Çarşamba, Nisan 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Üstesinden Gelebilmek: Yasın 5 Evresi

Ayrılık ve ayrışmak fikri, çoğu insan için sancılı ve üzüntü duygusunun derinden hissedildiği durumlardan birisidir. Örneğin sevdiğimiz bir yiyeceğin sonuna gelirken, izlediğimiz bir içeriğin sonunda ya da bağ kurduğumuz birinden ayrışırken… Aslında hepsi kendi içinde birer ayrılıktır ve kişiye farklı boyutlarda duygulanımlar yaşatabilir. Ayrılığın en derin hissedildiği yerlerden birisi de sevdiğimiz birinin ölümüdür. Her ayrılığı ve ayrışma fikrini bir kenara bırakalım, ölümle olan ayrılıklar bize derin keder, üzüntü, acı vb. duyguları yaşatır. Sevdiğimiz birinin kaybıyla bu duyguları deneyimlediğimiz sürece yas süreci denir.

Ölüm ve ardından gelen yas süreci, kişi için büyük bir stres kaynağıdır. Tıpkı günlük hayatta deneyimlediğimiz olumsuzluklara verdiğimiz duygusal tepkiler gibi, ölüme de verilen tepkiler kişiden kişiye değişmektedir. Herkes sevdiği kişiyi kaybetmekten dolayı bir üzüntü yaşar, fakat duygu çıkarımı kişiye göre değişir. Bu durum belirli bir zaman diliminde normal sayılmaktadır. 2 ay, yas süreci evrelerini deneyimlemek için normal sayılan bir süreçtir. Bu sürecin uzaması psikopatolojik rahatsızlıkları ya da bazı bağımlılıkları beraberinde getirebilmektedir.

Yas süreci, Elisabeth Kübler-Ross tarafından tanımlanan bazı aşamalardan oluşur. Bunlar: İnkar, Öfke, Pazarlık, Depresyon, Kabul aşamalarıdır.

İnkar Aşaması: Kişinin beklemediği bir durumla karşı karşıya kalması sonucunda şokta olma halidir. Kişi sevdiğinin öldüğünü kabul edemez. İnkâr eder ve kendini hâlâ var olduğuna inandırmaya çalışır. Bu aşamada ikna etmek zordur ve olaylara karşı tepkiseldir.

Öfke Aşaması: İnkâr aşamasından sonra insanlar, yaşadıkları kaybın verdiği hayal kırıklığı ve üzüntünün etkisi ile öfke çıkarımlarında bulunabilirler. Yaşamak istedikleri fakat yaşayamadıkları şeyleri düşünürler. Birlikte yaşadıkları olumsuzlukların yerini keşkeler alır. Gerçekleştirilemeyecek olaylar içinse hep “neden ben” diye derinde bir öfke vardır.

Pazarlık Aşaması: Kaybedilmek istenmeyen kişi için yaratıcı ile pazarlık yapılır. “Lütfen o ölmesin” diye yapılan dualar, o dönünce eskisinden daha iyi olacak koşullar için içten içe kurulan hayallerin olduğu evredir.

Depresyon Aşaması: Kaybetmişlik hissi ve kişinin geri gelmesi konusunda yapabileceği bir şeyin olmadığını anlayan kişi, kaybın verdiği çaresizlik ile sınanır. Kayıp gerçeğini hayatına dâhil eder. Depresyonun eşiğindeki kişi kendisini hiçbir şey yapamayacak kadar enerjisi bitmiş, hayattan zevk almayacak kadar isteksiz ve yorgun hissedebilir.

Kabul Aşaması: Ölüm de doğum kadar hayatın parçası ve gerçeğidir. Ne kadar pazarlık etsek de geri döndürülebilir bir şey değildir. Onu kabul ederek onu deneyimlemek en sağlıklısıdır. Sevdiğin insanla kurduğun bağı hissetmek, yaşanılan güzel deneyimleri hatırlamak, yaşamın o olmadan da devam etmek durumunda olduğunun farkına varmak ise bu aşamada gerçekleşir. Bu aşamada zihnimizde kalan anılarla ona eşlik ettiğimiz bir evredir.

Yas sürecine şekil veren şey daha çok kaybettiğimiz kişinin bize olan yakınlığıdır. Kayıp ile birlikte hayatımızda bazı değişiklikler olabilir. Örneğin; okul çocuğunun annesini kaybetmesi üzerine ev işlerini kendisi yönetmek durumunda kalması, kardeşleriyle daha çok ilgilenmesi ve daha çok sorumluluk alması gerektiği gibi durumların ortaya çıkmasından söz edilebilir. Bu deneyimler herkes için farklı şekillerde görülebilir. Ancak bir değişimin olduğu kesindir. Değişime uyum sağlamak, özellikle üzgün hissettiğimiz bir dönemde çok daha zorludur ve ciddi bir çaba gerektirmektedir. Zorunlu olarak değişime uğrayan hayatın kontrolünü tekrar elde etmemiz sancılı olsa da yas sürecinden başarılı bir şekilde çıkabilmemiz mümkündür.

Yas süreci her ne kadar sancılı ve adaptasyonu zor bir süreç olsa da olumsuz sonuçlar bazen olumlu etkilerle sonuçlanabilir ve farklı fırsatları da ortaya çıkarabilir. Bu tamamen hangi pencereden baktığımız ile ilgilidir. Unutmayalım ki deneyimlenmeyen her şey insan ruh ve bedenine kaygı ve endişe verir. Fakat deneyimleyip heybemize doldurduklarımızla kendimize bambaşka pencereler açabiliriz. Her yaşanmışlık farklı bir deneyim ve bundan yolumuza tuttuğumuz ışık sanatıdır.

Nur Arvas Dere
Nur Arvas Dere
Nur Arvas Dere, psikolog ve yazar olarak psikolojik danışmanlık, bütüncül ve dinamik psikoterapi, alanında deneyimlere sahiptir.Lisans eğitimini psikoloji üzerine tamamlamıştır ve Psikoloji alanında yüksek lisans yapmaktadır.Özellikle bilişsel davranışçı terapi, çift terapisi, emdr ve şema terapi alanında uzmanlaşmıştır.Online platformlar’da psikoloji ve kişisel gelişim alanında yazılar ve içerikler kaleme almaktadır.Psikolojiyi bütüncül bakış açısı ile ele almayı seven yazar,zihni ve bedeni bir arada güçlendirmek için floortime ile birlikte çalışmalarına devam etmektedir. Eğitimler; 1. TUA/Psikoloji /Psikoloji Yüksek lisans 2. Psikoterapi Enstitüsü Bütüncül psikoterapi(bdt,duygu odaklı terapi,çözüm odaklı terapi,çift terapisi,cinsel terapi,aktarım odaklı terapi) 3. ICDL DIR floortime 101 4. Attachment Parenting /şefkat ve bağlanma temelli ebeveynlik 5. Biruni Üniversitesi sürekli eğitim merkezi (bdt,aile ve sosyal yaşam eğitimi,çözüm odaklı terapi,ilişki evlilik danısmanlıgı,emdr,aile dizimi) 6. Esenyurt Üniversitesi sürekli eğitim merkezi (nlp,şema terapi) 7. Anadolu eğitim akademisi(gerçeklik terapisi,müzik terapisi,regresyon,act kabul kararlılık) 8. İzmir psikoloji enstitüsü (yetişkin psikoterapisinde 12 testleme,mmpi uygulayıcı) 9. Dinamik psikoterapi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar