Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Aynadaki Boşluk: Narsisizm Kökleri ve İki Yüzü

Bir arkadaş ortamında, sürekli kendini üstün gören ve başarılarını anlatan biri ya da sessizce oturup ortamdaki insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemseyen biri… Bu iki yapı, farklı gibi görünse de aslında aynı psikolojik yapının farklı yüzlerini temsil etmektedir: narsisizm. Sağlıklı seviyede olduğunda kişiye canlılık ve özgüven katan bu yapı, patolojik olduğunda kişiler arası ilişkilerinden benlik algısına kadar pek çok alanı etkileyen bir örüntüye dönüşebilir. Narsisizm kavramı, yüzyılı aşkın süredir psikoloji literatüründe kuramcılar tarafından çeşitli perspektiflerle incelenmiştir.

Narsisizm Nedir?

Narsisizm, bireyin dış görünüşüne ve becerilerine karşı yoğun bir şekilde beğeni duyması olarak tanımlanmaktadır (Cambridge, 2023). Benliğin bu kadar gerçeklikten uzak bir şekilde yüceltilmesi, diğer bireylere yönelik büyüklenmeci ve kibirli davranış biçimleri ile ortaya çıkmaktadır (Campbell & Foster, 2011). Bireyin benliği ile entegre bir şekilde hayatını devam ettirebilmesi için uygun seviyede kendine güvenmesi gerekmekte; bu seviyenin normal düzeyde narsisizm sınır noktaları içinde yer aldığı düşünülmektedir (Rozenblatt, 2002).

Bununla birlikte, benliğin aşırı derecede yüceltilmesi, bireyin gerçeklikten uzaklaşmasına ve davranış yönünden patolojik narsisizm kişilik örüntüsü göstermesine neden olabilir (Cain, vd., 2008). Freud ise patolojik ve sağlıklı narsisizm yerine birincil ve ikincil narsisizm olarak ifade etmektedir.

  • Birincil narsisizmde, kişinin erken dönem yaşantısında benliğini dış dünyayla ayırt edememesi sonucunda libidinal enerjisini kendi benliğine yönlendirmesidir (Kol, 2023).

  • İkincil narsisizm ise, kişinin bulunduğu ortamda libidinal enerjisini paylaşacağı sevgi nesnesinin bulunmaması neticesinde libidinal enerjisini kendi benliğine yönlendirmesidir (Kol, 2023).

Kernberg ise narsisizmi nesne ilişkileri kuramı çerçevesinde ele almıştır. Bakım verenleri ile duygusal bağ geliştiremeyen çocuğun dış çevreye yönelik güven algısı zayıflamakta ve çevresindeki ortama yönelik tedbirli bir tutum sergilemektedir (Kernberg, 1970).

Büyüklenmeci ve Kırılgan Narsisizm

Narsisizmin iki yüzünden ilki büyüklenmeci narsisizmdir. Büyüklenmeci narsisizm, bireyin kendini eşsiz olduğunu düşünmesi ve diğer insanlardan kendini üstün görmesidir (Gabbard, 1989). Kişi, dış çevreye kendini mükemmel göstermektedir. En iyi araba, en iyi eş, en iyi ev… Hep “en”leri vardır. Bu, şişirilmiş bir benlik algısıdır.

Diğer yüzü olan kırılgan narsisizmdir. Kişinin öz yeterlik bakış açısına ilişkin olumsuz inançları ile öne çıkmaktadır (Kohut & Wolf, 1978). Kırılgan narsisizm, yoğun bir düzeyde hassasiyet ve düşük düzeyde özgüven ile bağlantılıdır (Wink, 1991). Öz yeterlilik inançları düşüktür; eleştiriye hassas ve sürekli onay arayan bir profil sergileyebilirler. Sosyal geri çekilme yaşayabilir ve başkalarının değerlendirmelerine karşı hassas olabilirler.

Büyüklenmeci narsisizmde sadece kendi algıladıkları ve tutumları önemlidir; kırılgan narsisizmde ise diğer insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemlidir (Besser & Priel, 2010). Büyüklenmeci narsisizmde, “Ben ne düşünüyorum? Ben nasıl görünüyorum?” soruları öne çıkar. Kırılgan narsisizmde ise, “Başkaları benim hakkımda ne düşünüyor?” sorusu baskındır.

Narsisizme Yol Açan Ebeveyn Tutumları

Kernberg’e göre, çocuğun kişilik yapılanması hayatının ilk dönemlerinde anne ve babasıyla kurduğu duygusal bağlantılar aracılığıyla etkileşim kurmasına dayanmaktadır (Kernberg, 1970).

Büyüklenmeci narsisist örüntüye sahip olan kişilerin yetişkin olduklarında eleştirici ve reddedilmeye karşı yoğun öfke davranışının kökeninde, erken çocukluk dönemlerinde ebeveynlerinin saldırgan ve reddedici tutumlara sahip olduğu düşünülmektedir (Levy vd., 2011).

Narsisizm aynı zamanda öğrenilmiş ve çevresel faktörlerden etkilenmiş bir kişilik örüntüsüne sahip olduğu görülmektedir. Anne babaları tarafından yeterli düzeyde ilgi göremeyen çocuklar ve narsistik örüntüye sahip anne babaların yetiştirdiği çocuklarda da kırılgan narsistik örüntülerin hakim olduğu görülmektedir (Watson vd., 1995).

Sonuç Olarak

Narsisizm, bireyin yalnızca kendine hayranlık duyması ve çevresine karşı mükemmel tavırlar sergilemesiyle sınırlı olmayan; benlik algısını ve kişiler arası ilişkilerini önemli düzeyde etkileyen çok boyutlu bir yapıdır. Sağlıklı düzeyde sahip olunduğunda bireyin özgüvenini destekleyen narsisizm, patolojik boyutta ise hem büyüklenmeci hem de kırılgan örüntülerle kendini göstermektedir.

Gerek Freud’un birincil–ikincil ayrımı, gerek Kernberg’in nesne ilişkileri perspektifi, narsisizmin kökeninde erken dönem ebeveyn–çocuk etkileşimlerinin belirleyici rolünü ortaya koymaktadır. Erken çocukluk dönemlerinde ebeveynleri tarafından eleştiriye maruz kalmış, reddedilmiş, yeterli düzeyde ilgi görmemiş çocuklar olduğu gibi; çok fazla ilgi verilmiş, her davranışı kabul edilmiş çocuklarda da yetişkinlik döneminde narsistik örüntü görülebilmektedir. Her iki uç da kişiyi patolojiye götürebilir; aşırı ilgi vermek, hiç vermemek gibi; her şeyi kabul etmek ya da çok reddedici olmak gibi.

Narsisizmin anlaşılması, yalnızca klinik anlamda değil, insanın temel psikolojik dinamiklerini anlama açısından da önem taşımaktadır.

Kaynakça

  • Akyol Kol, H. (2023). Narsisizmin iki yüzü: Büyüklenmeci ve kırılgan narsisizmin gelişimsel temelleri üzerine bir gözden geçirme. Türk Eğitim Değerlendirmeleri Dergisi, 4(4), 6-29.

  • Besser, A., & Priel, B. (2010). Grandiose narcissism versus vulnerable narcissism in threatening situations: Emotional reactions to achievement failure and interpersonal rejection. Journal of Social and Clinical Psychology, 29(8), 874-902. https://doi.org/10.1521/jscp.2010.29.8.874

  • Cain, N. M., Pincus, A. L., & Ansell, E. B. (2008). Narcissism at the crossroads: Phenotypic description of pathological narcissism across clinical theory, social/personality psychology, and psychiatric diagnosis. Clinical Psychology Review, 28(4), 638-656. https://doi.org/10.1016/j.cpr.2007.09.006

  • Cambridge Online Dictionary. (2023). Narcissism. https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/narcissism. Erişim Tarihi: 20.11.2023

  • Campbell, W. K., & Foster, J. D. (2011). The narcissistic self: Background, an extended agency model, and ongoing controversies. In C. Sedikides & S. J. Spencer (Ed.), The Self (s. 115-138). New York: Psychology Press.

  • Gabbard, G. (1989). Two subtypes of narcissistic personality disorder. Bulletin of the Menninger Clinic, 53, 527-532.

  • Kernberg, O. F. (1970). Factors in the psychoanalytic treatment of narcissistic personalities. Journal of the American Psychoanalytic Association, 18(1), 51-85. https://doi.org/10.1177/000306517001800103

  • Kohut, H., & Wolf, E. S. (1978). The disorders of the self and their treatment. International Journal of Psychoanalysis, 59, 413-425.

  • Levy, K. N., Ellison, W. D., & Reynoso, J. S. (2011). A historical review of narcissism and narcissistic personality. In W. K. Campbell & J. D. Miller (Ed.), The handbook of narcissism and narcissistic personality disorder: Theoretical approaches, empirical findings, and treatments (pp. 1-13). https://doi.org/10.1002/9781118093108.ch1

  • Rozenblatt, S. (2002). In defense of the self: The relationship of self-esteem and narcissism to aggressive behavior (Doctoral dissertation, Long Island University, The Brooklyn Center).

  • Watson, P. J., Hickman, S. E., Morris, R. J., Milliron, J. T., & Whiting, L. (1995). Narcissism, self-esteem, and parental nurturance. The Journal of Psychology, 129(1), 61-73. https://doi.org/10.1080/00223980.1995.9914948

  • Wink, P. (1991). Two faces of narcissism. Journal of Personality and Social Psychology, 61(4), 590-597. https://doi.org/10.1037/0022-3514.61.4.590

Büşra Çolak
Büşra Çolak
Büşra Çolak, 2025 yılında Psikoloji Bölümü’nden mezun olmuştur. Lisans eğitimi süresince çeşitli özel kliniklerde ve derneklerde staj yaparak klinik gözlem ve uygulama deneyimi kazanmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimlerine katılmış ve bu eğitimleri başarıyla tamamlamıştır. Klinik ilgi alanları ergen ve yetişkin psikolojisi üzerine yoğunlaşmakta; özellikle bireysel farkındalık, ilişkisel dinamikler ve duygu düzenleme konularına odaklanmaktadır. Ayrıca somatizasyon, hipokondriyazis ve narsisizm gibi psikodinamik temelli konulara ilgi duymaktadır. Psikolojiyi yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda topluma katkı sunma yolu olarak görmekte; bilimsel temelli ve etik ilkelere bağlı bir yaklaşımla üretim yapmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar