Tüm toplumlarda sevgi, saygı ve işbirliği, sağlıklı sosyal ilişkilerin temelini oluşturur. Bu olumlu tutumların kökleri, bireyin hayatındaki en önemli dönem olan erken çocukluk döneminde (0-8 yaş) atılır.
Erken çocukluk, ilk öğrenimlerin başladığı ve deneyimlerin edinildiği, fiziksel, motor, bilişsel ve sosyal-duygusal gelişim açısından kritik bir dönemdir. Bu aşamada çocuk, topluma uyum sağlama ve sosyal bağlantılar kurma çabalarına başlar ve bu süreç hayatı boyunca devam eder.
Çocuğun kendisine ve topluma yararlı bir şekilde yaşayabilmesi için edinmesi gereken olumlu sosyal davranışların genel adı ise prososyal davranıştır.
Prososyal Davranış Nedir ve Neden Hayati Önem Taşır?
Prososyal davranış, en basit haliyle, dışarıdan bir ödül beklentisi olmadan başkalarına fayda sağlamak için gerçekleştirilen isteğe bağlı eylemlerdir. Bu tür eylemler oldukça çeşitli alanları içerir:
-
Yardım etme
-
Paylaşma
-
Teselli etme / Rahatlatma
-
İşbirliği yapma
-
Empati kurma
-
Affetme ve koruma
Prososyal davranışlar, bireyin toplumsal ilişkiler kurmasını ve bu ilişkileri devam ettirmesini sağlayarak, hem kişisel hem de sosyal açıdan iyileştirici bir özellik taşır. Bu tür davranışlar, ahlaki gelişimin olumlu bir unsuru olarak da görülür ve antisosyal davranışların önünde durur.
Son zamanlarda bencilliğin ve kendi çıkarlarını ön planda tutan kişilik tiplerinin artması, fedakârlık ve işbirliğini reddeden bireylerin sayısını artırmıştır. Rekabete odaklı eğitim sistemleri de bu durumu pekiştiren unsurlar arasında yer alır.
Bu nedenle, gelişimin ve öğrenmenin en hızlı gerçekleştiği erken çocukluk döneminde prososyal davranışlar üzerine farkındalığın artırılması ve desteklenmesi, toplumun sosyal yapısının bozulmasını engellemek ve olumlu gelişmeleri sürdürebilmek için çok önemlidir.
Prososyal Davranışın Temel Öğeleri
Prososyal davranışların gelişimini anlamak için, temelinde yer alan bazı kavramları bilmek gerekir:
-
Empati: Bir çocuğun, başka birinin yaşadığı durumu ve hisleri, kendini onun yerine koyarak deneyimlemesidir. Empati, prososyal davranışların temel amacı ve gelişimini etkileyen en öncelikli unsurdur.
-
Özgecilik: Bir karşılık beklemeden, yalnızca diğer kişinin acısını hafifletmek için yapılan gönüllü yardımlaşma faaliyetidir.
-
Perspektif Alma: Başkalarının ihtiyaçlarını anlama ve onlara duygusal destek sağlama yeteneklerini kapsar. Bu yetenekler, empati ve sempati duygularının gelişimini teşvik eder ve nitelikli prososyal davranışların sergilenmesini mümkün kılar.
Gelişim Süreci: İlk Gülümsemeden Bilinçli Yardıma
Prososyal davranışlar, bireyin doğum anından itibaren gözlemlenmeye başlanır ve 1-2 yaşları arasında daha fazla yaygınlaşır.
-
Doğumdan İtibaren: İlk basit gülümsemeler ve sesler burada önemli bir rol oynar; bu tepkisel davranışlar prososyal davranışların başlangıcını oluşturur.
-
6-8 Ay: Bebekler, başkalarının ağlamasına bazen kendi de ağlayarak yanıt verir ve sekiz aylık olduklarında, bir nesneyi paylaşmaya dair ilk belirtiler gösterirler.
-
12-18 Ay: Çocuk, diğer bireylerin olumsuz hisleriyle doğrudan etkileşime geçmeye başlar ve bu bağlamda dikkat, olumlu temas ve sözel destek sunan prososyal davranışlar sergilemeye başlar.
