Perşembe, Eylül 25, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Bağışıklık Sistemimiz Stresi Neden Sevmiyor?

İnsanoğlunun en büyük problemlerinden biri olan ve çağımızın hızla değişen koşullarıyla daha da görünür hale gelen bir durum var: stres.

Son yıllarda gelişen dünya düzeni, teknoloji sayesinde her an her şeyi öğrenebilme imkanı, sosyal medya aracılığıyla insanların hayatlarına sürekli tanık olabilmemiz gibi faktörler, stres seviyemizi artırmaya fazlasıyla yetti.

Stres, din, dil, ırk fark etmeksizin bütün insanlığı etkileyen bir olgudur. Aslında baktığımızda, stres hayatımızın her alanını ve her yaş grubunu etkileyen bir faktördür.

Stresin insan üzerindeki etkisi tartışılmaz. Geçmişten bugüne kontrol altına alınamadığında büyük sorunlara yol açan stres, her zaman olumsuz sonuçlara da yol açmayabilir. Peki stres tamamen kötü bir şey midir? Şaşırtıcı şekilde, cevap hayır. Çünkü stresin belirli bir seviyesi bizi harekete geçiren bir güçtür.

Stresi bir skala üzerinden düşünelim:
Diyelim ki bir sınava hazırlanıyorsunuz ve burada stres seviyenizi 0 ile 100 arasında değerlendirelim. Eğer bu seviye 100’e yakınsa, bedeniniz donar; harekete geçemezsiniz. Vücut, bu kadar yoğun bir baskıyla başa çıkmaya çalışırken işlevselliğini kaybeder.
Tam tersine, stres seviyeniz 0’a yakınsa, yani sınava dair neredeyse hiçbir kaygınız yoksa, bu kez de bedeniniz harekete geçmek istemez. Çünkü önemsemesi gereken bir durum olarak algılamaz.
Her iki örnekte de görüldüğü üzere, stresin uçlarda yaşanması sağlıklı değildir. Bu nedenle stresi optimal seviyede tutmak önemlidir; hem beden işlevselliğini kaybetmez hem de harekete geçecek kadar uyarılmış olur.

Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkisi

Bugün burada asıl üzerinde duracağımız konu ise stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi.

Hans Selye, stresi üç aşamada tanımlar. İlk iki aşamada stres tehlikeli değildir. Fakat üçüncü aşamaya gelindiğinde, stres sağlığımızı bozabilir (Alotiby, 2024).
Bunu anlamadan önce, akut stres ile kronik stresin farklarına göz atalım.

Akut ve Kronik Stres

Diyelim ki gün içinde stresli bir olay yaşadınız. Akut stres, işte bu kısa süreli olayın sonucunda hissettiğiniz strestir. Örneğin bir sınava ya da toplantıya geç kaldığınızda hissettiğiniz kaygı genellikle akut stres kapsamına girer.

Kronik stres ise, stresli durumlara sürekli maruz kalındığında ortaya çıkar. Vücut bu durumda stres hormonlarını biriktirir ve bu da kronik stresin oluşmasına yol açar. Sürekli maddi endişeler, yoğun iş temposu ya da sorunlu ilişkiler buna sebep olabilir.
Her iki stres türünün semptomları bazen benzer olabilir. Ancak kronik stres belirtileri genellikle daha uzun süre devam eder ve başa çıkması akut strese göre çok daha zordur.

  • Akut stresin belirtileri: uykusuzluk, dikkati toparlayamama, güne adapte olamama.

  • Kronik stresin belirtileri: sürekli öfke, bedende ağrılar, yorgunluk, depresyon, anksiyete.

Kronik stresin uzun vadeli sonuçları daha da ağırdır: Halk arasında “şeker” olarak bilinen tip 2 diyabet, kolesterol problemleri, tansiyon, kilo dalgalanmaları ve kalp sorunları bu tabloya eşlik edebilir.

Bağışıklık Sistemi ile İlişkisi

Bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, akut stresin kısa sürede bedene bazı olumlu etkileri olabilir. Fakat kronik stres, bağışıklık sistemini ciddi ölçüde zayıflatır (Alotiby, 2024).
Kortizol gibi hormonların sürekli yüksek seviyede kalması, bağışıklık hücrelerinin etkinliğini azaltır, vücudun iyileşme sürecini yavaşlatır ve enfeksiyonlara karşı direnci düşürür.

Stresle Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Akut stresle çoğumuz zaten başa çıkabiliyoruz. Bu nedenle burada esas mesele kronik stresle baş etme yolları.

  • Kafein ve şeker tüketimini azaltmak: Fazla kahve ya da sağlıksız beslenme, vücutta stresi tetikleyebilir.

  • Sosyal medyadan uzaklaşmak: Kötü haberlere sürekli maruz kalmak, ruh halimizi olumsuz etkiler. Zaman zaman dijital molalar almak faydalıdır.

  • Fiziksel aktivite: Spor, yürüyüş veya hareketli bir yaşam tarzı, bedenin stresle başa çıkma kapasitesini artırır.

  • Dinlenme ve öz bakım: Yoga, meditasyon, sevdiklerinizle vakit geçirmek ya da basit öz bakım rutinleri, hem zihinsel hem bedensel rahatlama sağlar.

Sonuç: Bağışıklık Sistemimiz Stresi Neden Sevmiyor?

Stres, hayatımızdan tamamen çıkaramayacağımız bir olgudur. Onu yok etmeye çalışmak yerine, yönetmeyi öğrenmek gerekir.
Akut stres, zaman zaman odaklanmamızı sağlayabilir; fakat kronik stres, hem ruhsal sağlığımızı hem de bağışıklık sistemimizi zayıflatır.

Modern çağda sağlıklı kalabilmenin en önemli yolu, stresi doğru dozda tutmak ve kendimize özen göstermektir. Çünkü bağışıklık sistemimizin stresi sevdiği pek de söylenemez.

Dilara Akçay
Dilara Akçay
Dilara Akçay, bir klinik psikolog, aynı zamanda psikoloji alanında yer aldığı akademik çalışmalar ve yaptığı stajlarda görev aldığı köşe yazarlığı konusunda tecrübe sahibidir. Lisans eğitimini psikoloji, yüksek lisans eğitimini ise klinik psikoloji alanında tamamlamış olup lisans ve yüksek lisans yıllarında yaptığı stajlarda psikoterapinin yanı sıra makale yazarlığında da görev almıştır. Brüksel’de yaptığı stajda yazdığı makale İktisadi Kalkınma Vakfı’nın dergisinde yayınlanmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi ekolü ışığında depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilerarası ilişkiler, motivasyon problemleri, zorlu duygular uzman olduğu konulardır. Hayat yolculuğunda hepimizin başa çıkmakta zorlandığı konular olduğunun bilincinde olup bu konuları aydınlatmaya yardımcı olabilecek yazılarda buluşmak en büyük motivasyonudur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar