Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

ZOR ZAMANLARDA AYAKTA KALABİLMEK : PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK 

Hayattaki en doğal dürtülerimizden biri  acıdan ve zorluklardan mümkün olduğunca kaçınmaktır. Halbuki biz ne kadar istesek de yaşamın getirdiği belirsizliklerden ve zorluklardan kaçamayız. Hayat , her  zaman kolay , istikrarlı ya öngürülebilir bir yolculuk değildir. Beklenmekdik kayıplar, yaşanan kırılmalar,  hastalıklar , ekonomik zorluklar , kendi ayakları üstünde durma mücadelesi , ilişkisel çatışmalar , toplumsal krizler ya da bazen sadece biriken yorgunluk ve  içimizi susturduğumuz anlar bireyleri derinden etkileyebilir. Ancak bazılarımız hayatta ne kadar büyük bir zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar daha çabuk toparlanır ve hayatlarına devam edebilirler.  Bu kişilerin ortak noktası ise psikolojik dayanıklılık — yani ruhsal esneklik ve toparlanma kapasitesidir.

Psikolojik Dayanıklılık Nedir?

   Psikolojik dayanıklılık, bireyin yaşadığı  stres, travma, kayıp, başarısızlık ya da hayal kırıklığı gibi zorlayıcı yaşam olaylarına karşı gösterdiği uyum sağlama becerisine denir.  Bu kavram, acı çekmeme ya da sorunlardan etkilenmemek demek değildir. Aksine, psikolojik olarak dayanıklı bireyler de zorlanır, üzülür, hatta zaman zaman tükenmiş hissedebilir. Ancak bu kişiler, duygularıyla daha sağlıklı bir şekilde baş edebilir, düşüncelerini yeniden düzenleyebilir ve yaşamla olan bağlarını sürdürebilir.

 Dayanıklılığın Temel Bileşenleri

  1. Olumlu düşünme becerisi: Dayanıklı bireyler, kötümserlikten kaçınır ve olumsuz olaylara daha objektif bir çerçeveden bakabilirler. Gerçekçi iyimserlik, onların zor durumları geçici ve yönetilebilir görmelerine yardımcı olur.
  2. Duygusal farkındalık ve düzenleme: Psikolojik dayanıklılık, duyguları bastırmak değil, onları tanımak ve sağlıklı biçimde yönetmekle ilgilidir. Duygularla temasta kalmak, ruhsal dengeyi korumada kritik bir rol oynar.
  3. Sosyal destek: Zor zamanlarda yalnız kalmamak, bireyin dayanma gücünü artırır. Aile, arkadaşlar ya da destek grupları, duygusal yükün paylaşılmasını ve anlam yaratılmasını sağlar.
  4. Amaç ve anlam duygusu: Hayatta bir amaca sahip olmak, en zor anlarda bile kişiye bir yön verir. İnanç sistemleri, yaşam felsefeleri ya da kişisel değerler, bu anlamı güçlendiren kaynaklardır.
  5. Esneklik: Zor koşullar karşısında planları yeniden yapılandırabilme ve yeni stratejiler geliştirebilme becerisi, psikolojik dayanıklılığın temel taşlarından biridir.

Zor Zamanlarda Dayanıklılığı Artırmak

Psikolojik dayanıklılık doğuştan gelen bir özellik değildir; geliştirilebilir bir beceridir. İşte bu süreci destekleyebilecek bazı yollar:

    • Kendinle şefkatli bir şekilde konuş: Zorlandığın zamanlarda kendini yargılamak yerine, bir arkadaşına göstereceğin anlayışı kendine de göster.
    • Düzenli olarak stres yönetimi tekniklerini uygula: Meditasyon, nefes egzersizleri ya da günlük tutma gibi yöntemler, duygusal regülasyonu kolaylaştırır.
    • Kendine ulaşılabilir  hedefler belirle: Büyük krizler karşısında küçük ama somut adımlar planlamak ve planlanan hedeflere ulaşmak bireyde kontrol hissini artırır.
  • Yardım istemekten çekinme: Profesyonel yardım almak ya da duygularını paylaşacak bir dost bulmak , psikolojik dayanıklılığı güçlendirir.
  • Krizlerin İçindeki Fırsatlar

  Zor zamanlar sadece acı verici deneyimler değil, aynı zamanda büyüme ve gelişme fırsatları da olabilir. Bu durum, psikolojide “travma sonrası büyüme” olarak adlandırılır. Kimi insanlar, ağır bir kayıp ya da büyük bir sarsıntı sonrasında hayata bakış açılarını yeniden gözden geçirir, önceliklerini değiştirir ve daha derin bir yaşam anlayışına ulaşırlar.

  Bu süreç elbette kolay ya da hızlı değildir. Ancak psikolojik dayanıklılık, sadece hayatta kalmayı değil, aynı zamanda hayatın anlamını derinleştirmeyi de mümkün kılar. Her fırtına bir iz bırakır; önemli olan, o izlerin bizi zayıflatmak yerine dönüştürmesine izin vermektir.

Sonuç

  Zor zamanlar insan hayatının kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak bu dönemlerde ayakta kalmak ve yeniden güçlenmek mümkündür. Psikolojik dayanıklılık, yalnızca travmalardan kurtulmayı değil, aynı zamanda bu deneyimlerden öğrenerek daha güçlü bir benlik inşa etmeyi sağlar. Bu nedenle, dayanıklılık geliştirmek, her bireyin ruhsal sağlığı için hayati bir yatırımdır.

  Unutmamak gerekir ki; en güçlü insanlar en çok yara alanlar değil, yaralarına rağmen yeniden ayağa kalkabilenlerdir. Her fırtına geçicidir ve her karanlık gecenin sonunda mutlaka bir sabah vardır. İçsel kaynaklarımızı fark edip besledikçe, hayatın getirdiği zorluklara karşı daha sağlam durabiliriz. Zor zamanlar bizi sınar, ama aynı zamanda içimizdeki gücü keşfetmemiz için bir davettir. Ve biz, her zaman bu güce sahibiz. İçindeki gücü fark etmen ve ve zorluklara rağmen her defasında yeniden başlayabilmen dileğiyle.

Elif Çıtır
Elif Çıtır
Elif ÇITIR lisans eğitimini İstanbul Atlas Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji bölümünde tamamlamıştır.Eğitim hayatı boyunca ruh sağlığı alanında farklı deneyimler edinmek, kendi alanında gelişmek adına psikolojinin farklı sektörlerinde görev yapma imkanı olmuştur.Bunların yanı sıra Psikoloji Kulübü Yönetim Ekibindeki görevi ile birçok seminer gerçekleştirip sertifikalar almıştır.Mesleki hayatında psikolog olarak bireylerin zihinsel ve duygusal sağlığını desteklemek amacıyla çalışan bir uzmandır.Çocuk, ergen, yetişkin, aile danışmanlığı konusunda geniş bilgi ve deneyime sahip olan Çıtır aynı zamanda oyun terapisi alanında da uzmanlaşmıştır.Çıtır bunların yanı sıra birçok dergide pozitif psikoloji ve kişisel gelişim üzerine yazılar kaleme almaktadır.Kendini sürekli geliştiren Çıtır farklı çalışmalar ve eğitimler aracılığıyla bilgi dağarcığını genişletmekte ve alanında en güncel yaklaşımları takip etmektedir.Bireylerin hayatında olumlu değişiklikler yaratma tutkusuyla seanslarında onlara destek olmayı ve yaşam kalitelerini arttırmayı amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar