Cuma, Ağustos 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Sternberg Teorisi Işığında Cinselliğin Rolü

Aşkı yalnızca duygusal bir bağ olarak tanımlamak yetersiz kalır. Robert Sternberg’in Üçgen Aşk Teorisi, aşkı yakınlık (intimacy), tutku (passion) ve bağlılık (commitment) üçgenine yerleştirir. Bu bileşenlerin her biri ilişkinin farklı boyutlarını temsil eder ama tutku, yani cinsellik, bu üçgenin “ateşli” kenarıdır. Bu makalede, tutkunun aşk üçgenine nasıl entegre olduğunu ve cinselliğin hem bireysel hem de çift dinamiklerine nasıl şekil verdiğini bilimsel kanıtlarla inceleyeceğiz.

Tutku: Aşkta Ateşli Kenar

Sternberg, tutku bileşenini “romantizm, fiziksel çekim, cinsel doyum ve bunlara bağlı motivasyonel süreçler” olarak tanımlar. Bu tanım cinselliğin sadece bedenle değil, aynı zamanda duygular ve motivasyonla da bağlantılı olduğunu gösterir. Aşkta cinsellik sadece fiziksel haz sağlamakla kalmaz, iki insan arasında tutku ve arzu kaynağı olarak yakınlığı da besler.

Cinsellik ve İlişki Tatmini

2023 yılında yapılan bir araştırma, Sternberg ölçeğiyle ölçülen tutku düzeyinin romantik memnuniyetle güçlü ilişki gösterdiğini ortaya koydu (r ≈ 0.56). Bu hem bireyin hem de çiftin tatminini artıran unsurlar arasında cinselliğin merkezde olduğunu söylüyor. Tutku sadece arzuyu değil, beraberinde duygusal ve zihinsel yakınlığı da besliyor.

Cinsellik Her Üçgendeki Bileşen mi?

2020’de Journal of Sex Research’te yayımlanan geniş çaplı bir kültürel karşılaştırmada, Üçgen Aşk Teorisi farklı kültürlerde tutarlıdır. Aşk üçgeninin tüm bileşenleri –özellikle tutku– tüm toplumlarda ortak kalıplarla karşımıza çıkar. Bu, cinselliğin aşk bağlamında evrensel bir bileşen olduğunu doğrular; farklı kültürlerde bile tutku ile ilişkinin kalitesi arasında belirgin bir ilişki bulunur.

Tutku ve Yakınlık Arasındaki Döngü

Sternberg’in tanımına göre, tutku ile yakınlık güçlü bir sinerji içindedir. Cinsellik sadece yakınlığın sonucu değil, aynı zamanda ona güç katan bir unsur. Fiziksel bütünleşme yalnızca haz vermekle kalmaz; duygusal yakınlığı artırır, bireylerde sevgi ve bağlılık hissini derinleştirir. Bu döngü, üçgenin tamamlanmasındaki etkileşimin özüdür.

Tutku Olmadan Üçgen Tam Olur mu?

Tutku olmadan aşk tamamlanmış sayılmaz. Sadece yakınlık ve bağlılığa dayanan “arkadaşa dönük aşk” (companionate love), uzun vadede cinsel kenarı eksik olduğu için duygusal monotonluğa hapsolabilir. Özellikle uzun süreli ilişkilerde, tutku bileşeninin canlı tutulması, ilişkinin dinamizmini ve derinliğini korumada vazgeçilmez bir unsur haline gelir.

Uygulamada Ne Değişmeli?

1.Fiziksel yakınlık planlanmalı. Haftalık veya aylık “tutku zamanı” belirlemek, tutku seviyesini aktif tutar.
2.Yeni uyaranlar deneyin. Oyun, fantezi, yeni deneyimler tutku ve cinselliği tetikler.
3.İletişimde açıklık. Duygu ve arzular açıkça konuşulmalı; partnerin cinsel dilini anlamak bağlılığı güçlendirir.

Son Olarak

Üçgen Aşk Teorisi’nde cinsellik salt bir kenar değil; tüm üçgenin dengesini sağlayan temel bir eksendir. Tutku, yalnızca arzuyu değil, yakınlığı, bağlılığı ve nihayetinde ilişkinin tatminini güçlendirir. Bilimsel veriler bunu destekler: Tutku arttıkça ilişkinin tatmini, duygusal derinliği ve dinamizmi artar.

Her ilişki üçgeni eşit olmasa da eksik tutku genellikle eksik bağ anlamına gelir. Profesyonel bakış açısıyla, çiftlerin tükettiği “tutku kenarını” canlı tutmaları hem bireysel hem de birlikte büyüyen aşkın anahtarıdır.

Kaynaklar

 

Toğrul Salamzade
Toğrul Salamzade
1991 yılında Azerbaycan’da doğan Toğrul Salamzade, psikoterapist, lisanslı cinsel terapist ve aile danışmanı olarak 11 yılı aşkın süredir bireylerin duygusal ve psikolojik iyilik hallerini güçlendirmeye odaklanmaktadır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) üyesi olan Salamzade, ABD'de lisanslı cinsel terapist unvanına sahip olup, insan cinselliği ve ilişkiler alanında uzmanlaşmıştır. Cinsel terapi ve insan cinselliği konusunda çeşitli seminerler ve eğitimler vermiş, ayrıca ilişkiler, aile danışmanlığı ve çift terapisi üzerine kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Türkiye'de çeşitli üniversitelerde "Çocuk Cinsel İstismarını Önleme" üzerine seminerler vermiş ve bu alandaki farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalarda bulunmuştur. Aynı zamanda çevirmen ve editör olarak İngilizce-Türkçe, İngilizce-Azerice ve Rusça-Türkçe dillerinde akademik ve profesyonel içerikler üretmiş, 15 yılı aşkın süredir çeviri ve içerik geliştirme alanında çalışmalar yapmaktadır. Şu anda Psychology Times dergisinde köşe yazarı olarak yazılarıyla okuyuculara ilişkiler, cinsel sağlık, aile danışmanlığı ve insan psikolojisi üzerine içerikler sunmaktadır. Hem akademik hem de pratik bilgi birikimiyle psikolojiyi herkes için anlaşılır ve uygulanabilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar