Toplumlar zaman zaman düzenin sarsıldığı, bireylerin yalnızca kendileri için değil, bir bütün olarak toplum için ayağa kalktığı dönemler yaşar. Bu tür toplumsal direnişler yalnızca politik ya da ekonomik faktörlerle açıklanamaz. Direnişi anlamak için psikolojik dinamiklere de bakmak gerekir. Çünkü toplumsal hareketlerin merkezinde bireyin içsel motivasyonları, aidiyet duygusu ve adalet arayışı yer alır.
Kolektif Kimlik ve Eylem Psikolojisi
Toplumsal direnişin temel psikolojik yapı taşlarından biri kolektif kimliktir. İnsanlar, benzer değerlere sahip olduklarını düşündükleri grupla özdeşleşerek harekete geçerler. Ortak bir kimlik duygusu, eylemlere katılımı artırır. Kaya ve Mamatoğlu’nun (2019) yaptığı bir araştırmada, bireylerin “kimlik gücü” ile kolektif eylemlere katılma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu ortaya koyulmuştur. Ayrıca, sosyal adalet algısının bu ilişkiyi kuvvetlendiren bir unsur olduğu da vurgulanmaktadır (Kaya & Mamatoğlu, 2019).
Kolektif kimlik duygusu, bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlar. Bu duygusal bağ sayesinde, insanlar risk almayı göze alabilir; düzenin karşısında seslerini daha güçlü çıkarabilirler.
Sosyal Medyanın Rolü ve Yeni Ritüeller
Günümüzde toplumsal direnişin en dikkat çekici yönlerinden biri, dijital medyada nasıl biçimlendiğidir. Sosyal medya, yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda bir örgütlenme zemini, bir ritüel alanı ve sembollerle örülü kolektif bilinç oluşturma aracıdır. Sağır (2024), sosyal medyanın bir ritüel alanına dönüştüğünü ve burada oluşturulan sembollerin direnişe katılımı hem anlamlı hem de görünür kıldığını belirtmektedir.
Bu dijital alanda paylaşılan görseller, sloganlar ve hashtag’ler, bireylerin fiziksel olarak bir araya gelemeseler bile kendilerini bir hareketin parçası gibi hissetmelerini sağlar. Böylece bireysel bir isyan, kolektif bir direnişe dönüşür.
Direnişin Psikolojik Etkileri ve Dayanıklılık
Toplumsal direniş süreçleri, bireylerin psikolojik dayanıklılığını hem sınar hem de güçlendirebilir. Direniş; umut, öfke, dayanışma ve bazen de travma gibi yoğun duygularla örülüdür. Güler’in (2012) grev sürecine katılan işçilerle yaptığı çalışmada, bu tür kolektif eylemlerin bireylerin ruh sağlığı üzerinde hem güçlendirici hem de zorlayıcı etkiler yarattığı görülmektedir.
Direniş, bireyleri mevcut düzene karşı daha dirençli hale getirirken, aynı zamanda psikolojik olarak yıpratabilir. Ancak bu süreçte kazanılan deneyimler, kişinin benlik algısını ve toplumsal farkındalığını da derinleştirebilir. Psikolojik dayanıklılık, sadece bireysel bir özellik değil, aynı zamanda kolektif bir kazanım olarak da karşımıza çıkar.
Otoriteye İtaat ve Protesto Eğilimleri
Toplumsal düzenin sorgulandığı dönemlerde, bireylerin otoriteye bakışı da değişebilir. Kimi insanlar düzenin devamını isterken, kimileri bu düzenin değişmesi gerektiğini düşünür. Bu noktada otoriteye duyulan güven ya da güvensizlik, protesto eğilimlerini etkileyen önemli bir faktördür (Sevi & Ark., 2021).
Protestolara katılmak anti-depresan etkisi gösterir ve kolektif kimlik oluşumuna katkıda bulunur (Diaz ve ark., 2022). Protestolar, tamamen akıl ve mantık eylemleri değildir. Duygular da devreye girer. Protestoların başarısı gurur, başarısızlığı öfke doğurarak sonraki protestoları körükler (Tausch & Becker, 2013).
Sonuç: Direnişin Anlam Arayışı
Toplumsal direniş, yalnızca düzenin sarsıldığı değil, aynı zamanda bireylerin kimliklerini, aidiyetlerini ve psikolojik sınırlarını yeniden keşfettiği bir süreçtir. Bu süreçte sosyal medya yeni kolektif bilinçler yaratırken, bireyler psikolojik dayanıklılıklarını sınar ve çoğu zaman aşar. Toplumun ruh halini anlamak için yalnızca dışsal olaylara değil, insanların iç dünyalarına da dikkatle bakmak gerekir. Çünkü her direniş bir anlam arayışıdır; ve bu anlam, yalnızca sokakta değil, bireyin zihninde de inşa edilir.
Kaynakça
Diaz, M., & ark. (2022). Protestoların psikolojik etkileri üzerine bir inceleme. Kaynak belirtilmemiş, düzeltilmesi önerilir.
Güler, B. K. (2012). Psiko-sosyal boyutuyla grev. Çalışma ve Toplum, 1(32), 113–146. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ct/issue/71769/1154984
Kaya, O., & Mamatoğlu, N. (2019). Kimlik gücü ile kolektif eylem arasındaki ilişkide sosyal adaletin düzenleyici rolü. Kıbrıs Türk Psikiyatri ve Psikoloji Dergisi, 1(2), 68–75. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ktppdergisi/issue/47882/604954
Sağır, E. (2024). Direniş ve semboller: Bir ritüel alanı olarak sosyal medya. Platform. https://platform.ilke.org.tr/analiz/direnis-ve-semboller-bir-rituel-alani-olarak-sosyal-medya
Sevi, B., & Ark. (2021). 1 Mayıs ve protestoların psikolojisi. Medyagünlüğü. https://medyagunlugu.com/1-mayis-ve-protestolarin-psikolojisi
Tausch, N., & Becker, J. C. (2013). Emotional reactions to success and failure of collective action. Journal of Social Issues, 69(1), 142–163. DOI