Çarşamba, Aralık 3, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Hayatın Taslağını Çizerken Çizgilerin İçini Boyamayı Unutmak: Varış Yanılgısı

İnsan zihninde yaşanan en sessiz ve güçlü çatışmalardan biri geleceği kurma arzusu ile bugünü yaşama ihtiyacı arasındaki gerilimdir. Hepimizin zihninde hayata dair bir taslak vardır; eğitim, kariyer, ilişki, başarı… Zihnimiz, bu taslağı ne kadar titizlikle çizersek o kadar güvende olacağımıza inanır. Fakat zamanla bu çizgiler, yaşamanın, şimdinin önüne geçer ve taslağı çizmekten çizgilerin içini boyamaya zaman kalmaz; böyle olunca hayatın en küçük, en canlı ayrıntıları gözümüzün önünden kaçar.

Bu cümleler tanıdık gelecektir sizlere de: ‘’Şu sınav bitsin, rahatlayacağım.’’, ‘’Şu işe gireyim/atanayım, her şey yoluna girecek.’’, ‘’Bir ilişkiye başlayayım, daha mutlu olacağım.’’, ‘’Bir tatile çıkayım, bütün sıkıntılarım geçecek.’’

Sonra ne oldu? Hedef tamamlandığında yaşanan tatmin genellikle kısa süreli olur ve yerini hızla yeni bir hedefin peşinde koşma gereksinimine bırakır. Araştırmalar, beynin ödül kimyası olan dopaminin, ödül elde edildiğinde değil, ödül beklendiğinde zirveye ulaştığını göstermektedir (Schultz, 2015). Bu durum, zihnimizi sürekli geleceğe yönelten bir hedef kültürü yaratırken bedenimizi ise şimdiki anda bırakır. Böylece hayat, bir türlü varamadığımız bir sonraki aşamanın bekleme salonu gibi hissettirmeye başlar.

Psikolojide buna varış yanılgısı (arrival fallacy) denir.

Varış Yanılgısının Psikolojik Arka Planı

Pozitif psikolojinin önemli isimlerinden psikolog Dr. Tal Ben-Shahar tarafından ortaya atılan bir terimdir ve belirli bir hedefe ulaşmanın uzun vadeli mutluluk getireceğine olan inancı ifade eder. “Şu olduktan sonra mutlu olacağım” cümlesi, bu inancın tipik bir yansımasıdır. Ancak hedef gerçekleştiğinde beklenen tatmin gelmeyebilir ve mutluluk, sürekli ileri zamana itilmiş bir kavram olarak kalabilir.

Geleceğe odaklanmak hedef belirlemek ve gerekli motivasyon ile başarıyı elde etmek için gerekli olsa da, aşırı olduğunda bireylerde kaygı ve baskı yaratabilir (Fried & Slowik, 2004). Klinik perspektifte, aşırı planlama davranışı sıklıkla kaygı ile ilişkilendirilir. Belirsizliki azaltma isteği, kontrol hissini artırsa da davranışsal düzeyde spontane deneyimlere tahammülü düşürür. Bu durum da yaşamın akışına katılma kapasitesini zayıflatabilir.

Sonuç Odaklı Yaşamdan Süreç Odaklı Yaşama

Varış yanılgısı, bireyin yaşam hikayesini yalnızca sonuçlar üzerinden görmesine sebep olur. Kişi, değerini “ne başardığı” üzerinden tanımladıkça süreçteki küçük ilerlemeler görünmez olur. Oysa hayat büyük taslaktan çok, sıradan ama gerçek anlardan oluşur. Atılan küçük bir cesaret adımı, bir arkadaşla kurulan sıcak sohbet, yolda yürürken küçük bir çocuğun gülümsemesi… Bunlar taslağın içini boyayan renklerdir.

Çizgilerin içini boyamak aslında “akış” halinde olmaktır. Psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’nin tanımladığı bu kavram, bireyin yaptığı işe tamamen daldığı, zaman algısını yitirdiği ve yüksek bir tatmin hissettiği anları ifade eder. Varış yanılgısı, bu akış halini engeller. Bu farkındalık da bizi psikolojinin en güçlü çözüm pratiklerinden birine, mindfulness’a (bilinçli farkındalık) götürür.

Varış Yanılgısını Yenmek

Bu, hedeflerden vazgeçmek ya da geleceği tamamen bırakmak anlamına gelmez. Önemli olan nokta, hedeflerle kurduğumuz ilişkiyi dönüştürmektir. Mutluluğu bir varış noktasına sıkıştırmak yerine yolculuğa yaymak, hem psikolojik iyi oluşu hem de yaşam deneyimini zenginleştirir.

• Anlamlı Hedefler Belirlemek
Hedefler, kişisel değerlerle uyumlu olduğunda daha anlamlı ve sürdürülebilir olur.
‘’Bu hedef gerçekten benim için mi önemli, yoksa başkalarının beklentileri nedeniyle mi istiyorum?’’

• Sürecin Küçük Adımlarını Görmek
Büyük hedefe ulaşana kadar yürünülen yolda atılan her adım değerlidir. Hedefi küçük parçalara ayırmak sürecin anlamını artırır. Aynı zamanda her küçük ilerlemenin fark edilmesi, beynin ödül sistemini harekete geçirir ve motivasyonu besler.

• Esneklik
Hedefe giden yol nadiren düz bir çizgidir. Esneklik, plan değişimlerini tehdit olarak değil, yolculuğun doğal akışı olarak görülmesini sağlar. Bunun yanında kişisel şefkat geliştirmek de önemli bir adım olacaktır. “Bu yolda kendime nasıl daha nazik/anlayışlı olabilirim?” Kişi kendini sabote etmeden gözlemlemeyi öğrendiğinde hedeflerini de daha sağlıklı ve esnek bir şekilde düzenleyebilir.

Sonuç

Sonuç olarak, elbette hedeflerimiz olacak. Hayatın taslağı olmadan özgürlük bir süre sonra belirsizliğe dönüşür. Fark edilmesi gereken şey taslağın tek başına bir yaşam yaratmadığıdır. Planlar, içi dolduğunda anlam kazanır. Zihin taslak çizer, kalp renkleri…

Taslağımız ne kadar kusursuz olursa olsun ona can veren şey renklerdir. Belki de bu nedenle kendimize zaman zaman şunu sormamız gerekir:
Bugün hedeflerim için ne yaptım?
Ve en az onun kadar önemli olanı:
Bugün resmime hangi rengi ekledim?

Kaynakça

https://nesslabs.com/arrival-fallacy
Tamkin, Gary W. 2022. Getting Out of Your Own Way: Overcoming Arrival Fallacy & Engaging the Happiness Advantage. PDF presentation.
https://www.verywellmind.com/what-is-arrival-fallacy-6561079

Helin Kaya
Helin Kaya
Helin Kaya, Gaziantep Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden mezun olmuştur. Eğitim sürecinde okullarda stajyer psikolojik danışman olarak görev almış, süpervizör eşliğinde bireysel danışmalar yürütmüştür. Aktif olarak mesleğini sürdürmekte ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. İlgi alanları arasında çocuk ve ergen psikolojisi, aile danışmanlığı ve eğitim danışmanlığı yer almaktadır. Bu alanlarda kendini geliştirmeyi hedeflemektedir. Psikolojiyi yaşamın her alanına dokunan bir bilim dalı olarak gören Kaya, bireylerin kendilerini tanımalarına, potansiyellerini keşfetmelerine ve yaşamlarında denge kurmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Yazılarında birbirinden farklı birçok konuyu ele alarak psikolojik bilgiyi akademik temelden uzaklaşmadan, herkesin anlayabileceği samimi bir dille aktarmayı hedeflemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar