Hayatın pek çok anında yapılması gerekenleri “sonra hallederim” düşüncesiyle geri plana atmak, birçok kişiye tanıdık gelebilir. Kısa vadede rahatlama sağlayan bu davranış biçimi, uzun vadede stres, pişmanlık ve başarısızlık duygusunu beraberinde getirebilir. Bu yazıda, ertelemenin altında yatan zihinsel süreçleri inceleyerek, çözüm yollarını bilişsel psikoloji penceresinden ele alacağız.
Erteleme Davranışı Nedir?
Erteleme, bireyin bir işi gerçekleştirmesi gereken zamanda harekete geçmemesi ve bunu bilinçli olarak başka bir zamana bırakmasıdır. Bu durum, yalnızca tembellik değil; aynı zamanda bireyin zihinsel süreçleriyle, öz disiplin becerileriyle ve zaman algısıyla yakından ilişkilidir. Erteleme davranışı genellikle görevle ilgili algılar, bireyin kendine yönelik beklentileri ve çevresel faktörler gibi birçok etkenin birleşimiyle oluşur.
Neden Erteleriz?
- Anlık Tatmin Arayışı
İnsan doğası gereği, hemen gerçekleşecek hazlara uzun vadeli getirilerden daha fazla eğilim gösterir. Bu nedenle, keyif verici ama önemsiz bir etkinliği seçmek çoğu zaman daha cazip gelir. Örneğin, sosyal medyada gezinmek ya da dizi izlemek, akademik ya da iş temelli bir görevi yerine getirmekten daha az zahmetli ve daha eğlenceli bir alternatif gibi görünebilir. - Görev Algısı ve Duygusal Yük
Bir işi sıkıcı, zorlayıcı ya da anlamsız olarak görmek, o görevden kaçma isteğini artırabilir. Eğer kişi bu görevde başarısız olacağına inanıyorsa, kendini yetersiz hissetmekten kaçınmak için işe hiç başlamamayı tercih edebilir. Bu da bilinçdışı bir korunma mekanizması olarak devreye girer. - Mükemmeliyetçilik
“Ya istediğim kadar iyi olmazsa?” düşüncesi, özellikle mükemmeliyetçi bireylerde sık görülür. Mükemmel bir sonuç elde etme arzusu, kişinin süreci başlatmasını zorlaştırabilir. Bu beklenti baskıya dönüşerek, kişinin harekete geçmesini engelleyebilir. - Zayıf Öz Denetim ve Dikkat Dağınıklığı
Odaklanma sorunu yaşayan bireyler, bir işe başlamakta ve sürdürmekte zorlanabilir. Modern yaşamın getirdiği sürekli uyarıcılar –telefon bildirimleri, sosyal medya, mesajlar– bu sorunu daha da belirgin hâle getirir. Özellikle dikkat dağınıklığına yatkın bireylerde erteleme alışkanlık hâline gelebilir.
Ertelemenin Üstesinden Nasıl Gelinir?
Erteleme, farkındalıkla ele alındığında kontrol altına alınabilir bir davranış biçimidir. Küçük ama stratejik değişikliklerle bu kısır döngü kırılabilir.
- Küçük Başlangıçlar Yapmak
Bir işe başlamak çoğu zaman en zor adımdır. “Sadece 5 dakika çalışacağım” gibi ufak hedeflerle başlamak, zihinsel direnci aşmanın etkili bir yoludur. Başladıktan sonra devam etmek genellikle daha kolay gelir. - Görevleri Bölmek
Soyut ve büyük görevler göz korkutucu olabilir. Bu nedenle, işi daha küçük ve net adımlara ayırmak, başlama motivasyonunu artırır. Örneğin, “rapor yazmak” yerine “giriş paragrafını yazmak” gibi daha ulaşılabilir hedefler belirlemek etkili olabilir. - Ortamı Düzenlemek
Dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmak, odaklanmayı kolaylaştırır. Çalışma süresi boyunca telefonun sessize alınması, zamanlayıcı kullanılması ya da sosyal medya erişiminin sınırlandırılması bu açıdan faydalı olabilir. - Düşünce Kalıplarını Yeniden Şekillendirmek
Kendi iç konuşmalarımızı değiştirmek, motivasyonu artırabilir. “Bu iş çok zor” yerine “bunu tamamladığımda kendimi daha iyi hissedeceğim” gibi ifadelerle görev algısı olumlu yönde değiştirilebilir. - Kendini Ödüllendirme
Küçük başarıları takdir etmek, süreci sürdürülebilir kılar. Başarıdan sonra verilecek kısa bir mola, yürüyüş ya da sevilen bir içecek ile kendini ödüllendirmek pozitif pekiştirme sağlar.
Sonuç: Değişim Mümkün
Erteleme sadece bir alışkanlık değil, zihinsel ve duygusal dinamiklerin bir yansımasıdır. Ancak bu döngü kırılabilir. İlk adım, erteleme nedenlerini fark etmektir. Kendinize karşı yargılayıcı olmak yerine anlayışla yaklaşmak ve süreci küçük adımlarla başlatmak önemlidir.
Erteleme eğilimiyle baş etmek, yalnızca bireyin değil, toplumun da faydasına olan bir süreçtir. Özellikle eğitim ve çalışma alanlarında verimliliği artırmak adına bu davranış biçimine karşı bilinç oluşturmak gereklidir. Kişinin kendi zihinsel engellerini tanıması, bu sürecin başlangıç noktasıdır. Ertelemenin üstesinden gelmek, sabır ve süreklilik gerektiren bir dönüşüm sürecidir. Unutmayın: Mükemmel başlangıçlar değil, istikrarlı ilerleyişler fark yaratır. Erteleme geçicidir; değişim ise sizin kararlılığınızla kalıcı hâle gelebilir.