Pazartesi, Ağustos 4, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Partnerlikte “Ben” ve “Biz”: Bireysellik ile Bağlılık Arasındaki Denge

İlişkiler “Ben” ve “Biz”in Aynasıdır

İlişkiler, sadece iki insanın bir araya gelmesi değildir; kişisel hikâyelerin, değerlerin, ihtiyaçların ve sınırların iç içe geçtiği özel bir alandır. Her birey, ilişkiye hem kendine özgü bir “benlik” duygusuyla (“Ben”) hem de yakınlık ve aidiyet beklentileriyle (“Biz”) girer. Tam da bu özerklik ile bağlılık arasındaki hassas denge, ilişkinin kalitesini ve sürdürülebilirliğini belirler.
Çoğu zaman partnerlik, “biz” uğruna kendimizden vazgeçmek zorundaymışız gibi görülür. Oysa psikoloji gösteriyor ki sağlıklı ilişkiler, kişinin kendini kaybetmesini değil; aksine, kendini geliştirmesini ve bu gelişimi ilişkiye taşımasını teşvik eder. “Ben” ve “Biz” arasındaki denge, basit bir uzlaşmadan çok; karşılıklı saygı, sınırlar ve ortak büyümeyi içeren dinamik bir süreçtir.

Bireysellik ile Bağlılık Arasındaki Dinamik

Sağlıklı bir ilişkinin merkezinde, bireysel kimlik (“Ben”) ile ortak bağlılık (“Biz”) arasında kurulan denge vardır. Kendini Belirleme Teorisi (Deci & Ryan, 2000), insanların temel ihtiyaçlarını özerklik, bağlılık ve yeterlilik olarak tanımlar. İlişkilerde bu, kişinin hem kendini ifade etme hem de duygusal bağ kurma ihtiyacını karşılaması anlamına gelir.
Partnerlerin hem kendi sınırlarını koruyabildiği hem de ortak bir “biz” duygusu inşa edebildiği ilişkiler daha güçlü ve doyurucu olur (Kumashiro, Rusbult & Finkel, 2008). Birinin tamamen kendinden vazgeçmesi, genellikle duygusal tükenmişlik ve sınır sorunlarına yol açar. Tam aksine, yalnızca bağımsız yaşamak da ilişkideki bağlılık ve aidiyet duygusunu zayıflatır.
Psikoloji literatüründe “bireyselleştirilmiş karşılıklı bağımlılık” (Aron ve ark., 1991), partnerlerin birbirlerini hayatlarının bir parçası hâline getirmesini, ama bunu yaparken kimliklerini kaybetmemesini anlatır. Sevgiyle “benliği genişletmek” (“expansion of the self through love”), hem bireysel hem de ilişkisel gelişimi mümkün kılar.

“Biz” İçinde “Ben” Olmak

Sağlıklı bir ilişki, “ben” ile “biz” arasında seçim yapmak yerine, “biz” içinde “ben” olarak var olabilmeyi gerektirir. Bu; kişisel sınırların korunduğu, aynı zamanda açıklık ve karşılıklı özenin olduğu bir bağlılık hâlidir. İlişki; sadece kendimiz olabildiğimiz değil, aynı zamanda birlikte büyüyebildiğimiz bir alan olur.
Gerçek yakınlık; tamamen birleşmekle değil, bireyselliğe duyulan karşılıklı saygıyla kurulur. Böylece iki özgün “Ben”, ortak bir “Biz” yaratarak hem kendilerini hem ilişkilerini güçlendirir.

Kaynakça:

  1. Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2000). The “what” and “why” of goal pursuits: Human needs and the self-determination of behavior. Psychological Inquiry, 11(4), 227–268.

  2. Kumashiro, M., Rusbult, C. E., & Finkel, E. J. (2008). Navigating personal and relational concerns: The quest for equilibrium. Journal of Personality and Social Psychology, 94(2), 327–346.

  3. Aron, A., Aron, E. N., Tudor, M., & Nelson, G. (1991). Close relationships as including other in the self. Journal of Personality and Social Psychology, 60 (2),241-253.

Hanife Musa
Hanife Musa
Hanife Musa, psikoloji alanında lisans ve yüksek lisans eğitimini Bulgaristan’da tamamlamış, ardından İstanbul’daki Marmara Üniversitesi’nde doktora derecesi almıştır. Doktora tezinde, otizmli çocukların ebeveynlerinde iyi oluş, psikolojik sağlamlık, bilişsel esneklik ve merhamet kavramlarını incelemiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi, Pozitif Psikoterapi, Çözüm Odaklı Terapi, Narrative Terapi, Aile Danışmanlığı ile çocuklara yönelik oyun, masal ve bilişsel terapi gibi pek çok alanda uzmanlık eğitimi almıştır. Psikoloji eğitiminin yanı sıra İslami ilimler alanında da eğitim görmüş ve İslam Teolojisi bölümünü başarıyla tamamlamıştır. Psikolojik bilgi birikimini manevi temellerle harmanlayarak hem bilimsel hem de bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürmektedir. Akademik yazarlık tecrübesine sahip bir psikolog olarak, bilimsel makale yazımına Bulgaristan’da başlamış; bu alandaki çalışmalarını Türkiye’de de aktif biçimde sürdürmektedir. Özellikle stres, umut, azim, dindarlık ve maneviyat gibi konular üzerine yayımlanmış bilimsel çalışmaları bulunmaktadır. Çeşitli kuruluşlarda gönüllü psikolog olarak görev almakta ve ihtiyaç duyan bireylere destek sunmaktadır. Terapötik uygulamalarının yanı sıra eğitimler, seminerler ve yazıları aracılığıyla bireylerin psikolojik iyi oluşlarını desteklemeyi amaçlamaktadır. Psikoloji ve çocuk gelişimine olan ilgisini edebi alana da taşıyan Hanife Musa’nın kaleme aldığı Kalbin Saati adlı bir çocuk kitabı yayımlanmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar