Çarşamba, Aralık 3, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Duygu Dalgalanmaları ve Yanlış Anlamalar: Bipolar Bozukluk ve Siklotimi Nasıl Yanlış Temsil Ediliyor

Ruh sağlığı genellikle yanlış anlamalarla çevrilidir ve bipolar I, bipolar II ile siklotimik bozukluk (siklotimi) gibi duygudurum bozuklukları da bu durumun dışında değildir. Son yıllarda ruh sağlığı farkındalığı artsa da, popüler medya filmler, televizyon dizileri ve sosyal medya bu rahatsızlıkları sıklıkla yanlış temsil ederek yanlış anlamaları pekiştirir. Bu tür temsiller, kamuoyunun algısını çarpıtır, kalıplaşmış yargıları güçlendirir ve hatta bireylerin yardım aramasını engelleyebilir. Daha anlayışlı ve bilinçli bir toplum oluşturmak için bu bozuklukların ne olduğunu ve nasıl yanlış temsil edildiklerini anlamak büyük önem taşır.

Siklotimi: Sessiz Fırtına

Siklotimik bozukluk, yani siklotimi, genellikle “bipolar bozukluğun hafif bir biçimi” olarak tanımlanır, ancak bu tanım yanıltıcı olabilir. Siklotimi yaşayan kişiler, en az iki yıl boyunca hipomanik ve depresif belirtiler arasında gidip gelen duygudurum dalgalanmaları yaşarlar; ancak bu dalgalanmalar hiçbir zaman tam manik ya da majör depresif düzeyine ulaşmaz. Belirtiler zaman zaman hafif ya da tutarsız görünebileceğinden, özellikle ergenlerde ve genç yetişkinlerde fark edilmeden geçebilir veya yanlış teşhis edilebilir.

Her ne kadar “hafif” olarak sınıflandırılsa da, siklotimi kişinin günlük işlevselliğini, ilişkilerini ve duygusal dengesini önemli ölçüde etkileyebilir. Enerji ve duygu durumundaki öngörülemez değişimler, kişinin hem kendisi hem de çevresi için yıpratıcı olabilir. Çoğu zaman dışarıdan anlaşılmadığı için, bu rahatsızlığı yaşayanlar kendilerini değersizleştirilmiş veya yanlış anlaşılmış hissedebilir; bu da duygusal yükü daha da artırır.

Bipolar I ve Bipolar II: Bir Spektrumun Anlaşılması

Bipolar spektrum, şiddet ve belirti çeşitliliği bakımından farklılık gösteren bir dizi duygudurum bozukluğunu kapsar. Bipolar I bozukluğu, en az bir manik dönemle karakterizedir; kişinin enerjisinin, ruh halinin ve aktivite düzeyinin aşırı derecede yükseldiği, bazen hastaneye yatışı gerektirecek kadar yoğun dönemlerdir. Bu dönemleri genellikle majör depresif ataklar izler ve bu ataklar da en az manik dönemler kadar yıkıcı olabilir.

Bipolar II bozukluğu ise tam manik dönemler olmaksızın, hipomanik dönemlerle birlikte görülen majör depresyon ataklarını içerir. Her ne kadar hipomani, maniden daha hafif seyretse de, depresif dönemler uzun sürebilir ve kişinin işlevselliğini ciddi biçimde bozabilir. Bipolar I, bipolar II ve siklotimi arasındaki farkların doğru biçimde ayırt edilmesi; doğru tedavi, ilaç seçimi ve psikoterapi planlaması açısından son derece önemlidir. Yanlış teşhis, semptomların ağırlaşmasına ve tedavi sürecinin gecikmesine neden olabilir.

Medya Merceği: Çarpıtma ve Aşırı Basitleştirme

Popüler medya, bu rahatsızlıkları çoğunlukla abartılı veya yüzeysel biçimde sunar. Filmler ve dizilerde bipolar bozukluğa sahip karakterler genellikle “tehlikeli, dengesiz, öngörülemez” kişiler olarak resmedilir. Bu tür aşırı dramatize edilmiş temsiller, izleyicilerde korku ve önyargı yaratır. Manik dönemler öfke patlamaları veya komik tuhaflıklar olarak gösterilirken, depresif dönemler kısa bir üzüntüyle sınırlıymış gibi anlatılır. Gerçekte ise bu hastalıklar arasında uzun süren denge dönemleri, tedavi süreçleri ve bireylerin gösterdiği büyük dayanıklılık vardır ama bunlar genellikle ekrana yansıtılmaz.

