Cuma, Ekim 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Travmanın Bilinçaltındaki İzleri: Görünmeyen Yüklerimiz

Deprem ve salgın hastalıklar gibi büyük felaketlerin neden olduğu afetler, ruh sağlığı sorunlarına neden olabilmektedir. Kötü bir olayla karşı karşıya kalan birçok insan, afetin neden olduğu duygusal yük karşısında travma sonrası stres belirtileri geliştirmektedir.

Travma; kaza, sevilen birinin kaybı, fiziksel veya cinsel saldırı, ciddi yaralanma veya hastalık, doğal afet, savaş ya da tanık olunan şiddet gibi olumsuz bir olaya verilen duygusal bir tepkidir. Travma, bir kişinin baş etme kapasitesini zayıflatır; işlevsellik ve iyilik hali üzerinde uzun vadeli olumsuz etkilere yol açar.

Travmaya karşı tepkiler, travmanın neden olduğu benliğe yönelik tehdit algısıyla etkinleşir (Keskin, 2023).

Travma ve Bilinçaltı İlişkisi

Bilinçaltı, sürekli olarak bizi korumaya çalışan görünmeyen bir savunma sistemidir. Travmatik bir durumla karşılaştığımızda, akıl bu anıyı hatırlamanın zor olacağını düşünerek onu derinlere, yani bilinçaltına yerleştirir. Bu sayede kişi, gündelik hayatına devam edebilir.

Ancak bu “koruma” aynı zamanda gizli bir yük oluşturur. Travmalar bilinçaltında gizlenebilir fakat tamamen kaybolmaz. Zaman içinde farklı şekillerde kendini belli edebilir:

  • Tekrarlayan kabuslar ya da rüyalar,

  • Anlamsız kaygılar ve huzursuzluk,

  • Benzer olaylarla karşılaşıldığında aşırı tepki verme.

Bu durumda bilinçaltı, geçmişte yaşananları sessiz bir tanık gibi saklar ama fırsat bulduğunda bu yükleri bize hatırlatır. Bu nedenle bazen “hiçbir neden yokken” kendimizi kötü hissedebiliriz; aslında bilinçaltımız bize bir şeyler anlatıyordur.

Gündelik Hayattaki Yansımalar

Travmaların bilinçaltında kalması, günlük yaşantımızda farkında olmadan pek çok davranışımıza yansır. Çoğu kişi bu davranışların travmayla alakalı olduğunu fark edemez, sadece “ben böyleyim” düşüncesine kapılabilir. Oysa birçok tepkinin kökeninde geçmişte yaşanan olayların etkisi vardır.

Diyelim ki deprem yaşamış birine bakalım. Deprem esnasında duyduğu yoğun korku, çaresizlik ve panik, bilinçaltında derin bir iz bırakır. Günler, aylar hatta yıllar geçse bile:

  • Küçük bir sarsıntıda ya da yüksek bir sesle ani irkilme,

  • Gece uyku sırasında sık sık uyanma ya da depremle ilgili rüyalar görme,

  • Kapalı alanlarda rahatsız hissetme veya sürekli “çıkış yolu bulmalıyım” kaygısı,

  • “Her an kötü bir şey olacak” düşüncesiyle yaşama,

gibi tepkiler ortaya çıkabilir.

Kişi, bu tepkilerin nedenlerini her zaman net bir şekilde anlayamayabilir. Fakat bilinçaltı, ona “aynı tecrübeyi tekrar yaşamaya karşı” dikkatli olmasını sağlar. Böylece travma, günlük yaşamın görünür olmayan bir parçası haline gelir.

Savunma Mekanizmaları

Travma sonrasında bilinçaltımız, koruma amaçlı çeşitli yöntemler geliştirir. Bu yöntemlere savunma mekanizmaları denir. Aslında bunlar, zihnin acıyı geçici olarak hafifleten “ağrı kesicileri” gibidir; acıyı dindirir ama tamamen ortadan kaldırmaz.

