmamalı, ancak boş bir şekilde de uzatılmamalıdır. Dengeyi bulmak, bilinçli bir ilişki yönetiminin temelidir (Kaplan, G. ve Öztürk, S.M. 2023:86).
Sağlıklı Flört: Tanıma ve Değer Uyumu
Sağlıklı bir flört, duygusal bağın yanında değer uyumunu da içerir.
Karakter, sabır, öfke kontrolü, iletişim biçimi ve sorumluluk bilinci, bir ilişkinin geleceğini belirleyen temel unsurlardır.
Bir kişi, hata yaptığında özür dileyebiliyor mu?
Kriz anlarında kaçmak yerine çözüm üretebiliyor mu?
İşte bu soruların yanıtları ilişkinin kalitesini belirler.
Flört döneminde taraflar birbirine sürekli en iyi yönünü gösterme çabasındadır. Ancak bu, gerçeği gölgeleyebilir. Bu nedenle dikkat edilmesi gereken, karşınızdaki kişinin en doğal hâlidir.
Onun zorlandığı, üzüldüğü, sinirlendiği anlarda sergilediği tutum, aslında kim olduğunu gösterir. Çünkü karakter, rahat zamanlarda değil, kriz anlarında ortaya çıkar (Peker, A., Cingil, T. ve Yazıcı, Z. 2025:200).
Dolayısıyla ilişkilerde en sık yapılan hata, flört sürecini tanışma değil, paylaşma dönemi olarak görmekten kaynaklanır. İnsanlar birbirlerini tanımadan evlenir; sonrasında da anlaşmaya çalışırlar. Bu da mutsuzluk, çatışma ve kısa sürede biten evliliklere yol açar.
Gerçek tanışma, duygusal paylaşımlardan çok değer, düşünce ve sınır farkındalığıyla olur. Bir ilişkiyi uzun vadede ayakta tutan romantizm değil, karşılıklı saygı ve uyumdur.
Bu nedenle flörtü doğru anlamak gerekir:
• Flört etmek, birini değiştirmeye çalışmak değil, onu olduğu hâliyle tanımaktır.
• Flört süresi, ilişkinin kalitesini değil, yönünü belirler.
• Ne kadar uzun sürdüğü değil, ne kadar doğru yönetildiği önemlidir.
Unutmayalım ki sağlıklı bir evlilik, doğru bir tanışma süreciyle başlar.
Flört, sadece birlikte zaman geçirmek değil, geleceği birlikte kurabilecek bir insanı tanıma fırsatıdır. Eğer bu bilinçle hareket edilirse, ilişkiler tüketim değil, inşa süreci hâline gelir (Peker, A., Cingil, T. ve Yazıcı, Z. 2025:201).
Kaynakça
İlhan, T.S. ve Işık, Ş. (2019). Evliliğin İlk Yıllarında Evlilik Yaşamı Deneyimi ve Evliliğe İlişkin Algılar.
Aydın, A. ve Aktaş, G. (2024). Flört İlişkilerinde Şiddetin Nedenleri: Bir Ölçek Uyarlama Çalışması.
Kaplan, G. ve Öztürk, S.M. (2023). Gençlerde Dijital Flört Şiddetinin Toplumsal Cinsiyet Algısı ve İnternet Bağımlılığı ile İlişkisi.
Peker, A., Cingil, T. ve Yazıcı, Z. (2025). Kadınlarda İçselleştirilmiş Cinsiyetçilik ile Yakın İlişkilerde Flört Şiddetine Yönelik Tutum Arasındaki İlişkiler.


