BOŞANMA KARARININ ZORLUKLARI
Boşanma olgusu her çift için farklı bir süreçtir. Bu sürece gelinirken yaşanan olaylar, bireylerin birbirlerine yaklaşımı, kültürel değerler, ekonomik koşullar gibi pek çok etken çiftleri etkileyebilmektedir. Fakat şüphesiz ki çiftler psikolojik anlamda en büyük zorluğu çocuklar konusunda yaşamaktadırlar. Çocukların bu kararı nasıl karşılayacağı, değişen düzene adaptasyonları ebeveynler için kaygı yaratan bir durum olabilmektedir.
Çiftler için boşanma kararı almak şüphesiz zorlayıcı bir başlık. Özellikle kararın nasıl açıklanacağı ve çocukların bu bilgiyi nasıl karşılayacağı ile ilgili endişeler olabilmektedir. Fakat bu kararı alana kadar ki süreçte yaşanan zorlayıcı duygular tüm aile üyelerini etkilemekte ve çocuklar da bu etkiyi bazen dolaylı bazen doğrudan yaşamaktadırlar. Çoğu çocuk ebeveynler kararı açıklamadan önce de bu konuşmanın yapılacağını hissedebilirler.
Ebeveynler için durumun çocuğa nasıl anlatılacağı, travmatize olup olmayacağı, ne derece etkileneceği yönünde endişeler yaygındır. Bu endişeler bazen sürecin uzamasına ve olumsuz etkilerin artmasına sebep olabilir. Çiftler arasındaki negatif enerji, iletişimsizlik, sevgi ve samimiyet eksikliği, mutsuzluk çocuklar tarafından genellikle fark edilir.
ÇOCUKLARDA SÜRECİN ETKİSİ NASIL GÖRÜLÜR?
Çocuklar kendi bilinç düzeylerinde ve çocuksu dünyalarında olanları anlamlandırmaya çalışırlar. Bazı çocuklar doğrudan anne babalarına durumla ilgili sorular sorabilirler. Bazı çocuklar ise evdeki gizlilik oyununa dahil olarak iç dünyalarında yaşayabilir, depresifleşebilirler. Okul arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle, akrabalarıyla paylaşabilirler. Yaptıkları resimlere, oynadıkları oyunlara boşanma olgusunu yansıtabilirler. Evdeki huzursuzluk sebebi ile depresifleşen özellikle okul dönemi çocuklarında sık ağlama ve bebeksi davranışlar sergileme, huzursuzluk, uyku sorunları görülebilir.
Yaptığı resimlerde ve oynadığı oyunlarda belirgin bir fark olabilir. Örneğin resimlerde daha karamsar çizimler ve renk kullanımında daha koyu tonları ya da tek bir renk kullandıkları görülebilir. Oyunlarda ise varsa şahit olduğu anne baba diyaloglarını görmek mümkündür. Oyun oynarken evde hakim olan enerji oyunlarına yansıyabilir. Bazı çocuklarda ise sosyal anlamda içe çekilme davranışları, durgunluk görülebilir.
Tüm bunlar çocuğun yaşanılan durumdan huzursuz olduğunun göstergeleridir. Hangi çocuğun nasıl davranacağı mizacına, yaşına, cinsiyetine, varsa geçmiş travmalarına, ebeveynleri ile kurduğu ilişkinin kalitesine göre değişkenlik gösterebilir. Çocuğun doğum travması ve olumsuz yaşam olayları fazla ise ve anne baba ile kurulan bağda problem söz konusu ise boşanma sürecinde etkilenme derecesi artabilir. Fakat bu durumun zıttı olarak anne ve baba ile güvenli bir bağ kurulmuş ve ebeveynlerin bu süreci yaşarken olgun ve sağlıklı tutumlar sergilemeleri çocuğun da sürece kolay adapte olmasını sağlayacaktır.
GÜVENLİ BAĞLANMANIN ÖNEMİ
Olumsuz yaşam olayları, travmatik olaylar, boşanma, kayıplar, yeni bir yere taşınma, okul değişikliği gibi adaptasyon gerektiren durumlar söz konusu olduğu hallerde çocuğun psikolojik sağlığını korumak anne babalar için önemlidir. Başlık ne olursa olsun koruyucu faktörlerin başında her zaman güvenli bağlanma vardır. Çocuğun özellikle doğumunun ilk yıllarında (0–3 yaş) anne ile kurduğu güvenli bağ olumsuz durumlara karşı bir filtre görevi görüyor diyebiliriz. Çocuğun ihtiyaçlarını anlayan, sevgi ve şefkatle karşılık veren anne modeli ilk yıllar için oldukça kritik bir öneme sahip.
Yaşı ilerledikçe çocuğun hem anne hem baba ile kurduğu bağın kalitesi de oldukça önemlidir. Anne ve baba ile kurulan güvene dayalı sağlıklı iletişim öngörülemez olumsuz yaşam olaylarını çok daha kolay atlatmalarını sağlamaktadır. Boşanma kararı çocukları ne kadar etkilese de ebeveynleri ile güvenli bağlanmaları olan çocuklar için süreç güvenli bağlanması olmayan çocuklara göre daha sağlıklı ilerleyecektir.
ÇOCUĞUNUZLA İLETİŞİME GEÇMEYE KARAR VERDİĞİNİZ NOKTADA SAĞLIKLI BİR İLETİŞİM ŞEKLİ NASIL OLMALI?
Çocuklar yetişkinlere göre daha ben merkezlidir. Boşanma gerçekleştikten sonra kendilerine ne olacağını bilmek isterler. Anne baba boşandığında hangisinde kalacağı, okulunun ve hayatının değişip değişmeyeceği, arkadaşlarından uzak kalıp kalmayacağı, yeni bir yere taşınma durumu, ebeveynlerinden biriyle yaşarken diğerini görüp göremeyeceği ya da ne sıklıkla göreceği gibi endişeleri olur. Ayrıyken anne ve babasının daha mutlu olacağı ve ona olan sevgilerinin ve bağlılıklarının değişmeyeceğini bilmek isterler.
Anne babanın çocuk ile konuşmadan önce ortak noktada buluştukları bir ön çalışma yapmaları faydalı olacaktır. Konuşmanın merkezinde, çocukta endişe yaratan kaygı ve korkuların giderilmesi olmalıdır. Uygun zamanda, uygun bir dilde, samimiyet içeren, çocuk ile mümkünse fiziksel temasın olduğu, çiftlerin uyumlu ve ortak bir dilde buluştuğu, güven veren bir konuşma yapılması önemlidir.
Konuşma anne babaları üzebilir, etkileyebilir, suçlu hissettirebilir. Tüm bu duygular ebeveyn olmaya dair insani duygulardır. Çocuğunuzu sevdiğinizi ve üzmek istemediğinizi gösterir. Verdiğiniz zor karara dair insani bir konuşma yaptığınızı ve suçlu olmadığınızı kendinize hatırlatın.
Çocuğunuzu sağlığını yitirmiş bir ilişkinin içinde tutmak onun geleceği için çok daha olumsuz bir durumdur. Çocuklar için “bir arada olmayız” düşüncesi ile sürdürülen zoraki ilişkilerin ev içinde yarattığı olumsuz etkiler çocukları daha fazla etkilemekte ve yetişkinliklerinde kurdukları ilişkilerin belirleyicisi olabilmektedir. Sürekli huzursuz, mutsuz, çatışan çiftlerin olduğu bir evi çocuklar zamanla normalize etmeye başlayabilirler ve modelleyebilirler. Bu sebeple bazen boşanma sonrası çocukların psikolojik anlamda daha iyi hissettiklerini düşünebiliriz.
İyi yapılandırılmış, sağlıklı bir konuşma ve bunu destekleyen davranışlar sarsılmalarını önleyecektir. Konuşmanın içeriği sevgi ve paylaşımın hâkim olduğu, korku ve kaygıların rahatlıkla konuşulmasına alan açıldığı, değişen ve değişmeyecek olan süreçlerin paylaşıldığı açık ve samimi bir iletişim şekli olmalıdır.
Boşanma sonrası en önemli konulardan birisi de evliliğiniz bitse dahi hayatınızın sonuna kadar anne baba olduğunuzun unutulmamasıdır. Çocuklara verilen sözlerin tutulması, ona iyi birer örnek olmak, ayrı olunsa da hayatlarınıza ve aranızdaki iletişime özen göstermek, güvenli ve sağlam bir bağ kurmak, ilişkinize yönelik sorunlarınızı baş başa çözüp bunu çocuğa yansıtmamak travmatize olmaması ve ruh sağlığı açısından önemlidir.