Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

“Kelebekler” Filmi ve “Aynı Yası Farklı Yaşayanlar”

Bireyin hayatını önemli düzeyde etkileyen süreçlerden biri yas sürecidir. Yas her zaman bireye özgü bir süreç olarak kalsa da toplum ve kültürle alakalı olarak sürekli normları var olan bir süreç olarak nitelendiriliyor. Bu konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma yaparak literatüre en çok katkıda bulunan ise Dr. Kenneth Doka’dır. O, yasın normlara sahip olmadığını ve herhangi bir kalıba sığamayacağını savunuyordur. Her yasın herhangi bir şekilde yaşanacağını ve her yasın yaşanmayı hak eden bir süreç olduğunu belirtiyor. Dr. Kenneth Doka yaşanmaya hak görülmeyen yaslara “haklarından mahrum edilmiş yas” terimini vermektedir. Yasın farklı kalıplarla işlendiği filmlerden biri de “Kelebekler” filmidir.

Kelebekler filmi, üç kardeşin 30 sene sonrası ilk kez bir araya gelmesini ve baba kaybını nasıl yaşadıklarını inceliyor. Üç farklı karakterin babaya karşı olan tavrı ve kaybın verdiği acının şekli de hikâyenin ana konusudur. Üç farklı hayata sahip olan kardeşler, en son 30 sene önce gördükleri babaları ile hiç konuşmamışlardır. Hatta birbirleri ile bile çok iletişimleri yoktur.

Kardeşlerden en büyüğü olan Cemal, babasının çağırmasıyla Türkiye’ye geri dönüyor ve diğer kardeşlerini de alıp köye baba ziyaretine gidiyor. Fakat vardıklarında babalarının vefat ettiği gerçeği ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu gerçek, bir sürü kırgınlıkların ve soru işaretlerinin yeniden ortaya çıkmasını tetikliyor. Durumları daha da karıştıran şey babanın vasiyeti. Baba, vasiyeti üzerine köye kelebeklerin akın ettiği gün defnedilmek istediğini ve cenaze sonrası köydeki çobana ulaşmaları gerektiğini belirten bir mektup bırakır üç kardeşe.

Cemal – Büyük Abi
Cemal’in karakteri sessiz, sorumluluk sahibi ve neşeli olarak işlenmiştir. Fakat hikâye ilerledikçe Cemal’in aslında problemlerini maskeleme şeklinin bu olduğu ortaya çıkıyor. Öfkesini genellikle ironi ile gösteren Cemal, aslında bir nevi gerçeklikten kaçınıyordur. Bunu gösteren sahnelerden biri de babanın gömülme sahnesidir. Astronot kostümüyle cenazeye gelen Cemal, yasını bu şekilde yaşamaya çalışıyor. Yaşadığı duygusal ifade şekli birçok kişi tarafından cenaze esnasında konuşulsa da Cemal’i rahatsız etmiyor. Çünkü bu onun duygularını maskeleme şeklidir. Onun için babası 30 sene önce onu bırakıp giden ve arkasından yası çok da hak etmeyen biri. Buna rağmen bastırılmış bir yas yaşıyor. Sorumluluk sahibi olması ve aslında içten içe babasını önemsemesi de vasiyetin gerçekleşmesini istemesiyle verilmektedir.

Kenan – Ortanca Kardeş
Bu karakter, kimlik arayışında olan, daha çok hikâyede hüznü temsil eden bir birey. Kardeşler arasında aksi çocuk olan o. O her zaman takdire ihtiyaç duyan ve her ne kadar sert gözükse de kırılgan bir kişiliğe sahip bir karakter. Onun babasına karşı olan duyguları ilk başta negatif olsa da, kardeşler arası kurulan rakı masasında, duygularının o kadar da net olmadığı belli olur. O, vefat haberini alınca nötr karşılıyor fakat haber sonrası hüznü maskeliyor. Gazete sahnesinde duygularını ne kadar bastırsa da, bir sonraki rakı masası sahnesinde yaşananlara Kenan’ın asıl tepkisi ortaya çıkıyor. “Babam için önemliydim” bilgisi sonrası, geç geldiğine pişman olması da rakı sofrasında çıkan kavgada verilmektedir. İlk başta babasını görmek istemeyen Kenan, aslında biraz daha erken haber verilseydi yetişeceğini öğrenince çok sinirlenir ve Cemal’le sürekli kavga eder. Film boyunca iki karakter arasında bir soğuk savaş vardır. Cenaze sahnesinde nedeni belli oluyor, fakat bu katarsis sonrası aralarının nasıl olduğu ile alakalı bir bilgi verilmemektedir.

Suzan – Küçük Kardeş
Ailenin dengesiz kızı, öfke patlamaları olan, evliliği yeni biten ve hassas olan karakter. Ailesi ile ilgili en az hatıraya sahip ve tüm film boyunca aslında bir aileye sahip olmak için çabalayan tek karakter. Baba evinde geçirilen ilk gecede Kenan’la yaptığı konuşma aslında bize aile boşluğunun onun için ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Kenan’ın ısrarla unutmaya çalıştığı hatıralara, Suzan’ın aslında dört kolla sarılmaya çalışmasını gösteriyor bu sahne. Küçükken terk edilen Suzan, “neden?” sorusunun cevabını bulmaya geldiği baba evinde, yasını zaman zaman “aşırı” yaşaması sebebiyle çok ciddiye alınmaz. Bununla beraber, histerik tepkiler de veren Suzan bir yandan da tepkilerini bastırmaya çalışır. Babasına duyduğu öfke her ne kadar derin olsa da, o babasının sevgisini hissetmek de ister. Duygularını açık açık paylaşamasa da zaman zaman verdiği aşırı tepkiler anormal karşılanır.

Alışık olduğumuz, yani normlarımıza uyan yas süreci yaşamayan üç kardeş, toplum tarafından nasıl yaslarının şekillendiğini, kabul görüp görmediğini ve kimlere yas hakkı tanındığını bize yansıtıyor. Filmde, çocuklarını terk ettiği için yasının tutulmasını “hak etmeyen” bir babaya karşı üç ayrı kardeşin ortak yası ne kadar bireysellik taşıyorsa da, farklı yaşanabilecekleri yansıtılıyor.

Tüm bunların üzerine, kelebeklerin akını ve ölümü filmde bir nevi çözülmeyi ve bitişi sembolize eder. Tam her şeyin konuşulduğu an, yani katarsis anında kelebekler aniden belirirler ve gömülme sonrası da ölürler.

Bu film, yas sürecinin bir normu olmadığını ve çeşitli sebepler dolayısıyla olamayacağını yansıtan bir yapım. Yas, kuralı olan bir oyun değil; yaşanması gereken bireysel bir süreçtir ve her türlü yas tutma şekli saygıyı hak eder

Khumar Mammadzada
Khumar Mammadzada
Kastamonu Üniversitesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi olarak, aile danışmanlığına olan ilgim son iki yıl içinde giderek arttı. Bu alandaki bilgi ve deneyimimi geliştirmek amacıyla çeşitli eğitim ve seminerlere katıldım. Katıldığım seminerler ve eğitimler, aynı zamanda Rusça, İngilizce ve Azerbaycanca dillerini bilmem, bu alanda bana önemli bir avantaj sundu ve farklı kültürlerden gelen bireylerle de etkili bir şekilde iletişim kurmamı sağladı. Yüksek lisansımı aile danışmanlığı üzerine yapmayı planlıyorum, ancak son zamanlarda ilgilendiğim yas süreci üzerine yaptığım araştırmalarla da ilgi alanımı genişletiyorum. Hedefim, bireylerin partnerleriyle yaşadıkları sorunlara ışık tutmak, ayrılık sonrası süreçlerini kolaylaştırmak ve katarsis sağlayarak onları daha sağlıklı bir şekilde iyileşmeye yönlendirmektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar