“Zaman akarken farkında olmadan büyür insan; kriz dediğimiz, büyümenin sesi olabilir.”
“Ne yapıyorum ben?” sorusu zihninde gün geçtikçe daha sık yankılanıyorsa, yalnız değilsin. 28 yaş, dışarıdan bakıldığında hayatın artık bir düzene girdiği, yetişkinliğin kabullenildiği, kariyerin şekillendiği, ilişkilerin netleştiği bir dönem gibi görünür. Fakat iç dünyada genellikle tam tersi yaşanır. Kimimiz bu yaşta büyük kararlar alır, radikal değişiklikler yaparız; kimimizse içimize döner, hayatın anlamı üzerine düşünmeye başlarız. Geç kalmışlık hissi, yeterince iyi olamama kaygısı, yanlış yolda olma korkusu… Tüm bu sorgulamalar bir araya geldiğinde, adına çoğu zaman “kriz” demediğimiz ama ruhumuzu derinden etkileyen bir dönem başlar: 28 yaş krizi.
Psikolojik Gelişim ve 28 Yaş Eşiği
28 yaş krizi, psikolojik gelişim açısından bireyin yaşamına dışarıdan değil, içeriden bakmaya başladığı bir eşiktir. Genç yetişkinlik sona yaklaşır, fakat “olgunluk” henüz tam olarak hissedilmez. Bu ara dönem, kişinin hem kimliğini hem de yaşam rotasını sorgulamasına neden olur. Geriye dönüp geçmişe bakarken “nerede hata yaptım?” sorusu kadar, ileriye dönüp “nasıl bir hayat istiyorum?” sorusu da yükselmeye başlar. Bu iki soru arasında sıkışıp kalan birey için bu süreç oldukça kafa karıştırıcı olabilir.
Erikson’un psikososyal gelişim kuramına göre bu yaşlar, “yakınlık ve izolasyon” evresiyle “üretkenlik ve durgunluk” evresi arasında bir geçiştir. İnsan bir yandan kendini gerçekleştirmek, üretken olmak, anlam bulmak isterken, diğer yandan ilişkilerinde yakınlık kurmak, sevilmek ve ait hissetmek ister. Bu ikili arayış, kişide kaygı, kararsızlık ve zaman zaman yalnızlık hissi doğurur. Çünkü bu yaşlar, birçok hayati kararın merkezindedir: Ne iş yapacağım, nerede yaşayacağım, kimlerle hayatımı paylaşacağım?
Türk Kültüründe 28 Yaş Krizi
Türk kültüründe ise 28 yaş, toplumsal beklentilerin en yoğun hissedildiği yaşlardan biridir. Evlenmek, çocuk sahibi olmak, kariyerde belirli bir noktaya gelmek… Bu beklentiler bireyin kendi arzularıyla örtüşmediğinde içsel bir çatışma kaçınılmaz olur. “Herkes bir şeyler başardı, ben neden hâlâ yerimde sayıyorum?” düşüncesi, 28 yaş krizinin en yaygın ifadelerinden biridir. Sosyal medya da bu süreci daha zorlu hâle getirir. İnsanlar, başkalarının başarılarıyla karşılaştıkça kendi hayatını küçümseyebilir. Oysa her bir hayatın ritmi, yönü ve zamanı farklıdır.
Bu dönem yalnızca bir başarısızlık hissiyle değil, aynı zamanda kimlik bunalımıyla da örülüdür. “Ben kimim?” sorusu yeniden gündeme gelir. Ancak bu sefer yanında bir de “nasıl biri olmalıyım?” sorusu vardır. Bu içsel çelişkiler duygusal dalgalanmalara, motivasyon kaybına, hatta depresif belirtilere yol açabilir. Kimi insanlar bu dönemi meslek ya da şehir değiştirerek aşmaya çalışır. Yeni başlangıçlar, bazen çözüm olur, bazen de yalnızca ertelenmiş duyguların üzerini örter. Kimileri ise hiçbir şey yapmaz; yalnızca içten içe bir tükenmişlik hissiyle yaşar.
28 Yaş Krizi ile Başa Çıkma Yolları
Peki bu sürecin içinden geçerken ne yapabiliriz?
İlk adım, bu yaş aralığında yaşanan sorgulamaların “anormal” değil, aslında psikolojik gelişimin doğal bir parçası olduğunu fark etmektir. 28 yaş krizi, bir kırılma değil, bir dönüşüm dönemidir. Büyümenin görünmeyen yüzüdür. Bazen sancılı, bazen sessiz… Ama her zaman geliştirici.
Kendine şu soruları sormayı dene: “Gerçekten ne istiyorum?”, “Bu hayat kimin için kuruldu?”, “Yorgun muyum, yoksa yönsüz müyüm?”
Bu sorulara net cevaplar bulmak zorunda değilsin. Ama bu soruları cesaretle sormak bile çok şeyi değiştirebilir.
- Sosyal karşılaştırmalardan uzak dur. Herkesin hayatının temposu farklı. Kendi yolunu çizmek için başkalarının rotasını takip etmek zorunda değilsin.
- Duygularını bastırmak yerine tanımaya ve anlamaya çalış. Günlük tutmak, duygularını yazıya dökmek, onları kelimelere dökerken farkına varmak çok iyileştirici olabilir.
- Büyük kararlar almak zorunda değilsin. Küçük adımlarla da değişim başlayabilir.
- Bu sürecin geçici olduğunu unutma. Şu an zor gelse de, ileride bu döneme dönüp baktığında seni büyüten zamanlardan biri olduğunu fark edeceksin.
- Bir uzmandan destek almak da bu süreçte oldukça kıymetli olabilir. Bazen sadece biriyle konuşmak, düşüncelerini yüksek sesle duymak bile büyük fark yaratır.
Unutma, büyük kararlar almak zorunda değilsin. Küçük adımlarla da değişim başlar. Ve bu süreç geçici. Şu an zor gelse de, ileride bu döneme dönüp baktığında, seni büyüten zamanlardan biri olduğunu fark edeceksin.
“Geç kaldığını düşündüğün yaş, başlamak için tam da doğru yaş olabilir.”
Kaynakça
- Dergipark. (2024). Çeyrek yaş krizi: 25-30 yaş arası bireylerde yaşam doyumu ve kimlik gelişimi. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2963075
- Webtekno. (2023). Çeyrek Yaş Krizi Nedir, Neden Olur ve Nasıl Başa Çıkılır? https://www.webtekno.com/ceyrek-yas-krizi-nedir-nasil-bas-edilir-h129030.html
- Psikolojigunlugu.com. (2022). 28 Yaş Sendromu: Hayatın Tam Ortasında Kaybolmak. https://psikolojigunlugu.com/28-yas-sendromu (erişim tarihi: Nisan 2025).