-
18-36 Ay: Bu dönemde çocuk, hem kendi duygularını hem de başkalarının hislerini tartışabilme kabiliyeti kazanmaya başlar. Çocuklar, işbirliği yapma, paylaşma, yardımlaşma ve empati kurma eğilimi gösterirler. Bu yaşlardaki çocuklar, acı çeken birine yardımcı olmayı, oyuncaklarını vermeyi veya sarılarak teselli etmeyi teklif edebilirler.
-
3 Yaş ve Sonrası: Çocuklar başkalarının duygularını daha iyi kavrayıp bunları ifade edebilir hale gelirler.
Prososyal Davranış Gelişimini Etkileyen Faktörler
Prososyal davranışların oluşumu, hem biyolojik hem de çevresel pek çok faktörden etkilenir.
Aile ve Çevrenin Rolü
Aile, toplumsal olumlu davranışların gelişiminde en önemli rolü üstlenir. Ebeveynler, çocuklarına şu şekillerde örnek teşkil ederler:
-
Doğru Örnek Olmak: Anne ve babanın kendi prososyal eylemlerini göstermesi oldukça kritiktir. Mesela, çocuğu babasının komşusuna yardım ederken gören bir çocuk, ileride benzer durumlarda yardım etmeyi öğrenmiş olur.
-
Ebeveyn Tutumları: Hoşgörülü ve demokratik bir ortamda yetişen çocuklar, sosyal etkileşimlerinde daha aktif, kendine güvenen ve duygularını rahatça ifade edebilen bireyler haline gelirler. Diğer taraftan, olumsuz ebeveyn tutumları ve düşük duyarlılık, gelişimleri olumsuz yönde etkiler.
-
Geri Bildirim ve Destekleme: Arzu edilen davranışları pekiştirmek amacıyla olumlu geri bildirimler (örneğin, “Sen çok paylaşımcı birisin”) vermek ve bu davranışları teşvik etmek, çocuğun olumlu öz algısını güçlendirir ve gelecekte bu davranışın sıklığını artırır.
-
Akran ve Eğitim Ortamı: Okul öncesi gibi nitelikli eğitim ortamlarında çocuklar, oyun grupları aracılığıyla kabul etme, paylaşma, yardımlaşma ve işbirliği gibi yetenekleri geliştirirler. Akranlarla olan sosyal deneyimler, arkadaşlıkların oluşmasına da olanak tanır.
Ebeveynler ve Eğitimciler İçin Öneriler
Erken çocukluk eğitimi ile ebeveynler, prososyal davranışların edinilmesi için gereken adımların farkında olmalıdırlar:
-
Doğru ve Zamanında Geri Dönüş: Çocuğun prososyal davranışını dikkate alın ve onu sözlerle takdir edin.
-
Rol Oynama: Çocukların, başkalarının duygularını nasıl etkileyebileceğini tartışabilecekleri, işbirliğini destekleyen grup aktiviteleri ve rol oynama etkinlikleri için fırsatlar sunun.
-
Model Olun: Çocuğa yardımseverlik, paylaşma ve işbirliği gibi davranışları kendiniz sergileyin.
-
Özel Ortamlar Oluşturun: Çocukların işbirliği ve yardım etme davranışlarını inceleyip sergileyebilecekleri özel alanlar sağlayın.
Prososyal davranışları erken dönemlerde geliştiremeyen çocukların, ilerleyen dönemlerde sosyal beceri eksiklikleri yüzünden büyük tehlikelerle karşılaşabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, çocukların sosyal ve ahlaki gelişim temelini oluşturan prososyal davranışları teşvik etmek, hem bireyler hem de toplum açısından son derece önemli bir adımdır.
Kaynakça
Altıntaş, T. T., & Başçak, M. Y. (2017). Erken çocukluk döneminde prososyal davranışlar [Prosocial behaviours in early childhood]. The Journal of Academic Social Science Studies (JASSS), 57, 245–261. https://doi.org/10.9761/JASSS6999