Travma yaşamış bireylerde sık rastlanan bazı savunma mekanizmaları şunlardır:

  • Bastırma: Kişi yaşadığı olayı hatırlamak istemez, bilinçaltı da bunu geri plana atar. Deprem yaşamış birisi, o günü anmamak için bilinçsizce onu zihninden uzaklaştırır. Ancak bu, dönüp kabuslar veya ani korkular olarak ortaya çıkabilir.

  • İnkâr: “Benim başıma bir şey gelmedi, çok da önemli değildi.” diyerek durumu küçümser. Bu aslında kişinin kendini koruma amaçlı geliştirdiği bir reddetme tutumudur.

  • Yansıtma: Kendi içinde hissettiği kaygıyı başka birine yönlendirebilir. Örneğin, deprem sonrası sürekli yakınlarına “dikkatli ol, bir şey olabilir” diye hatırlatmalar yapmak aslında kendi kaygısını dışavurmaktır.

  • Mizah: Bazı insanlar, travmayı hafifletmek için o olayla ilgili espiriler yapar. Bu, duyguları doğrudan yaşamak yerine onları daha kabul edilebilir hale getirme şeklidir.

Bu savunmalar kısa dönemde koruyucu olabilirken, uzun vadede travmanın üstesinden gelinmesini engelleyebilir. Yani zihin bizi korumaya çalışırken, aynı zamanda iyileşmemizi yavaşlatabilir.

İyileşme ve Farkındalık

Travmanın bilinçaltındaki izlerinin tamamen silinmesi zor olabilir. Ancak onları fark etmek, anlamak ve yeni bir perspektifle hayatımıza dahil etmek mümkündür.

Bu konuda farklı yöntemler mevcuttur:

  • Psikoterapi: Özellikle travmaya yönelik terapiler, kişinin yaşadığı durumu güvenli bir ortamda tekrar işlemesine ve duygusal baskısını hafifletmesine yardım eder. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve EMDR gibi yöntemler bu alanda sıkça tercih edilmektedir.

  • Farkındalık Çalışmaları: Meditasyon, nefes teknikleri veya bedene yönelik odaklanma yöntemleri, bireyin bilinçaltındaki gerginliği fark etmesine katkı sağlar.

  • Destekleyici İlişkiler: Anlatımda bulunmak, paylaşımda yer almak ve duyguları açığa çıkarmak, travmanın getirdiği yalnızlık hissini azaltır.

En önemlisi, travmayı inkâr etmek yerine onunla yüzleşmeye cesaret edebilmektir. Çünkü bilinçaltı, gizlemeye çalıştığımız şeyleri bir gün farklı yollarla yeniden hatırlatır.

Sonuç

Travma, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir; hepimiz onunla farklı şekillerde yüzleşiriz. Bilinçaltımız acıları saklasa da bu yük, görünmeyen bir şekilde davranışlarımızı ve duygularımızı etkilemeye devam eder.

Önemli olan, bu izleri fark edip onlara anlam katmaya çalışmaktır.

İyileşme, çoğu zaman unutmakla değil; geçmişi kabullenmek ve onunla yaşamayı öğrenmek ile sağlanır.

Sude Nur Özbey
Sude Nur Özbey
Ben Sude Nur Özbey, psikoloji öğrencisiyim ve klinik psikoloji, çocuk psikolojisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) alanlarına özel bir ilgi duyuyorum. Eğitimim süresince çeşitli çocuk eğitimleri aldım ve BDT dersi sayesinde davranış psikolojisine olan ilgim derinleşti. Kişilik kuramı dersi kapsamında OKKB (Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu) üzerine bir makale çalışması hazırladım. Bunun yanı sıra, hastanenin psikiyatri servisi de dahil olmak üzere beş farklı staj deneyimine sahibim. E-Devlet onaylı çocuk eğitimi sertifikası ve oyun terapisi sertifikası sahibiyim. Şu anda özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi alanında gelişmeye odaklanıyor, akademik bilgiyle klinik uygulamayı birleştirmeyi hedefliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar