Çarşamba, Eylül 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Terapistinizi Değerlendirme Kılavuzu: Etik İhlaller

Terapist ve danışan arasındaki terapötik ilişkinin etik sınırlar çerçevesinde geliştirilmesi terapi seanslarının etkililiği açısından oldukça büyük öneme sahiptir. Peki siz danışan koltuğundayken terapistinizin ne düzeyde ‘etik’ davrandığını biliyor musunuz? Bu yazımda, danışanların terapi sürecinde olabilecek etik ihlaller üzerine bir farkındalığa sahip olmalarını ve danışanları kendi terapi süreçlerinin işlevselliği hakkında düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyorum.

Terapistinizi Tanıyor Musunuz?

İlk soruyla başlayalım: Arkadaşınız, komşunuz ya da akrabanız olan birinin terapistiniz olması kulağınıza nasıl geliyor? Tanıdığınız biriyle terapi sürecinizi yürütmek ister misiniz? Kulağa daha güvenli bir seçenekmiş gibi gelebileceğinin farkında olmakla beraber size şunu hatırlatmak isterim: Bu, günlük hayatınızda terapistinizle başka bir bağlamda da ilişki kurduğunuz, sosyal olarak aynı ortamlarda bulunduğunuz anlamına gelmektedir.

Terapistinizin sizi tarafsız bir şekilde dinleyebilmesi ve gizliliğinizi koruyabilmesi ilişkinin ikincil bir bağlamda da var olmasıyla beraber ne ölçüde mümkündür? Bu durum, danışana aslında iyi gelecek olan sınır kavramını korumaya engel bir faktördür. Terapide sınır kavramı, güvenli, tutarlı ve tarafsız bir terapist-danışan ilişkisi oluşturmak için bir ön koşul niteliğindedir.

Seans Dışında İletişim Kurmak

İkinci soru ilk soruyla benzer noktalara işaret etmektedir fakat oldukça sık karşılaşılan bir durum olduğu için ayrıca bahsetmeyi gerekli buluyorum. Terapistin danışan ile seanslar dışında iletişim halinde olması, mesajlaşması ya da telefonla konuşması sizce danışanın terapötik sürecini destekler mi?

Basit bir örnekle, bağımlılık şemasına sahip bir danışana, ‘İhtiyacın olduğunda beni ara.’ demek onu psikoloğuna veya psikiyatristine bağımlı hale getirecektir. Danışanın zaten var olan bağımlılık şeması bu şekilde pekiştirildiğinde hedeften uzaklaşılır. Asıl amaç, danışana seansların bitiminden sonra da karşılaşabileceği problemlerle kendi kendine başa çıkabilmesi için beceri kazandırmaktır. Bağımlılığı pekiştirilen bir danışanda yıllarca süren terapi seanslarına rağmen bu becerinin yoksunluğunu gözlemlemek mümkündür. Bu durum etik ilkelere tehdit niteliğindedir.

Terapist ve danışan arasındaki iletişimin seans odasıyla sınırlı kalması, ikincil bağlamda bir ilişkinin gelişmesini engeller. Terapistin danışanını sosyal medyada takip etmesi, onunla bir kafede kahve içmesi, sürekli olarak mesajlaşma halinde olması etik olarak uygun görülmeyen örneklerdir. Profesyonel sınırın korunması, terapötik alanın sağlıklı işlemesi açısından önemlidir; terapi sürecinin işlevselliğini etkiler.

Gizliliği Korumak

Diyelim ki psikologsunuz ve danışanınızla markette ya da bir etkinlikte karşılaştınız. Üçüncü soru: Siz bu durumda ne yapardınız, nasıl davranırdınız? Danışanınızın yanına gidip ona selam verdiğinizi, nasıl olduğunu sorduğunuzu düşünün. Bu senaryoya göre ya danışanınızın yanındaki kişi veya kişiler onun terapisti olduğunu bilmiyorsa ve sizin için ‘O kim?’ sorusunu sorduklarında danışanınız zor durumda kalırsa?

Böyle bir duruma sebep olmamak için, etik olarak yapılması gereken ilk adımı danışandan beklemektir. Danışanınızın yanındaki kişiler onun terapiye gittiğini bilmiyor olabilir ve siz psikolog olarak danışanınızın gizliliğini korumakla yükümlüsünüz.

Terapist Soru Sorma Tarzı

Bir başka konu ise, terapistin yönlendirici sorular sorup etiketleyici konuşmasıdır. ‘Orada olmak seni mutlu etti mi?’ sorusundan ziyade ‘Orada olmak sana nasıl hissettirdi?’ gibi yönlendirici olmaktan uzak sorularla ilerlemek gerekir. Danışana ne yapması gerektiğini söylemek terapistin görevi değildir. Terapist, danışana sadece eşlik eden bir konumdadır.

Terapistler sıklıkla danışanın, ‘Ne yapmalıyım? Siz söyleyin, hangisi benim için doğru?’ diye sordukları bir durumda bulabilirler kendilerini. Dördüncü soru: Bu noktada sizin cevabınız ne olurdu? ‘Bence sevgilinden ayrılmalısın, senin için doğru kişi o değil. Sen çok daha iyilerini bulursun, zaten sana yakışmıyordu.’ cümlesini kuran bir terapisti kafamda canlandıramıyorum. Böyle bir yaklaşım etik çerçeveden çok uzaktır.

Aksine olması gereken cevap; burada asıl kararı danışanın vermesi gerektiği, terapistin danışana neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyebilecek bir konumda olmadığıdır. Terapist, danışanının kendi kararını verme sürecinde destekleyici bir rol üstlenir fakat son kararı belirleyen taraf kesinlikle değildir; yönlendirici olmaktan kaçınır.

Terapist Seçiminde Dikkat Edilecekler

Son ve belki de en önemli nokta: psikolog ya da psikiyatrist seçiminde mutlaka kişinin eğitim özgeçmişi ve uzmanlık alanı araştırılarak tercih yapılmalıdır. Uzman klinik psikolog olmayan birinin psikoterapi yapmaya yetkisi yoktur, danışan olarak bunun bilincinde olmak çok önemlidir. Uzman klinik psikologlar ‘garanti sonuç’ gibi tabirlerle seanslara başlamazlar.

Terapi sürecinin emek isteyen uzun bir yolculuk olduğunu, her vakanın kendine özgü olduğunu bilirler ve her danışan için farklı bir terapi planı yapılır. Hiçbir bipolar bozukluğu vakası veya depresyon vakası birbiriyle tıpatıp aynı değildir. Belirli saptayıcı semptomlar ortak olsa bile, özellikle komorbid bozuklukların da varlığında her birey bu deneyimi farklı şekillerde yaşar.

Bundan sonraki terapi sürecinizde tüm bu faktörleri göz önünde bulunduracağınızı ümit ediyorum. Zamanınızı, emeğinizi ve finansal gücünüzü etik çerçevede çalışan iyi eğitimli uzmanlara ayırmanın kritik önemini vurgulamak istiyorum.

Ezgi Hadzhayomeroglu
Ezgi Hadzhayomeroglu
Ezgi Hadzhayomeroglu, psikolog ve yazar olarak psikoloji alanında bireylerin ruh sağlığını desteklemeye yönelik çalışmalar yürütmektedir. Almanya’da ikamet eden Ezgi, mesleki gelişimini uluslararası düzeyde sürdürmekte; Türkçe, İngilizce ve Almanca kaynaklardan çeşitli eğitimler almaktadır. Leiden Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programına başlayacak olan Ezgi, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kişilerarası dinamikler, psikolojik dayanıklılık ve iyi oluş konularına odaklanmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Şema Terapi ekollerinde çalışmalarını yürütmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar