Perşembe, Ekim 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Gösteriş Tüketimi ve Kimlik İnşası: Dijital Kültürde Yeni Bir Benlik Arayışı

Tüketim; TDK’da “üretilen mal, hizmet ya da farklı şeylerin ihtiyaç doğrultusunda ve istek karşılamak amacı ile kullanılmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır. Ancak günümüzde tüketim, ihtiyaç karşılama aracı olmaktan çıkmış; bir güç gösterisine dönüşmüştür. Hepimiz, başkalarından gördüğümüz için ihtiyacımız olmayan veya kullanmayacağımız şeyleri almışızdır. Çağımızda ne kadar pahalı marka giyinirsen, o kadar kimliğin yani “sen” kabul edilebilir hale gelinebileceği algısı oluşmuştur.

İşte insanların toplumsal konumlarını sergilemek amacıyla ortaya koydukları bu çabaya “gösteriş tüketimi” denilmektedir.

Gösteriş Tüketiminin Kökeni: Veblen ve Aylak Sınıf

Bu kavram ilk kez Amerikalı iktisatçı ve sosyolog Thorstein Veblen tarafından 1899 yılında yayımlanan Aylak Sınıfın Teorisi (The Theory of the Leisure Class) adlı eserinde ortaya atılmıştır (Veblen, 2009).

Veblen’e (2009) göre gösteriş tüketimi, “aylak sınıf” olarak adlandırılan üst gelir grubunun, toplumsal üstünlüklerini göstermek için yaptığı israf niteliğindeki tüketim biçimidir. Bu sınıf, pahalı mallar satın alarak ya da lüks yaşam tarzlarını sergileyerek kendilerini diğerlerinden ayırmıştır. Böylece tüketim, yalnızca bir ihtiyaç karşılama süreci olmaktan çıkıp, itibar kazanma ve statü belirleme aracına dönüşmüştür.

Eskiden bu durum daha çok üst düzey ailelerde bir güç yarışı olarak görülürken, günümüzde her tabakadan insanı etkileyen bir hale gelmiştir. Gösteriş tüketimi, özellikle sosyal medyanın gelişmesiyle çağımızın en belirgin olgularından biri olmuştur. Kapitalist üretim biçimi, reklamcılığın yaygınlaşması ve sosyal medyanın etkisiyle bu eğilim tüm toplumsal tabakalara yayılmıştır (Baudrillard, 1998). Artık giydiğimiz markalar, gittiğimiz mekânlar, paylaştığımız gönderiler kimliğimizi oluşturmanın ve tanıtmanın yolları haline gelmiştir.

Dijital Kültürde Tüketim ve Kimlik İnşası

Bu durum, bireylerin hayatlarının merkezine tüketimi koymalarına neden olmuştur. Böylece insanlar kimlik karmaşası yaşamaya, benliklerini sorgulamaya başlamıştır. Özellikle sosyal medyanın yükselişiyle birlikte bireyler, tükettiklerini sergileyerek dijital ortamda kimliklerini inşa eder hale gelmiştir (Featherstone, 2007).

En yaygın kullanılan platformlardan biri olan Instagram, bu gösteriş tüketimi çılgınlığının merkezi haline gelmiştir. Lüks otellerden atılan hikâyeler, gösterişli mekânlarda çekilen fotoğrafların paylaşılması bunun somut örnekleridir. Özellikle influencerlar, gösteriş tüketiminin öncülerindendir.

Yani artık gösteriş tüketimi yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik bir olgu haline gelmiştir.

Psikolojik Açıdan Gösteriş Tüketimi

Psikolojik açıdan gösteriş tüketimi, bireyin onaylanma ve beğenilme arzularının bir sonucudur. İnsanlar, sosyal çevrelerinde değer görmek için belirli sembollere sahip olmayı önemserler (Belk, 1988). Bu durum, insanların kendilerini tanımlamak için lüks markalara ve statü sembollerine daha fazla ihtiyaç duymalarına yol açmıştır.

Çünkü aksi takdirde, bulundukları konuma ait hissedilmediklerini veya beğenilmediklerini düşünürler. Örneğin, bir kişi lüks bir markanın kıyafetlerine sahip olduğunda yalnızca bir ürün taşımamakta, aynı zamanda o markanın temsil ettiği sosyal statüyü de sembolik olarak taşımaktadır.

Sosyolojik Açıdan Gösteriş Tüketimi

Sosyolojik açıdan gösteriş tüketimi, sınıf farklarını da artırmaktadır. Üst sınıfların tüketim biçimi, orta ve alt sınıflar tarafından taklit edilmeye başlanmıştır.

İmkânı olmayan bireyler bile, sadece uyum sağlamak ve başkalarının onayını almak için sınırlarını zorlayarak lüks tüketim davranışları sergilemektedir. Bu durum bireyleri ekonomik kaygılara sürüklerken, aynı zamanda psikolojik yetersizlik hissini de tetiklemektedir.

Artık toplum, üretim temelli olmaktan çıkıp gösteriş ve tüketim temelli bir yapıya dönüşmüştür.

Gösteriş Tüketimini Azaltmanın Yolları

Bu davranış biçimini azaltmak için en önemli adım **“bilinçli farkındalık”**tır.
Bilinçli farkındalık yani mindfulness, bireyin kendi motivasyonlarını ve davranışlarını gözlemlemesine yardımcı olur.

Bir şeyi alırken veya paylaşırken şu soruyu sormak farkındalığı artırır:

“Bunu gerçekten istiyor muyum, yoksa başkalarına göstermek için mi yapıyorum?”

Brown ve Ryan (2003), farkındalık düzeyi yüksek bireylerin daha az materyalist olduklarını ve yaşamdan daha fazla tatmin duyduklarını göstermiştir.

Ayrıca, sosyal medya kullanımını kısıtlamak, sosyal karşılaştırma eğilimini azaltır. İçsel motivasyonu güçlendirmek, yani kişisel değerleri ve tutkuları netleştirmek, dış onay ihtiyacını azaltarak psikolojik baskıyı da hafifletir.

Gösteriş tüketimi hakkında bilgilendirme amacıyla kurulan dayanışma grupları ve gönüllülük faaliyetleri, bireyin aidiyet hissini artırarak içsel boşluklarını doldurmasına yardımcı olur. Bu tür toplu çalışmalar sayesinde kişi kendini yalnız hissetmez ve aidiyet duygusu geliştirir.

Sonuç

Gösteriş tüketimi, günümüzün en belirgin ve etkili toplumsal olgularından biridir. İnsanların başarıları ve sosyal kimlikleri artık maddi varlıklar üzerinden ölçülür hale gelmiştir. Bu durum, bireylerin emek temelli kimliklerinden uzaklaşarak tüketim temelli kimlikler geliştirmelerine yol açmıştır.

Artık bizi biz yapan şey, ne kadar gösterdiğimizle ölçülmektedir. Ancak bu durum beraberinde yabancılaşma, yetersizlik ve ekonomik baskıyı da getirmektedir. Ayrıca kapitalizmi güçlendiren en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir.

Sonuç olarak, gösteriş tüketimi bireyin kendini gerçekleştirme sürecini zedeler ve içsel tatminin yerini dış onay bağımlılığına bırakır. Gerçek benliğe ulaşmanın yolu, tüketimle değil farkındalıkla mümkündür.

Kaynakça

Baudrillard, J. (1998). The consumer society: Myths and structures. Sage Publications.

Belk, R. W. (1988). Possessions and the extended self. Journal of Consumer Research, 15(2), 139–168. https://doi.org/10.1086/209154

Brown, K. W., & Ryan, R. M. (2003). The benefits of being present: Mindfulness and its role in psychological well-being. Journal of Personality and Social Psychology, 84(4), 822–848. https://doi.org/10.1037/0022-3514.84.4.822

Featherstone, M. (2007). Consumer culture and postmodernism (2nd ed.). Sage Publications.

Veblen, T. (2009). The theory of the leisure class: An economic study of institutions. Oxford University Press. (Original work published 1899)

İrem Yazıcı
İrem Yazıcı
İrem Yazıcı, İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Lisans eğitimi boyunca çeşitli kliniklerde çocuk, ergen ve yetişkinlerle çalışan psikologların yanında gözlem yapmış; bilişsel davranışçı terapi, EMDR, sanat psikolojisi ve spor psikolojisi alanlarında eğitimler almıştır. Özellikle psikolojinin farklı alanlarında; medya ve psikoloji, zihin ve davranış ile dijital psikoloji konularında derinleşmeye özen göstermektedir. Akademik çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri ve gönüllülük faaliyetlerinde aktif olarak görev almakta; psikolojiyi hem bilimsel hem de toplumsal boyutlarıyla ele almaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar