Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Geceyi Bölmek, Zihni Bölmek: Insomnia’nın Psikolojik Bozukluklarla Kesişimi

Uyku, insan sağlığı için temel bir biyolojik ihtiyaçtır. Beyin fonksiyonlarının düzenlenmesi, hafıza pekiştirme, duygusal dengenin korunması ve bağışıklık sistemi aktivasyonu gibi çok sayıda yaşamsal süreci destekler. Son yıllarda insomnia ve diğer uyku bozukluklarının psikolojik bozukluklarla ilişkisine dair yapılan araştırmalar, uykunun yalnızca dinlenme değil, aynı zamanda zihinsel bütünlük için de kritik olduğunu göstermektedir. Bu yazıda uykunun temel işlevleri, insomnia kavramı, insomnia’nın psikolojik bozukluklarla ilişkisi ve insan sağlığı üzerindeki etkileri ele alınacaktır.

Uykunun İnsan Yaşamındaki Önemi

Uyku, beynin bilgi işleme süreçlerini düzenler. Özellikle öğrenme, hafıza pekiştirme ve duygusal deneyimlerin düzenlenmesinde aktif rol oynar. Yetersiz uyku, kişinin dikkatini toplama, odaklanma, sağlıklı karar verme ve sorun çözme gibi bilişsel işlevlerini olumsuz yönde etkiler.
Ayrıca bağışıklık sistemi aktivasyonu, hormon salınımı, büyüme ve onarım süreçleri de uykuya bağlıdır (Riemann et al., 2020). Uykunun yeterli ve kaliteli olması, depresyon, anksiyete ve dissosiyatif belirtilerin azalmasında koruyucu bir etkiye sahiptir.

Insomnia: Tanımı ve Özellikleri

Insomnia, kişinin uykuya başlamasında, uykusunu kesintisiz sürdürmesinde ya da sabah çok erken uyanmadan uyumayı tamamlamasında yaşadığı güçlüklerle tanımlanır.
Insomnia, sadece bir semptom değil, aynı zamanda başlı başına bir bozukluk olarak değerlendirilir. Bu bozukluk, bireyin gündelik işlevselliğini, zihinsel süreçlerini ve genel sağlık durumunu olumsuz etkiler (Riemann et al., 2020).

Insomnia ve Psikolojik Bozukluklar Arasındaki İlişki

Uykusuzluk, pek çok psikolojik bozuklukla ilişkilidir. Depresyon, anksiyete bozuklukları ve dissosiyatif bozukluklar insomnia ile yüksek oranda birliktelik gösterir. Depresyon yaşayan kişilerde, uyku düzeninde belirgin değişiklikler görülür; özellikle REM uykusuna daha hızlı geçiş, REM döneminin uzaması ve bu evredeki aktivitenin artması yaygındır. Bu değişiklikler, depresif belirtileri pekiştiren bir mekanizma olarak değerlendirilir (Riemann et al., 2020).
Uyku bozuklukları, dissosiyatif belirtilerin ortaya çıkışında ve şiddetlenmesinde de rol oynar. Uyku düzenindeki dalgalanmalar dissosiyatif belirtilerin artmasına etki etmektedir.

Uyku eksikliğinde, düşünce, duygu ve algıların bütünleşmesinde bozulmalar yaşanır. Gerçeklik algısında kopma, çevreye yabancılaşma ve kendini bedeninden ayrılmış hissetme gibi belirtiler gözlenir (van der Kloet, 2013). Dissosiyasyonun yalnızca travmatik yaşantıların sonucu olmadığı; uyku-uyanıklık döngüsündeki düzensizliklerin de dissosiyatif belirtileri artırabileceği belirtilmektedir.

Insomnia’nın Sağlık Üzerindeki Etkileri

Insomnia, kişinin genel yaşam kalitesini ciddi oranda azaltan bir rahatsızlık olarak kabul edilir. Gündüz yorgunluğu, motivasyon kaybı, dikkat eksikliği ve bilişsel performans düşüşü insomnia’nın sık görülen sonuçlarıdır (Riemann et al., 2020). İş ve okul yaşamında başarısızlık hissi artar, sosyal ilişkilerde zorlanmalar yaşanır. Bu durumlar, bireylerin kendilerine duydukları saygının azalmasına ve yaşamdan aldıkları tatminin düşmesine sebep olur.

Duygudurum düzenleme işlevlerinde de insomnia’nın olumsuz etkileri vardır. Uykusuz kalan bireylerde duygusal regülasyon zayıflar, irritabilite ve öfke kontrol problemleri sıklaşır. Uyku bölünmeleri, hafıza işleme süreçlerini bozarak duygusal anıların düzenlenmesini güçleştirir (van der Kloet, 2013). Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde, gece kabusları ve uykunun sık sık bölünmesi, dissosiyatif belirtileri daha da yoğunlaştırabilir.

Fizyolojik açıdan bakıldığında, insomnia’nın kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, obezite ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıkların gelişiminde risk faktörü olduğu görülmektedir. Uzun süreli uykusuzluk, inflamasyon düzeylerini artırarak bağışıklık sistemini zayıflatır (Riemann et al., 2020). Bu durum, hastalıklara karşı savunmasızlığı artırır ve genel sağlığı olumsuz etkiler.

Insomnia’nın Sosyal Yaşam Üzerindeki Etkileri

Insomnia, kişinin sosyal işlevselliğini de olumsuz etkiler. Uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan irritabilite, yorgunluk ve dikkat dağınıklığı, sosyal etkileşimlerde zorluklara yol açar. Kişi, arkadaşları veya ailesiyle zaman geçirmek istemeyebilir, sosyal etkinliklerden geri çekilebilir ve kendini izole edebilir. Bu durum, yalnızlık hissini artırırken aynı zamanda sosyal destekten mahrum kalmasına neden olur. Sosyal geri çekilme, depresif belirtileri şiddetlendirebilir ve kişinin genel yaşam doyumunu düşürebilir. Ayrıca iş veya okul ortamındaki iletişim ve performans da insomnia nedeniyle olumsuz etkilenir, bu da kişinin sosyal statüsünde ve özsaygısında düşüşe yol açabilir (Riemann et al., 2020).

Sonuç

Uyku, hem zihinsel hem de bedensel sağlığın devamı için vazgeçilmez bir biyolojik ihtiyaçtır. Insomnia, bu yaşamsal süreci kesintiye uğratarak yalnızca uyku kalitesini değil, bireyin tüm işlevselliğini ve psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkiler. Insomnia’nın depresyon, anksiyete ve dissosiyatif bozukluklarla ilişkisi, uykunun koruyucu işlevini açıkça göstermektedir. Klinik değerlendirme ve müdahale süreçlerinde uyku düzeninin dikkate alınması, psikolojik bozuklukların önlenmesi ve tedavisinde kritik önem taşımaktadır.

Kaynakça

Riemann, D., Krone, L. B., Wulff, K., & Nissen, C. (2020). Sleep, insomnia, and depression. Neuropsychopharmacology, 45(1), 74–89. https://doi.org/10.1038/s41386-019-0411-y

van der Kloet, D. (2013). Fragmented sleep – fragmented mind: the role of sleep in dissociative symptoms (Doctoral dissertation, Maastricht University). https://doi.org/10.26481/dis.20131115dk

Yasemin Sarıpınar
Yasemin Sarıpınar
1999 yılında Manisa'da doğan Yasemin Sarıpınar, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Psikoloji bölümünden onur belgesiyle mezun olmuştur. Mesleki hayatına terapi hizmeti vererek devam eden Sarıpınar, bilime olan merakı sayesinde nörobilim ve psikoloji çalışmaları yapmaktadır. Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Sarıpınar, Instagram hesabında psikoloji ve nörobilimsel konuları ele alan içerikleri paylaşarak geniş bir kitleye ulaşmaktadır. Danışanlarına bireysel terapi hizmeti sunmasının yanı sıra, bilimsel yazılar kaleme alarak psikolojiye dayalı parlaklığını artırmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar