Çarşamba, Kasım 26, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Peter Pan Sendromu

Günümüz dünyasında “yetişkin olmak” her zamankinden daha büyük bir yük gibi görünüyor; iş bulmak, ilişkileri yönetmek ve bağımsız bir yaşam kurmak birçok kişi için heyecan verici olsa da, bazı yetişkinler için oldukça ürkütücü bir tablo yaratabiliyor.
Oysa büyümek yalnızca yaşın ilerlemesi değil, sorumluluk almak, duygusal olgunluk geliştirmek ve benlik inşasını tamamlamak gibi önemli psikolojik aşamaları içeriyor. Tam da bu noktada bazı bireyler takılıp kalıyor ve yetişkinliğe geçiş sürecinden kaçınma eğilimi gösteriyor. Bu davranış Peter Pan Sendromu olarak adlandırılıyor. Modern toplumda giderek daha sık görülmesi ise bu sendromu, çağın ruhunu yansıtan önemli bir psikolojik kavram haline getiriyor.

Peter Pan Sendromu Nedir?

Peter Pan Sendromu, yaşamın yetişkinlik dönemine özgü sorumluluklarından kaçınma, bağımsızlık geliştirmede zorlanma, uzun süre ebeveynlere bağımlı yaşama ve duygusal ilişkilerde olgunlaşamama gibi belirtilerle karakterizedir (Kiley, 1983). Kavram ilk kez psikanalist Dan Kiley tarafından ortaya konmuştur ve daha çok “yetişmek istemeyen yetişkinler” için kullanılır.
Bu bireylerin ortak özelliği, hem sosyal ilişkilerde hem de akademik veya iş yaşamında “çocukça kalma” eğilimidir. Ancak bu durum tembellik ya da basit bir isteksizlik değildir; kişinin gelişimsel süreçte karşılanmayan bazı ihtiyaçlarının bir yansımasıdır. Çünkü büyümek onlar için yalnızca bir fiziksel olgu değil, kaygı uyandıran bir duygusal tehdittir.

Psikolojik Arka Plan: Neden Büyümek Korkutucu?

Peter Pan Sendromu’nun en önemli psikolojik kökenlerinden biri bağlanma stilleridir. Özellikle kaçınan bağlanma stiline sahip bireylerin, özerklik ve yakınlık arasında sağlıklı bir denge kurmakta zorlandıkları, bu nedenle sorumlulukları tehdit edici bir unsur olarak algıladıkları bilinmektedir.
Bunun yanında aşırı koruyucu ebeveynlik, çocuğun kendi problem çözme becerilerini geliştirmesini engelleyebilir. Böylece birey yetişkin olduğunda bile karar almaktan kaçınma, risk üstlenmeme ve dış destek arama davranışlarını sürdürür. Bu noktada Peter Pan Sendromu, yalnızca bir davranış biçimi değil, çocukluktan taşınan bir bağımlılık yapısının yetişkinlik izdüşümüdür.

Peter Pan Sendromu Neden Son Dönemde Artış Gösteriyor?

Modern kültürün beklentileri, ekonomik belirsizlikler ve ilişkilerin kırılganlaşması, genç yetişkinlerin sorumluluk almaktan daha çok korkmasına neden olabiliyor. Özellikle 20’li yaşlara denk gelen “geç ergenlik” dönemi artık psikolojide ayrı bir dönem olarak kabul ediliyor. Bu dönemin uzaması, yetişkinliğin ertelenmesine zemin hazırlıyor.
Ayrıca sosyal medyada idealize edilen “sorunsuz yaşam” imajları, bireylerin gerçek hayattaki zorluklarla yüzleşme kapasitesini zayıflatıyor. Böylece bir grup yetişkin, yüksek beklentiler ve düşük dayanıklılıkla yetişkinlik rollerinden uzak kalıyor.
Yani Peter Pan Sendromu sadece bireysel bir özellik değil; aynı zamanda çağın ruhuyla da ilişkili bir olgu.

Yakın İlişkilerde Peter Pan Etkisi

Bu sendromun en görünür olduğu alanlardan biri romantik ilişkilerdir. Peter Pan eğilimli bireyler genellikle:
• uzun süreli ilişkilerden kaçar,
• sorumluluk gerektiren adımları (birlikte yaşama, evlilik, kariyer kararları) erteler,
• partnerlerinin ebeveyn rolünü üstlenmesini bekleyebilir.

Bu durum ilişkinin dengesini bozar ve ilişkide eşitsizlik, karşılanmayan ihtiyaçlar, duygusal yorgunluk ortaya çıkar.

Peter Pan Sendromu İle Başa Çıkma: Bir Çıkış Mümkün mü?

Peter Pan Sendromu kalıcı bir karakteristik bozukluk değildir. Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi ve şema terapi, bu bireylerin kaçınma davranışlarını anlamalarına ve sorumluluk almaya yönelik adımlar geliştirmelerine yardımcı olur.
Terapi süreçlerinde genellikle:
• sorumluluk almaktan kaçınmanın kökenleri,
• bağımlılık ve özerklik dengesi,
• yetişkinliğe dair irrasyonel inançlar,
• duygusal dayanıklılık becerileri
üzerinde çalışılır.

Kişi, çocuklukta geliştirdiği “korunma” şemasının yetişkinlikte artık işlevsel olmadığını fark eder.

Unutmayın ki:
Büyümek bazen korkutucu olabilir ama sorumluluk almak, duygusal olgunluk geliştirmek ve kendi hayatının öznesi olmak bireyin kendine verebileceği en büyük hediyedir.

Kaynakça

Cafferty, D. (2020). Adulting and delayed responsibility: Understanding modern developmental challenges. Journal of Contemporary Psychology, 15(2), 45–59.
Fraley, R. C., & Shaver, P. R. (2000). Adult romantic attachment: Theoretical developments and emerging controversies. Review of General Psychology, 4(2), 132–154.
Kiley, D. (1983). The Peter Pan Syndrome: Men Who Have Never Grown Up. Dodd, Mead & Company.

Şevval Deniz Yenel
Şevval Deniz Yenel
Şevval Deniz Yenel, psikoloji lisans eğitimini Bahçeşehir Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Şema Terapi alanlarında uzmanlaşmıştır. Eğitimi süresince travma psikolojisi, psikopatoloji, sosyal ve bilişsel psikoloji gibi alanlarda çalışmalar yürütmüş, saha araştırmalarında aktif olarak yer almıştır. Şu an özel bir klinikte ve Türk Psikologlar Derneği’nde görev almakta; çocuk, ergen ve yetişkin gibi farklı yaştaki bireylere yönelik deneyimler edinmektedir. Şevval Deniz Yenel; doğru bilinen yanlışları vurgulayarak bilgi kirliliğini azaltmak, sağlıklı ve güvenilir bir ortam oluşturmaya yardımcı olmak amacıyla içerik üretmeye devam etmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar