Salı, Eylül 30, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Unutmayı Seçmek: Güdülenmiş Unutmanın Mekanizmaları

Her insanın hatırlamak istemediği kötü anıları vardır. Bu tür rahatsız edici anıları düşünmekten kaçınmak ve arka plana itmek belki de verdiğimiz en doğal tepkilerden biridir. Beynimiz bu kaçınma tepkisini o anının bilince çıkmasını engelleyerek gerçekleştirir. Fakat sadece hatırlamayı bastırmakla kalmaz. Araştırmalar bastırılan anıların sadece o anda değil, çok daha uzun bir gelecekte de zor hatırlanabildiğini gösteriyor. Yani bastırma kalıcı unutmaya yol açabiliyor. Bu açıdan bakıldığında unutmak yalnızca pasif bir zamanla silinme süreci değil, aynı zamanda bilinçli olarak şekillendirip yönlendirebileceğimiz aktif bir kontrol sürecidir. Güdülenmiş unutma fenomeni işte tam da burada karşımıza çıkmaktadır. Bu fenomen kişinin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bazı anıları zayıflatma veya bastırma çabası olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda hatırlanamayan çocukluk travmalarını açıklamak için öne sürülen hafıza mekanizmalarından biridir.

Bastırma Kavramı ve Freud’un Açıklaması

Bastırma” kavramı Freud tarafından ortaya atılmış ve istenmeyen anıların bilinçdışına itilmesi olarak tanımlanmıştı. Anılarımız bilinçdışına atıldığında gizli bir şekilde orada durur. Fakat semptomlar yoluyla kendini açığa çıkarır. “Bastırma” güdülenmiş unutmaya dair yapılan ilk kuramsal açıklamadır. Modern nörobilim bu kavramı sadece psikanalitik kurama ait bir tanım olarak değil beyin hafıza mekanizmalarıyla açıklanan bir süreç olarak tanımlar. Bu sebeple de belli deneysel yöntemler yani paradigmalar devreye girer.

Yönlendirilmiş Unutma Paradigması

Güdülenmiş unutmayı araştırmak için en çok kullanılan iki temel paradigma vardır. Bunlardan ilki “Yönlendirilmiş Unutma (Directed Forgetting)” paradigmasıdır. Yapılan deneylerde insanlara bazı kelimeler, resimler veya cümleler gösterilir. Sonra bazılarına “bunu hatırla”, bazılarına da “bunu unut” talimatı verilir. Deneyin sonunda “unut” denilen şeylerin daha az hatırlandığı görülmektedir. Bu da bize aslında beynin gerçekten de bazı bilgileri kaydetmemeyi seçtiğini göstermektedir.

Gündelik hayata baktığımızda ders çalışırken bazı konuları önemsemeyip “zaten sınavda çıkmaz” diye düşünmemiz de aslında buna bir örnektir. Sonrasında gerçekten de o konuyu hatırlamakta fazlasıyla zorlanırız.

Düşün/Düşünme Paradigması

Güdülenmiş unutmayı anlamak için kullanılan yöntemlerden bir diğeri de Düşün/Düşünme (Think/No-Think, TNT) paradigmasıdır. Yapılan deneylerde katılımcılara bazı ipuçları gösterilir. Deneklere önce “anahtar–hatıra” çiftleri öğretilir (mesela ağaç ve kedi). Daha sonra “ağaç” sözcüğü gösterildiğinde bazen “kedi”yi hatırlamaları, bazen de hatırlamamaları istenir ve uzun bir süre boyunca bu pratiğe devam edilir.

Deneyin sonucunda ise hatırlanmaması söylenen anılar giderek zayıflar ve sonrasında hatırlanmaları zorlaşır. Eski sevgiliyi hatırlatan bir şarkı duyulduğunda, bilinçli olarak akla getirmemeye çalışmak buna bir örnektir. Deney bazı ipuçlarının bizi otomatik olarak bir anıyı hatırlamaya yönlendirebildiğini ama beynimizin bu çağrıyı durdurabildiğini gösterir.

Beyindeki Hafıza Mekanizmaları

Bunun nedeni aslında prefrontal korteksin hipokampus üzerindeki kontrolüdür. Beynimiz, “bu anıyı hatırlama!” sinyali göndererek kısa vadede bastırır, uzun vadede ise hatırlamayı zorlaştırır. Beynin ön kısmında yer alan prefrontal korteks “yönetici” olarak iş görür. Hem kodlama hem de anıyı geri çağırma sırasında hipokampüsü baskılar ve istenmeyen anıların gün yüzüne çıkmasını engeller.

Hipokampüs ise hatıraları depolamak ve geri çağırmak için kritik bir merkezdir. Bir diğer önemli mekanizma olan amigdala, özellikle korku, öfke, kaygı gibi duygusal anılarda etkilidir. Bastırma sırasında amigdalanın aktivitesi azalır ve bu da yalnızca anıyı değil, ona eşlik eden duyguları da zayıflatır.

Düşünce İkamesi Stratejisi

Bazen kötü bir anıyı direkt bastırmak yerine başka bir anıyı gözümüzün önüne getiririz. Mesela travmatik bir görüntü akla geldiğinde sevdiğimiz bir yeri, olayı veya bir kişiyi düşünmek gibi. Bu da varolan kötü anıyı unutmak için başka bir stratejidir. Buna “düşünce ikamesi (thought substitution)” denir.

Travma, Depresyon ve Unutma Mekanizmasının Bozulması

Bazı durumlarda unutma mekanizması bozulur. Travma Sonrası Stres Bozukluğunda travmatik anılar sürekli geri döner. Çünkü travmatik anılar çok yoğun duygusal bağlantılarla kurulmuştur. Yani prefrontal korteks hipokampüse yeterince baskı uygulayamaz. Kişi istemese de anılar sürekli geri gelir.

Depresyonda ise olumsuz düşünceleri bastırmak zorlaşır ve motivasyonel sistem çöker. Prefrontal kontrol azalır. Depresyon yaşayan kişi sürekli ruminasyon halindedir; yani olumsuz duygu ve etki yaratan düşünceleri herhangi bir çözüm üretmeye çalışmadan sürekli zihinde tekrarlar ve işler. Sonuç olarak her iki durumda da güdülenmiş unutma başarısız olur. Unutmayı istemek yeterli değildir. Çünkü beynin kontrol kapasitesi işlevsiz haldedir.

Unutmanın Duygusal İşlevi

Unutmak yalnızca bilişsel bir süreçten ziyade duyguları düzenleyen bir sistemdir. İstenmeyen anıları bastırdığımızda aslında onlara bağlı kaygı, korku ve üzüntüyü de azaltmış oluruz. Unutmak çoğu zaman olumsuz bir durum olarak nitelendirilse de şu gerçektir ki tüm deneyimlerimiz hoş değildir.

Olumsuz olayları hatırladığımızda onları tatlılıkla karşılayamayız. Aksine kötü anıların farkındalıktaki sürelerini sınırlandırmak durumunda kalırız. Bunu duygusal durumumuzu korumak, benlik duygumuzu muhafaza etmek, sosyal uyumu sağlamak ve bazen hayatımıza konsantre olmak için yaparız.

Hepimiz günlük hayatımızda bu mekanizmayı kullanırız. Kötü anıları bastırmak, başarısızlıkları, utançları hatırlamamayı seçmek veya geçmişte yaşanan ilişki krizlerini görmezden gelmek ilişkilerimizi ve ruh sağlığımızı korur.

Unutmak, zamanla olan doğal kayıplardan ibaret değildir. Beyin, rahatsız edici anıları aktif olarak işleyebilir, bastırabilir veya yeniden şekillendirebilir. Bu, belleğimizin hem esnek hem de koruyucu olduğunu bizlere gösterir.

Kaynakça

Anderson, M. C., & Hanslmayr, S. (2014). Neural mechanisms of motivated forgetting. Trends in Cognitive Sciences, 18(6), 279–292. https://doi.org/10.1016/j.tics.2014.03.002

Beyza Nur Sürer
Beyza Nur Sürer
Beyza Nur Sürer, Psikoloji lisans eğitimini Bursa Uludağ Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Yeni mezun bir psikolog olarak deneyim kazanmaya ve yeni şeyler öğrenmeye açıktır. Akademik hayatının son zamanlarında psikodrama, kişilik kuramları ve yaratıcı düşünme süreçlerinin psikolojik boyutlarına odaklanmıştır. Terapi Delisi ve Sayedra Psikoloji platformlarında yazıları yayınlanmıştır. Üniversitenin tiyatro topluluğunda üç sene boyunca oyunculuk ve sahne çalışmaları yürütmüş, bu deneyimiyle beraber insan davranışlarına dair gözlemlerini derinleştirmiştir. Sanata dair olan eğilimini psikoloji ile pekiştirmiş ve ikisinin kesişim noktasında ürünler vermeye devam etmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar