Çarşamba, Aralık 31, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Duygusal Yeme: Açlık mı, Duygu mu?

Gün içinde yeme ihtiyacı hissettiğimiz anların gerçekten fiziksel bir açlıktan mı yoksa duygusal bir ihtiyaçtan mı kaynaklandığını ayırt etmek her zaman kolay değildir. Kısa bir süre önce yemek yenmiş olmasına rağmen yeniden yeme isteğinin ortaya çıkması, bireyin yaşadığı duygusal yeme davranışına işaret edebilir. Bu durum çoğu zaman stres, kaygı, yalnızlık, üzüntü ya da boşluk hissi gibi duygularla başa çıkma çabası olarak ortaya çıkar. Literatürde duygusal yeme; bireyin yaşadığı olumsuz duyguları düzenlemek ya da bastırmak amacıyla yeme davranışını kullanması olarak tanımlanmaktadır (Koçak, 2024; McAtamney, 2023).

Duygusal yeme tek başına bir yeme bozukluğu tanısı olarak değerlendirilmez; ancak uzun vadede benlik saygısını, beden algısını ve psikolojik dayanıklılığı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle duygusal yeme davranışının altında yatan psikolojik süreçleri anlamak, sağlıklı baş etme yolları geliştirmek açısından önemlidir.

Fiziksel Açlık mı, Duygusal Açlık mı?

Fiziksel açlık, genellikle mide kazınması, halsizlik, enerji düşüklüğü gibi bedensel sinyallerle yavaş yavaş ortaya çıkar. Duygusal açlık ise anidir ve çoğunlukla yüksek kalorili, şekerli veya karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklere yönelme ile karakterizedir. Bu iki açlık türünün karıştırılması, duygusal yeme döngüsünü güçlendirebilir (Reichenberger, 2020).

Bu nedenle bireyin kendisine “Gerçekten aç mıyım, yoksa duygusal olarak mı yiyorum?” sorusunu sorması, yeme davranışını düzenleyebilmek adına önemli bir farkındalık adımıdır.

Duygusal Yemenin Psikolojik Temelleri

Duygusal yemenin temelinde çoğu zaman duygu düzenleme güçlükleri yer alır. Kişi yoğun duygular yaşadığında bu duyguları tanımlamakta ya da tolere etmekte zorlanabilir. Bu durumda yeme davranışı, kısa süreli bir rahatlama aracı hâline gelir. Araştırmalar, duygularını tanımlamakta zorlanan bireylerde duygusal yemenin daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır (Koçak, 2024).

Erken dönem yaşantılar da bu davranışın gelişiminde önemli rol oynar. Çocuklukta duyguların nasıl karşılandığı, bakım verenlerin tutumları ve öğrenilen baş etme biçimleri yetişkinlikteki yeme davranışlarını etkiler. Özellikle “duygusal yoksunluk”, “kusurluluk” ve “değersizlik” gibi erken dönem uyumsuz şemalara sahip bireylerde duygusal yeme davranışı daha sık görülmektedir (Obara-Gołębiowska et al., 2025). Bu bağlamda yeme, bireyin kendini geçici olarak regüle etme yolu hâline gelir.

Sosyal Medya ve Modern Yaşamın Etkisi

Modern yaşamın hızlı temposu, sürekli üretme baskısı ve yoğun uyaranlar bireyin duygularını bastırmasına neden olabilmektedir. Sosyal medyada karşılaşılan idealize edilmiş bedenler, kusursuz yaşam temsilleri ve sürekli karşılaştırma hali, bireyde yetersizlik ve stres duygularını artırabilir. Bu durum, duygusal yeme davranışını tetikleyen önemli bir faktördür. Araştırmalar, yüksek stres düzeyine sahip bireylerde sosyal medya kullanımının duygusal yeme davranışını artırdığını göstermektedir (McAtamney, 2023).

Bu döngü çoğu zaman “kendimi kötü hissediyorum – yiyorum – yediğim için daha kötü hissediyorum” şeklinde ilerler.

Duygusal Yeme ve Yeme Bozuklukları İlişkisi

Duygusal yeme, zaman zaman herkesin deneyimleyebileceği bir durumdur; ancak kontrol kaybı, yoğun suçluluk duygusu ve tekrarlayan ataklar eşlik ettiğinde tıkınırcasına yeme bozukluğu riskini artırabilir. Araştırmalar, duygusal yemenin bazı bireylerde yeme bozukluklarının öncül belirtisi olabileceğini göstermektedir (Reichenberger et al., 2020; McAtamney et al., 2023).

Bu nedenle duygusal yeme davranışının erken fark edilmesi, ilerleyebilecek psikopatolojilerin önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Ne Yardımcı Olabilir?

1) Farkındalık ve Yeme Günlüğü
Yeme davranışından önceki duygu, düşünce ve durumları not almak, tetikleyicilerin fark edilmesini sağlar. Bu farkındalık, otomatik davranış döngüsünü kırmaya yardımcı olur.

2) Duyguyu Adlandırma
“Kaygılıyım”, “gerginim” ya da “yalnız hissediyorum” gibi duyguları isimlendirmek, duygu yoğunluğunu azaltabilir ve yeme davranışını ertelemeyi mümkün kılar.

3) Bilinçli Yeme Uygulamaları
Bilinçli yeme; yavaş yemek, tat ve dokuya odaklanmak, beden sinyallerini fark etmek gibi uygulamaları içerir. Mindfulness temelli yaklaşımların duygusal yeme davranışını azalttığı bilimsel olarak desteklenmektedir (McAtamney, 2023).

4) Psikoterapi
Bilişsel davranışçı terapi, şema terapi ve duygu odaklı yaklaşımlar; hem düşünce kalıplarını hem de duygusal tetikleyicileri ele alarak daha sağlıklı baş etme becerileri kazandırır. Özellikle erken dönem uyumsuz şemalarla ilişkili duygusal yeme davranışlarında psikoterapi etkili bir müdahale yöntemidir (Obara-Gołębiowska et al., 2025).

Duygusal yeme, çoğu zaman “irade eksikliği” olarak yorumlansa da aslında kişinin duygularıyla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. Duygular fark edilmediğinde veya düzenlenemediğinde, yemek geçici bir rahatlama sağlar; ancak uzun vadede sorunları derinleştirebilir. Eğer yeme davranışının çoğunlukla duygusal tetikleyicilerle ortaya çıktığını fark ediyorsanız, profesyonel destek almak daha sağlıklı baş etme yolları geliştirmenize yardımcı olabilir.

Kaynakça

Koçak, Z. (2024). Childhood trauma, self-esteem, and emotional eating: The mediating role of emotion dysregulation. Current Psychology. https://doi.org/10.1007/s12144-023-05361-9

McAtamney, K., O’Connor, C., & McCulloch, A. (2023). A systematic review of emotional eating and psychological correlates. Appetite, 183, 106469. https://doi.org/10.1016/j.appet.2022.106469

Obara-Gołębiowska, M., Zielińska, M., Kowalski, P., & Nowak, A. (2025). Early maladaptive schemas, emotion regulation, stress, social support, and lifestyle factors as predictors of eating behaviors and diet quality. Nutrients, 17(20), 3188. https://doi.org/10.3390/nu17203188

büşra karabacak
büşra karabacak
Psikolog Büşra Karabacak, İstanbul Kent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olup klinik psikoloji yüksek lisans eğitimine İstanbul Arel Üniversitesi’nde devam etmektedir. Klinik gelişim sürecinde çocuk, ergen ve yetişkin psikopatolojileri üzerine çalışarak değerlendirme, vaka formülasyonu ve erken müdahale alanlarında deneyim kazanmıştır. Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Oyun Terapisi ve Mindfulness gibi çeşitli terapi yaklaşımlarında eğitimler almış; psikolojik test uygulamaları konusunda yetkinlik edinmiştir. Klinik deneyimlerini uzun dönem gönüllü olarak Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli’nin kliniğinde, danışan gözlemleri ve vaka tartışmalarına aktif katılımıyla şekillenmiştir. Bunun yanında Habib Kızıltaş Psikiyatri Hastanesinde rotasyonlu şekilde çocuk–yetişkin poliklinikleri, AMATEM, TRSM ve servis birimlerinde multidisipliner ekiplerle gözlem ve uygulama deneyimi edinmiştir. Alanıyla ilgili çok sayıda staj ve saha deneyimine sahiptir. Çocuklarla oyun temelli değerlendirme çalışmalarına katılmış ve KAÇUV’da gönüllü olarak psiko-sosyal destek faaliyetlerine katkı sağlamıştır. Klinik eğitim süreciyle paralel olarak bireysel danışmanlık hizmeti sunmakta ve danışanlarıyla bilimsel kanıta dayalı terapi yaklaşımlarını bütüncül bir çerçevede uygulamaktadır. Psikolojiyi hem akademik hem de insani yönleriyle ele almayı önemseyen Karabacak, Psychology Times Türkiye’nin Denizli ilçe temsilcisi olarak yazarlık çalışmalarını sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar