Çarşamba, Eylül 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Neden Hep Kendimi Aynı Şeyleri Yaşıyorken Buluyorum?

Hayatımızın bazı dönemlerinde kendimizi, yaşadıklarımızı sorgularken buluruz. Elbette ki her zaman bu sorgulama hali içerisinde bulunmayız. Ancak bazı yaşantılar bizleri o kadar yoğun etkiler ki işte o zaman hayatımızı gözden geçiririz. Bu bize aslında tekrar eden döngülerimize odaklandığımız bir an olur ve kendimize şu soruyu sorarken buluruz: Neden hep aynı şeyleri yaşıyorum?

Tüm bunlar niçin başıma geliyor, neden hep üzülen, terk edilen, güveni suistimal edilen, belki görmezden gelinen ya da başarısız olan, kaybeden ben oluyorum? Bu başıma gelenler kader mi, çok mu şanssızım yoksa ben de bir sorun mu var? Zaman, değişiyor, mekân değişiyor, etrafımdaki insanlar değişiyor ama hikâyenin sonu hep aynı. Aynı sonucun içinde yine kendimi bunları düşüyorken buluyorum dediğiniz anlar.

Peki bu yaşanılanlar gerçekten kader mi yoksa bir şekilde tercihlerimiz sebebiyle mi bu döngülerin içerisinde yer alıyoruz? İşte bu sorunun cevabı, bizi biz yapan, kendimize, diğer insanlara ve dünyaya dair geliştirdiğimiz inançlarımızda saklıdır. Bu inanç ya da bakış açıları “şema” olarak adlandırılmaktadır.

Şemalar Yaşamımızı Nasıl Etkiler?

Şemalar, yaşamımızın erken dönemlerinde yakın çevremizle kurduğumuz ilişki, etkileşim biçimleri ve yaşam deneyimleri sonucunda kendimize, dünyaya ve diğer insanlara yönelik belirli inançlar geliştirir ve zaman içerisinde içselleştiririz. Böylelikle şemalar bir süre sonra duygularımıza, düşüncelerimize, davranışlarımıza ve hayat tercihlerimize yön vermeye başlarlar. Yaşamlarımız için birer kılavuz görevi görmeye başlarlar.

Eğer ki büyüdüğümüz çevre, sıcak, güvenli, sağlıklı ilişkilerin yer aldığı, ağırlıklı olarak olumlu yaşam deneyimlerinin yer aldığı bir atmosferi barındırıyorsa, bu bağlamda daha uyumlu inanç ve başa çıkma biçimleri geliştirmemize ve yaşam doyumu yüksek, işlevsel bir hayat sürdürebilmemize olanak sağlaması muhtemeldir.

Ancak büyüdüğümüz çevre sağlıksız bir atmosferi barındırıyor ve en temel duygusal ihtiyaçlarımız ihmal ya da istismar ediliyorsa, o halde ileride kendimizi tekrar eden sağlıksız örüntülerin içerisinde bulmamıza neden olan şemaların temelleri atılmış olacaktır.

Neden Geçmiş Geçmişte Kalmıyor da Biz Bu Kalıpları Yetişkinlik Dönemine Taşıyoruz?

Erken dönem yaşam deneyimleri doğrultusunda oluşan şemalar, kendimize, dünyaya ve diğer insanlara yönelik belli inanç ve beklentiler oluşturduğundan ve hayatımızda birer kılavuz görevi görerek, duygularımıza, davranışlarımıza, inanç ve beklentilerimize, ilişkilerimize ve yaşam tarzımıza yön verdiğinden bahsetmiştik.

Şemalar, yaşamımızda kendini gerçekleştiren kehanet gibi çalışırlar. Neye inanıyorsak, ne bekliyorsak bir şekilde ya bunu gerçekleştirecek seçimler yaparız ya da tercihlerimiz doğru bile olsa bir şekilde bir şeyleri sabote ederek günün sonunda inançlarımızı haklı çıkarırız.

Bunu bir örnekle açıklayacak olursak: İnsanlara güvenmekle ilgili zorlukları olan bir birey, bunu güvenilmesi zor, değişken, öngörülemez insanlarla ilişkilenerek deneyimleyebilir. Ya da ilişkilerinde kendisine güven sorunu hissettirmeyecek kişilerle birlikte olsa bile, bu sefer kendisi belki ketum davranarak veya karşısındakinin niyetini anlamaya yönelik tavırlarıyla karşılarındaki insanları kendinden uzaklaştırmasına veya güvenlerinin kırılmasına yol açarak ilişkilerini sabote edebilir.

Defalarca Aynı Olumsuz Sonuçları Deneyimlememize Rağmen Neden Bu Kısırdöngünün İçerisinden Çıkamıyoruz?

Şemaların, yaşamımız için kılavuz görevi görerek tüm yaşam alanlarımıza yön verme eğiliminden söz etmiştik. Zihnin tanıdık ve bildik olana çekilip rahat edebileceği şekilde davranış ve tercihlerimizi yönlendirmesi, bir yerde zihnin kendi içinde konfor alanı oluşturmasının sonucudur.

Böylelikle ne kadar üzülürsek üzülelim, ne kadar canımız yansa da, ne kadar hüsrana uğrasak da, alışılmış olanı tercih etmenin ve alışkın olunan şekilde davranmanın konforu ve emniyeti altında aynı döngülerin içerisinde yer almaya devam ederiz.

Bu satırları okurken belki aklınızdan “Karşılaştığım insanları daha önce tanımıyordum, birbirinden farklı, farklı koşullarda, farklı ortamlarda karşılaştığım kişilerdi” gibi cümleler geçiyor olabilir. Bilin ki bu durum da bilinçdışınız çok önce bir ipucu, ortak bir noktayı sizden önce yakalayacaktır. Unutmayın, bilinciniz unutabilir ama bilinçdışınız unutmaz. Bu tekrarlayan yaşantılar esasında zihnin bir nevi bilinçsizce iyileşme çabasının bir sonucu olarak deneyimleriz.

Bu Döngülerin İçerisinden Çıkılabilir mi, Şemalar Değişebilir mi?

Değişim elbette ki çaba isteyecektir. Alışkanlıkların dışına çıkmak kolay değil ancak imkânsız da değildir. Bir uzman rehberliğinde şemaların kökenlerine inerek, tekrar eden döngülerin farkına varıp, yaşamın erken dönemlerine ait incinmişlikleri onararak daha sağlıklı duygu, düşünce ve davranış kalıplarına sahip olabilir, sağlıklı ilişki ve hayat tercihlerini hayatımıza dahil edebiliriz.

Çocukken pasiftik, tercih yapma şansımız olmamış olabilir ama artık hayatımızın akışına müdahale edebilecek kuvvete sahibiz.

Unutmayın! Geçmişimizi değiştiremeyebiliriz ancak bu günümüzü ve geleceğimizi değiştirebiliriz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar