Çarşamba, Eylül 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Okula Uyum: Ayrılık Kaygısından Bağımsızlığa

Okulların açılması, özellikle ilkokul çağındaki çocuklar için yepyeni bir dönemin başlangıcıdır. Çocuğun evden ayrılıp farklı bir sosyal çevreye adım atması hem heyecan verici hem de kaygı uyandırıcı olabilir. Pek çok anne-baba içinse bu süreç en az çocukları kadar zorlayıcıdır. Özellikle ilkokulun ilk haftalarında yaşanan ağlama krizleri, “okula gitmek istemiyorum” cümleleri ya da bakım verenden ayrılmakta güçlük çekilmesi, aslında gelişimsel açıdan oldukça normaldir. Psikolojide bu durum ayrılık kaygısı olarak adlandırılır.

Ayrılık Kaygısı Nedir?

Ayrılık kaygısı, çocuğun bakım vereninden ayrılma durumunda yaşadığı yoğun üzüntü, korku ve kaygıyı ifade eder. Bebeklik döneminde başlar, okul öncesi yıllarda yoğun yaşanır ve ilkokulun ilk basamaklarında tekrar gündeme gelebilir. Aslında çocuğun bakım verenle kurduğu bağın güçlü olduğunu gösterir. Fakat bu kaygının uzun sürmesi ya da günlük işlevselliği etkilemesi durumunda destekleyici adımlar atmak gerekir.

Çocuğunuzun Kaygısı Normal mi?

Okula başlayan bir çocuğun ilk günlerde ağlaması, “sen de gel” demesi ya da sınıfa girmek istememesi olağan kabul edilir. Burada bakım verenlerin aklına sıklıkla şu soru gelir: “Bu durum normal mi, yoksa bir problem mi var?” Cevap, sürecin yoğunluğu ve süresinde gizlidir. Eğer birkaç hafta içinde çocuğun kaygısı azalıyor, yavaş yavaş arkadaşlarına ve öğretmenine alışıyorsa, bu sağlıklı bir okula uyum sürecidir. Ancak kaygı aylarca sürüyorsa, bedensel şikâyetlere (karın ağrısı, mide bulantısı gibi) eşlik ediyorsa profesyonel destek düşünülmelidir.

Bakım Verenler Ne Yapmalı, Ne Yapmamalı?

Okula uyum sürecinde çocuğun en büyük destekçisi anne, baba ya da çocuğun hayatındaki temel bakım veren kişilerdir. Bu kişi yalnızca anne olmak zorunda değildir; baba, büyükanne, dede ya da çocuğa güven veren başka bir yetişkin de bu rolü üstlenebilir. Burada önemli olan çocuğun yanında güvenli bir figürün varlığıdır.

Yapılması Gerekenler:

  • Sakinliğinizi koruyun: Çocuğunuz ağlasa ya da zor ayrılsa bile sizin panik yapmamanız çok önemlidir.

  • Kısa ve net vedalar yapın: Uzun vedalar kaygıyı artırır. Sevgi dolu ve net olun.

  • Rutin oluşturun: Uyku, kahvaltı ve sabah hazırlıklarında düzen sağlamak güven verir.

  • Öğretmenle işbirliği yapın: Çocuğun sınıftaki deneyimlerini takip edin.

  • Küçük başarıları kutlayın: Cesaret gösterdiğinde fark edin ve takdir edin.

  • Kendi kaygınızı yönetin: Çocuğunuzu bıraktıktan sonra kapıda oyalanmayın.

Yapılmaması Gerekenler:

  • Korkutmayın ya da suçlamayın: “Ağlarsan seni bırakırım” gibi ifadelerden kaçının.

  • Çocuğu kıyaslamayın: Her çocuğun uyum süreci farklıdır.

  • Okuldan kaçırmayın: “Bugünlük gitme” demek süreci zorlaştırır.

  • Kaygıyı büyütmeyin: Çocuğun yanında gözyaşı dökmeyin.

  • Fazla hediye ile teselli etmeyin: “Ağlamazsan oyuncak alırım” gibi sözlerden kaçının.

Okula Uyumun Çocuğun Gelişimindeki Önemi

Okula uyum, sadece dersleri takip edebilmekle ilgili değildir. Çocuk, okul ortamında sosyalleşir, sorumluluk almayı öğrenir, kendi sınırlarını ve başkalarının sınırlarını tanır. Bu süreç, ilerideki akademik başarı ve psikososyal uyum için de kritik bir basamaktır.

Ne Zaman Profesyonel Yardım Almalı?

Çocuğunuzda okul fobisi geliştiyse, yani okula gitmek konusunda aşırı direnç, yoğun kaygı, sürekli bedensel yakınmalar ve uzun süren uyumsuzluk varsa bir çocuk psikolojisi uzmanından destek almak faydalı olacaktır.

Sonuç

Okula başlamak, hem çocuk hem de aile için önemli bir dönüm noktasıdır. Ayrılık kaygısı bu sürecin doğal bir parçası olsa da sabırlı ve tutarlı bir tavır çocuğun uyum sürecini kolaylaştırır. Çocuğunuzun bağımsızlaşma yolculuğunda attığı her küçük adım, gelecekteki güvenli ve sağlıklı ilişkilerinin temelini oluşturur.

Kaynakça

  • Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Parent-Child Attachment and Healthy Human Development. Basic Books.

  • American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).

  • Gülay Ogelman, H. (2015). Okula uyum sürecinde aile ve öğretmenlerin rolü. Eğitimde Kuram ve Uygulama, 11(2), 389-405.

Fatime Konuş
Fatime Konuş
Fatime Konuş, psikoloji lisansını onur derecesiyle tamamlamıştır. Aile danışmanlığı sınavını başarıyla tamamlayarak uzmanlaşmıştır. Şu anda bir rehabilitasyon merkezinde psikolog olarak görev yapmakta ve Gençlik ve Spor Bakanlığı Vizyon Kampı'nda gönüllü mentörlük yapmaktadır. Bireysel terapiye özel ilgi duyup özellikle yetişkinlerin yaşadığı psikolojik sorunlar üzerine çalışmalar yapmaktadır. “Sigara Bağımlılığının Dikkatsizlik ve Algı Bozukluğuyla İlişkisi”ni inceleyen TÜBİTAK projesi, Sosyal Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi’nde yayımlanmıştır. Çeşitli dergi ve dijital platformlarda yazıları yayımlanmış, terapinin herkes için ulaşılabilir olması gerektiğine inanmaktadır. Yazılarında ruh sağlığı farkındalığını artırmayı ve psikolojik bilgiyi topluma sade dille aktarmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar