Çarşamba, Ekim 1, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Düşen Yaprakların Psikolojik Etkisi: Eylül’ün Gelişiyle Zihnimizde Neler Değişiyor?

Eylül, birçok insan için kendini düzenlemek, yeni bir mevsime ve beraberinde gelen değişime hazırlamak için kıymetli bir ay olabilir. Eylül’ü karşılayanlar, yazın bitmesine sevinenler ve üzülenler olarak ikiye ayrılmakta. Her ne kadar karşılama şekillerimiz farklılık gösterse de, birçok insan için yeni bir mevsimle birlikte hayatın yeni bir bölümüne hazırlanmanın hisleri, etrafta olup bitenlerle kendini hissettirmekte.

Okul için hazırlık yapan çocuklar, domates kaynatan insanlar, yeni döneme hazırlanan çalışanlar… Tüm bunlar olası değişim ihtimali üzerinden hislerimizi etkilemekte. Çevremizde insanlarda gördüğümüz değişimler, aynı zamanda doğada gözlemlediğimiz değişimlerle de eşlik ediyor. Düşen yapraklar, esintisini hissetmeye başladığımız rüzgâr, turuncunun hâkim olduğu yeni manzaralar, soğuğa duyulan özlem… Tüm bunlar göz önüne alındığında, psikolojimizi nasıl etkiliyor, neler değişiyor? İnsanlar üzerinde nasıl bir etkisi oluyor?

Hissettiğimiz değişim sadece psikolojik değil, aynı zamanda fizyolojik. Bir önceki paragrafta doğadan bahsettiğimiz değişimler, aynı zamanda beyin için yeni uyaranlar demek. Rüzgârın hissedilmesi, yağmurun kokusu, özlenilen renklerin geri gelmesi… Bahsedilen yeni uyaranlar beynimizde de etkisini göstermekte. Çalışmalar, tüm bu uyaranların beyinde bulunan nöronların nörojenezini ve tamir edilmesini artırabileceğini gösteriyor. Üstelik sonbaharın fizyolojimize tek faydası bununla kalmıyor. Sonbahar manzaralarını izlemenin otonom sinir sistemini rahatlattığı, beynin aktivitelerine olumlu etkide bulunduğu da bulunmuş (Kostelic, 2024).

Başka bir bulguya göre, 20’li yaşlarındaki 27 kadın ile yapılmış akademik bir çalışmada sonbaharda doğal manzaralara maruz kalmanın, doğal uyaranları artırarak ruh haline iyi geldiği gösterilmiş (Jo et al., 2022). Başka bir çalışmada ise sonbahar manzaralarının renkleri ve kontrastı artırması durumunda daha yüksek terapötik etkiye sahip olabileceği öne sürülüyor.

Tüm bu olumlu etkilerin yanı sıra, mevsimsellik kavramı da öne çıkmakta. Mevsimsellik, değişen mevsim koşullarından etkilenme oranı olarak tanımlanıyor. Türkiye’de yapılan bir çalışma, mevsimselliğin artmasının olumlu duygulanımla birlikte yardımseverliği dahi artırdığını ortaya koymuş (Canıöz, 2025).

Tüm bu olumlu unsurların etiyolojisi belirsiz olmakla birlikte, Kaplan’ın 1980’lerde öne sürdüğü Attention Restoration Theory anlamlı bulunmuş. Sonbaharda maruz kaldığımız soft fascination (doğadaki unsurların insanın dikkatini “zorlamadan, yumuşak bir şekilde” çekmesi) unsurları zihinsel yorgunluğun azalmasına sebep oluyor (Kaplan & Kaplan, 1995). Zihinsel yorgunluğun azalması ise birçok olumlu sonuçla karşımıza çıkabiliyor. Hatta bu teoriye göre sonbaharda bu tür yumuşak dikkat uyaranlarına maruz kalmak, dikkat kapasitemizi dahi artırabilir.

Özetle, sonbaharın verimi; onun yarattığı manzaraları izlemekten, bu uyaranlara maruz kalmaktan geçiyor. Yüzümüzde hissettiğimiz rüzgâr, yağmurun kokusu, dökülen yaprakları izlemek ve faydalarını bildiğimiz kısa süreli yürüyüşlerle birleşirse; sonbaharın getirdiği olumlu değişimlere olabildiğince sahip çıkar, sinir sistemimizi dinlendirebiliriz.

Ancak sonbaharın öteki yönüne dikkat edilmezse, değişimin olumsuz etkileriyle karşılaşmak da mümkündür. Mevsimsel duygu durum bozukluğu (Seasonal Affective Disorder, SAD) bu noktada önemli bir örnektir. Güneş ışığının azalmasıyla birlikte melatonin ve serotonin metabolizmalarında değişiklikler gözlenebilir; bu da uyku süresinin artmasına, enerji kaybına ve içe kapanmaya yol açabilir (Munir et al., 2024). Literatürde, mevsimsel geçişlerin özellikle uyku–uyanıklık döngüsünü ve günlük biyolojik ritimleri (sirkadiyen ritim) etkileyerek psikolojik zorluklara zemin hazırladığı belirtilmektedir (Anderson et al., 1994).

Sonuç olarak, sonbahar mevsimi bireylerin psikolojik ve fizyolojik süreçlerini iki yönlü etkileyebilmektedir. Doğal uyaranlara maruz kalmak zihinsel yorgunluğu azaltarak dikkat kapasitesini ve ruhsal iyilik hâlini desteklerken; ışık ve biyolojik ritim dengesindeki değişimler ise olumsuz duygulanımlara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, sonbaharın sunduğu olumlu etkileri artırmak ve olası riskleri azaltmak için doğayla düzenli temas, sağlıklı uyku alışkanlıkları ve farkındalık temelli yaklaşımlar önem taşımaktadır.

Kaynakça

Anderson, J. L., Rosen, L. N., Mendelson, W. B., Jacobsen, F. M., Skwerer, R. G., Joseph-Vanderpool, J. R., Duncan, C. C., Wehr, T. A., & Rosenthal, N. E. (1994). Sleep in Fall/winter seasonal affective disorder: Effects of light and changing seasons. Journal of Psychosomatic Research, 38(4), 323–337. https://doi.org/10.1016/0022-3999(94)90037-x

Jo, H., Ikei, H., & Miyazaki, Y. (2022). Physiological and psychological benefits of viewing an autumn foliage mountain landscape image among young women. Forests, 13(9), 1492. https://doi.org/10.3390/f13091492

Kaplan, R., & Kaplan, S. (1995). The experience of Nature: A psychological perspective. Ulrich’s Bookstore.

Kostelic, A. F. (n.d.). Step into nature: The benefits of autumn on the mind and body. Family Caregiver Health Bulletin, 24.

Kiremitçi Canıöz, Elvan. (2023). Mevsimsellik ve Psikolojik İyi Oluş.

Munir, S. (2024, April 20). Seasonal affective disorder. StatPearls [Internet]. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK568745/

Selin Deniz Yeğencik
Selin Deniz Yeğencik
Selin Deniz Yeğencik, Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden onur derecesiyle mezun olmuş, aynı üniversitede Beslenme ve Diyetetik lisans eğitimine devam etmektedir. Klinik psikoloji yüksek lisans eğitimini tezli program kapsamında Acıbadem Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Yeme bozuklukları alanına yönelik özel eğitimler almış ve bu alanda uzmanlaşma sürecindedir. Curiosity and Learning Lab ile Mind, Language and Technology Lab bünyelerinde araştırma asistanı olarak görev almış; çocuk gelişimi, sosyal robotlar ve yapay zekâ üzerine projelerde yer almıştır. Klinik deneyimini stajlar ile New İstanbul Psikoloji ve Yenikent Devlet Hastanesi'nde edinmiştir. Araştırmalarını toplumsal katkı ile birleştirmeyi hedefleyen Selin, bilimsel yaklaşımı güçlü, çok disiplinli bir perspektifi benimsemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar