Değerli veliler ve sevgili öğrenciler,
Uzun ve zorlu bir sınav hazırlık sürecinin ardından sınav sonuçlarının açıklanmasına sayılı günler kaldı. Bu süreç bilinçli bir şekilde yönetilmediğinde hem veliler hem de öğrenciler açısından karmaşık bir yapıya bürünebilmektedir. Çoğu zaman bu durum belirsizlik ve sınav kaygısını da beraberinde getirmektedir. Unutulmamalıdır ki sınav sonuçları, yalnızca sınavın bir çıktısıdır; hayatınızın, yeteneklerinizin, karakterinizin veya kişiliğinizin tek bir göstergesi dahi değildir.
SINAV SONUCU KİMLİĞİNİZ DEĞİLDİR!
Öncelikle değerli velilerimize ve sevgili öğrencilerimize sınav puanı veya başarı sıralamalarının yeteneklerinin, bilişsel kapasitelerinin, performanslarının veya kişiliklerinin değerlendirilmesinde bir ölçüm aracı olarak kullanılmayacağını hatırlatmakta fayda var. Bu sınav hazırlık sürecinde gösterilen çaba, üstlenilen sorumluluk ve disiplin sağlama sınav sonuçlarından çok daha kıymetlidir.
Sonuçları Değerlendirmede Odak Ne Olmalı?
Duygu Yönetimi:
Sonuç her ne olursa olsun çocuğa verilen ilk tepki şefkatten ve sevgiden uzak olmamalıdır. Yüksek bir sınav puanının sevinci hep birlikte paylaşılacağı gibi, beklentinin tam karşılanmadığı durumda ise hayal kırıklığı, üzüntü veya öfke gibi duyguların da kucaklanması gerektiği göz ardı edilmemelidir. Yargılayıcı bir ebeveyn tutumu yerine destekleyici ebeveyn tutumu sergilemek ve çocuğa yalnız olmadığı ve destekçi olduğunu hissettirmek daha sağlıklı bir rota oluşturacaktır.
Kritik Tercih Süreci:
Tercih süreci, bir strateji oyunu gibidir ve doğru kararlar alabilmek bilgi çeşitliliği açısından kritik öneme sahiptir:
-
Puan ve sıralama analizi: Sadece kendi sınav puanınızı göz önünde bulundurarak tercihlerinizi oluşturmayın. Hedeflediğiniz okulların veya bölümlerin geçmiş yıllardaki puan, sıralama veya yüzdelik dilimlerini araştırın (örneğin son üç yılın veya beş yılın sıralamaları gibi). Sıralamalar ve puanlar her yıl değişebilmektedir.
-
Derinlemesine araştırma: Tercih listenizde yer vereceğiniz okulları ve bölümleri web sitelerinden detaylıca araştırın. Akademik kadrosu, ders içerikleri, kariyer planlaması basamakları, mezuniyet sonrası kariyer alanları ve istihdam olanakları, Erasmus olanakları vb. gibi unsurları detaylıca araştırmakta ve bilgi sahibi olmakta fayda var.
-
Mezunlar ile iletişim: Hedeflediğiniz okullardan veya bölümlerden mezun olmuş öğrenciler ile iletişime geçerek deneyim sahibi kişilerden doğrudan bilgi almak içgörü kazanmaya yardımcı olacaktır.
-
Psikolojik danışma ve rehberlik: Tercih sürecinde en güvenilir ve yetkin kaynak okulunuzdaki psikolojik danışman ve rehber öğretmeninizdir. Rehber öğretmeniniz bireysel ihtiyaçlarınızı, yeteneklerinizi ve mesleki yatkınlığınızı da göz önünde bulundurarak size özel kişiselleştirilmiş rehberlik desteği vermektedir.
“Dijital Çıkmaz” Tuzağından Uzak Durma:
Tercih dönemi ile birlikte sosyal medyada ve çevrimiçi gruplarda çok fazla bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Bununla birlikte öğrenciler ve veliler dijital bir çıkmaz içerisinde kendini bulabilmektedir.
-
Kıyaslama tuzağı: Başka öğrencilerin puanı/sıralaması ile kendi çocuğunuzun puanını kıyaslama tuzağına düşülmemelidir. Her çocuğun yeteneği, potansiyeli ve yolu farklı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zaten öyle olmasa insanın biricikliğinin ne anlamı kalır? 😊
-
Bilgi kirliliği ve fısıltı gazetesi: “Bu okul çok kötü, bu bölüm garanti, kesin boşta kalırsın bu bölümü yazarsan, öğretmenler o okulda ilgilenmiyor vs.” gibi güvenilir olmayan kaynaklara itibar edilmemelidir. Mutlaka uzman veya rehber öğretmen desteği alınmalıdır.
-
Bilgi yorgunluğu: Gereğinden fazla bilgiye maruz kalmak karar verme süreçlerini zorlaştırmaktadır. Beraberinde sınav kaygısı ve stres düzeyinin artmasına yol açmaktadır. Bu süreçte güvenilir kaynaklardan edinmiş olduğunuz bilgileri kendi süzgecinizden geçirmekte fayda görülmektedir. Belirli aralıklarla molalar ile birlikte ise zihninizi dinlendirin.
Sonuç
Geleceğe Odaklanma:
Sınav sonucu her ne olursa olsun bir son değil, yeni başlangıçlara aralanan bir perde olduğu unutulmamalıdır. Bu aşamadan sonraki odağın yönü şu şekilde olmalı:
-
Yeni hedefler belirleme: Kazandığınız okulda veya bölümde kendinizi en iyi nasıl gerçekleştirebileceğinizi ve potansiyelinizi en iyi nasıl ortaya çıkarabileceğinizi belirleyin.
-
Güçlü yönlerinize odaklanın: Yalnızca akademik olarak değil, entelektüel anlamda sportif, sanatsal, kültürel vs. gibi alanlarda da kendinizi geliştirmeye odaklanın.
-
Koşulsuz kabul ve destek: Çocuğunuzun her ne olursa olsun yanında olduğunuzu, elde etmiş olduğu konumunu destekleyerek çocuğunuza sevgi ve şefkatle yaklaşın.
Sınav sona erdi, tercih süreci sona erecek ancak öğrenme, gelişim ve kendini keşfetme süreci hayatınız boyunca sizinle birlikte devam edecek. Gelecek hayatınızda başarı, sağlık, huzur ve mutluluk hayatınızdan eksik olmasın… 😊