Hayalet Depremlerin Psikolojisi
Son zamanlarda sık yaşanan depremler hepimizi aynı şekilde etkiliyor; kendimize şu soruyu sorarken buluyoruz:
“Neden sürekli sallanıyor gibi hissediyorum?”
Deprem, sadece bir sallantıdan ibaret değil. İnsanın içindeki en temel duyguya dokunur aslında: yani “güvende olma ihtiyacına.” Çünkü deprem, bize bir anda hatırlatıyor ki kontrol sandığımız kadar bizde değil. İşte asıl sarsıntı tam da burada başlıyor.
Deprem Bitiyor; Korku Bitmiyor: Hayalet Depremler Nedir?
Depremi yaşayan hemen herkesin ortak bir cümlesi vardır:
“Sanki yer yine oynadı.”
İşte buna “hayalet deprem” ya da bilimsel adıyla sallanma yanılsaması denir.
Aslında zemin kıpırdamaz ama sinir sistemi hâlâ “tetikte” olduğu için sanki küçük bir sallanma oluyormuş gibi hissedersin.
Bu durum şunları yaşamanıza neden olabilir:
• Bir anda yer hareket ediyormuş gibi hissetmek
• Otururken vücudun ileri geri hafif oynuyor gibi gelmesi
• Tavan lambasına gözünü dikip “kımıldadı mı acaba?” diye bakmak
• Yatağa uzanınca sanki titriyormuş gibi hissetmek
• Ufak bir gürültüyü bile deprem gibi algılamak
Bu belirtiler “benim psikolojim bozuldu” demek değildir. Aksine:
Vücudun seni korumaya çalışıyor.
Sinir sistemi, yaşadığı büyük korkunun ardından belirli bir süre “alarm modunda” kalır. Tıpkı ateşten elini çekmiş birinin bir sonrakinde daha hızlı reaksiyon vermesi gibi…
Deprem Kaygısı Neden Bu Kadar Derin?
Deprem, diğer korkular gibi değildir. Çünkü:
• Tahmin edilemez
• Kontrol edilemez
• Kaçacak yön genellikle belirsizdir
• Ve çoğu zaman “ölüm” ihtimalini düşündürür.
İnsan psikolojisinin kaldıramadığı nokta da tam olarak budur.
Beynin “tehlike var” bölümü olan amigdala, depremi uzun süre tehdit olarak kayıtlı tutar.
Bu yüzden aradan günler geçse bile küçük bir ses, bir sallanma hissi, hatta rüzgârın uğultusu bile seni yerinden sıçratır.
Travma Herkeste Aynı Yaşanmaz
Depremi herkes aynı şekilde atlatmaz.
Aynı evde yaşayan iki kardeşin bile tepkileri farklı olabilir.
Kimisi sessizleşir.
Kimisi sürekli anlatır.
Kimisi yalnız kalamaz.
Kimisi hiçbir şey yokmuş gibi davranır.
Kimisi çantasını kapının yanında tutar.
Kimisi duşa bile girmek istemez.
Bu farklılıklar çok doğal. Çünkü insanların hayata karşı geliştirdiği başa çıkma mekanizmaları birbirinden farklıdır.
Bazı kişiler korku karşısında donakalır; bazıları konuşarak rahatlar; bazıları ise kontrol hissi arar. Hiçbiri yanlış değildir.
Hayalet Depremler Ne Kadar Sürer?
Bu herkes için farklıdır.
Günler ya da haftalar sürebilir.
Fakat genel olarak şunlar yaşanabilir:
• Uykuya dalmakta zorlanma
• Her titreşimi deprem sanma
• Evin içindeki sesleri abartılı algılama
• Çıkış yollarını zihinde tekrar tekrar planlama
• “Ya şimdi olursa?” düşüncesi
Bunların büyük bir kısmı normaldir. Vücut alarm sistemini kapatmayı zamanla öğrenir.
Ama aylar geçmesine rağmen yaşam kalitesini bozan, işe engel olan, uykuları sürekli kaçıran bir kaygı varsa profesyonel destek çok faydalı olur.
“Sürekli tetikte olma” hissi aslında bir mesajdır
Deprem sonrası yaşanan birçok psikolojik belirti, aslında insanın kendine verdiği bir mesajdır:
• “Güvende değilim.”
• “Kontrol bende olsun istiyorum.”
• “Hazırlıklı olmak istiyorum.”
• “Sürpriz bir tehlike istemiyorum.”
Korku düşmanımız değil; doğru davranışa yönlendiren bir iç sestir.
Örneğin:
Deprem sonrasında birçok insanın acil çanta hazırlaması, eşyaları sabitlemesi, çıkış yolunu planlaması aslında psikolojinin kendini iyileştirme çabasıdır.
Peki Bu Kaygıyla Nasıl Baş Edilir?
Bilimsel öneriler kadar günlük hayatta uygulanabilecek yöntemler de önemlidir:
-
Deprem konuşmak kötülük getirmez; tam tersi iyileştirir.
Konuştukça korku azalır. -
Ufak titreşimleri deprem sanmak normaldir.
Buna “yanılsama” denir. -
Telefon alarmı, bildirim, gürültü gibi sesler seni panikletiyorsa sorun değil.
Sinir sisteminin hâlâ tetikte olduğunun göstergesidir. -
Hazırlık yapmak kaygıyı azaltır.
Deprem çantası hazırlamak kontrol duygusunu geri verir. -
Uykudan sıçrayarak uyanmak çok yaygındır.
Beyin tehlike sinyalini kapatana kadar bu süreç normaldir.
Hayalet Deprem Değil, Bedensel Hafıza
Deprem sonrası yaşanan birçok belirti aslında bedensel hafızadır.
Beden, yaşadığı korkuyu unutmaz ve bir süre tetikte kalır.
Sallanma bitmiş olsa da içimizdeki sarsıntı devam eder. Çünkü psikoloji yaşananları zihinde değil, bedende saklar.
Deprem Biter ama İnsan Yaraları Yavaş Kapanır
En önemlisi:
Deprem sonrası yaşanan psikolojik belirtiler zayıflık değildir.
Tam tersine insanın hayatta kalma mekanizmasının çalıştığını gösterir.
“Sarsılan sadece bina değil; insanın iç dünyasının ta kendisidir.”
Ve her iç dünya, zamanla kendi ritmini yeniden bulur.