Siklotimi ise daha az dramatik olduğu için medyada neredeyse hiç yer bulamaz. Bu nedenle toplum, bu bozukluğun varlığından büyük ölçüde habersizdir. Duygusal dalgalanmalar gösteren karakterler genellikle “huysuz” ya da “kararsız” olarak tanımlanır, oysa bu durumun ardında karmaşık biyolojik ve psikolojik süreçler vardır.

Sosyal medya da benzer biçimde yanlış anlamaları pekiştirir. TikTok ve YouTube gibi platformlarda ruh sağlığı içerikleri çoğu zaman basitleştirilmiş kontrol listelerine ya da esprili paylaşımlara indirgenir. Bazı içerik üreticileri farkındalık yaratmaya çalışsa da, birçoğu farkında olmadan normal duygu değişimlerini klinik bozukluklarla karıştırarak bilgi kirliliğine neden olur. Bu durum, hem bipolar spektrumundaki kişilerin deneyimlerini önemsizleştirir hem de halkın doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırır.

Doğru Temsilin Önemi

Ruhsal rahatsızlıkların doğru ve derinlikli biçimde temsil edilmesi, yalnızca sanatsal doğruluk meselesi değildir; toplumsal algı ve bireysel yaşamlar üzerinde doğrudan etkilidir. Medyanın yanlış temsilleri, bu bozukluklarla yaşayan insanların damgalanmasına, utanç duygusu yaşamasına ve toplumdan uzaklaşmasına neden olabilir. Buna karşılık, gerçek deneyimleri yansıtan hikâyeler, anlayışı ve empatiyi artırır.

Bu noktada, ruh sağlığı alanında yaşamış bireylerin hikâye anlatım sürecine dahil edilmesi büyük fark yaratabilir. Uzman danışmanlar, savunucular veya bu bozukluklarla yaşayan kişiler, medyaya gerçekçi bakış açıları kazandırarak kalıplaşmış anlatıları kırabilir. Ayrıca, doğru temsil farkındalığı artırır ve erken tanı ile tedaviyi teşvik eder. İnsanlar kendilerine benzeyen karakterleri ekranda gördüklerinde, kendi deneyimlerini paylaşma ve destek arama konusunda daha cesur olabilirler.

Sonuç

Bipolar I, bipolar II ve siklotimik bozukluk, hem toplumda hem de medyada sıklıkla yanlış temsil edilmektedir. Siklotimi çoğu zaman göz ardı edilirken, bipolar bozukluk genellikle sansasyonel biçimde sunulur. Bu çarpık temsiller, hem damgalamayı hem de yanlış inanışları besler. Ancak farkındalığı artırarak, doğru ve dengeli temsilleri teşvik ederek, bu yanlış anlamaları aşmak mümkündür. Duygu durum bozukluklarının tüm yelpazesini bipolar I’in yoğun dalgalanmalarından siklotiminin sessiz geçişlerine kadar anlamak, insanların ardındaki gerçek hikâyeleri görmemizi sağlar. Gerçek empati, eğitim ve dürüst hikâye anlatımı, ruh sağlığında algı ile gerçeklik arasındaki boşluğu doldurmanın anahtarıdır.

Kaynakça

  1. National Institute of Mental Health. (n.d.). Bipolar Disorder.

  2. American Psychiatric Association. (2013). Bipolar I and Bipolar II Disorders. DSM-5.

  3. Van Meter, A. R., & Youngstrom, E. A. (2018). Cyclothymic disorder in youth: Why is it overlooked, what do we know, and where is the field headed? Journal of Affective Disorders, 234, 1–8.

  4. Social Media Study on Bipolar Disorder Portrayals. (2021). YouTube and Public Perceptions of Bipolar Disorders.

  5. Perceived Public Stigma & Exposure in People Living with Bipolar Disorder. (2020). Qualitative Study on Stigma and Media Influence.

İlayda Özbilgin
İlayda Özbilgin
Saint Mary’s College of California’da Psikoloji ve Dans & Performans Sanatları alanlarında çift anadal yapan İlayda Özbilgin, Saint Mary’s College of California Counseling and Psychological Services’te intern olarak danışmanlık süreçlerine katkıda bulunmaktadır. 2025 Western California Psikoloji Lisans Araştırmaları Konferansı’nda (WPCUR) asistanlık yapmış, Havacılık Psikolojisi alanında stajyer blog yazarlığı deneyimi edinmiş ve Make-A-Wish Türkiye’de gönüllü olarak ciddi hastalıklarla mücadele eden çocuklara destek olmaktadır. Psikopatoloji ve nöropsikolojiye özel bir ilgi duyan İlayda Özbilgin, akademik altyapısını yaratıcılıkla harmanlayarak bilimsel yenilikler ışığında şefkat temelli klinik psikoloji uygulamaları geliştirmeyi hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar