Ergenlik dönemi, bireylerin kimlik inşası sürecinde kritik bir aşamadır. Günümüzde sosyal medya, ergenlerin benlik sunumlarını, akran ilişkilerini ve kimlik denemelerini şekillendiren güçlü bir faktör haline gelmiştir. Bu makalede sosyal medyanın ergenlikte kimlik gelişimine olumlu ve olumsuz etkileri incelenmiştir. Bulgular, sosyal medyanın ergenlere kendilerini ifade etme ve sosyal destek sağlama fırsatı sunduğunu; ancak yoğun sosyal karşılaştırmalar ve sanal kimlik çatışmalarının benlik saygısını zedeleyebildiğini göstermektedir. Ayrıca dijital bağımlılık ve “beğeni kültürü”nün ergenler üzerindeki etkileri tartışılmıştır. Bu nedenle ergenlerin sosyal medya kullanımında dijital farkındalık, özdenetim ve ebeveyn rehberliği kritik öneme sahiptir.
Giriş
Ergenlik dönemi, Erikson’un psikososyal gelişim kuramında “kimliğe karşı rol karmaşası” evresiyle tanımlanır. Bu evrede bireyler, “Ben kimim?” sorusuna yanıt arar, farklı roller dener ve toplumsal kabul görmeye çalışır (Erikson, 1968). Günümüzde bu süreç yalnızca aile ve akranlarla değil, sosyal medya platformları üzerinden de şekillenmektedir. Özellikle Instagram, TikTok, Snapchat ve YouTube gibi mecralar, ergenlerin benlik sunumunu ve kimlik gelişimini önemli ölçüde etkilemektedir (Arnett, 2018).
Sosyal medya, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir kimlik sahnesidir. Ergenler bu sahnede farklı “benlikler” sergileyerek, kimlik gelişimini sınar ve toplumsal onay arayışına girer. Bu durum, kimlik gelişimini hem destekleyici hem de zorlaştırıcı şekilde etkileyebilir.
Sosyal Medyanın Olumlu Etkileri
Sosyal medya, ergenlere kendilerini ifade etme fırsatı verir. Paylaşımlar aracılığıyla bireyler, ilgi alanlarını, değerlerini ve sosyal rollerini sergileyebilir. Örneğin, müzikle ilgilenen bir genç kendi bestelerini paylaşarak hem kendini tanıtabilir hem de benzer ilgi alanlarına sahip kişilerle bağlantı kurabilir. Ayrıca çevrimiçi topluluklara katılım, ergenlerin farklı kültürleri tanımasına ve bakış açılarını geliştirmesine yardımcı olur (Michikyan, Subrahmanyam, & Dennis, 2014).
Bunun yanında sosyal medya, sosyal destek mekanizmaları açısından da önemlidir. Ergenler, yalnızlık hissettiklerinde veya zor zamanlarda çevrim içi arkadaş gruplarından destek görebilir. Örneğin, okulda dışlanan bir genç sosyal medyada kendisiyle benzer deneyimler yaşayan kişilerle bağ kurarak aidiyet duygusu kazanabilir. Bu tür deneyimler, kimlik gelişiminde olumlu bir rol oynar. İçe dönük veya sosyal kaygı yaşayan ergenler için sosyal medya, yüz yüze iletişimde yaşadıkları zorlukları aşmalarını kolaylaştırabilir. Bu sayede kimliklerini daha rahat şekilde ifade edebilirler.
Olumsuz Etkiler: Sosyal Karşılaştırma ve Kimlik Karmaşası
Sosyal medyanın olumsuz yönleri de göz ardı edilemez. Ergenler, sık sık “idealize edilmiş benlik”lerle karşılaşır. Filtrelenmiş fotoğraflar, kusursuz beden görselleri ve abartılı yaşam tarzı paylaşımları, yoğun sosyal karşılaştırmalara yol açabilir. Bu durum, ergenlerde özgüven düşüklüğü, beden algısı sorunları ve depresif belirtilere neden olabilir (Vogel et al., 2014).
Ayrıca, “beğeni” (like) sayıları ergenlerin benlik algısında kritik bir ölçüt haline gelebilir. Bir fotoğrafın yeterince beğeni almaması, ergen için değersizlik hissini tetikleyebilir. Buna ek olarak, sosyal medya bağımlılığı da kimlik gelişimini olumsuz etkiler. Ergenlerin sürekli çevrim içi kalma ihtiyacı, okul başarılarını, uyku düzenlerini ve gerçek hayattaki sosyal ilişkilerini bozabilir.
Anonim hesaplar veya sahte profiller üzerinden farklı kimlikler denemek de kimlik karmaşasına yol açabilir. Gerçek benlik ile sanal kimlik arasındaki uçurum büyüdükçe, ergenlerde rol karmaşası ve kimlik belirsizliği artabilir.
Tartışma
Sosyal medya, ergen kimlik gelişiminde hem risk hem de fırsatlar barındırır. Olumlu kullanıldığında ergenlere ifade özgürlüğü, sosyal destek ve öğrenme imkânı sunarken; aşırı sosyal karşılaştırma ve sanal kimlik çatışması benlik gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu süreçte aile desteği, akran ilişkileri ve bireysel kişilik özellikleri belirleyici faktörlerdir. Özsaygısı yüksek ve destekleyici bir sosyal çevreye sahip ergenler, sosyal medyanın olumsuz etkilerine karşı daha dirençli olabilir. Ancak ailesinden yeterli destek görmeyen veya sosyal çevresinde dışlanan gençler için sosyal medya, daha kırılgan bir kimlik gelişimi sürecine zemin hazırlayabilir.
Araştırmalar, sosyal medya kullanımının düzenlenmesi ve dijital farkındalık eğitimlerinin verilmesinin ergenler üzerindeki olumsuz etkileri azalttığını göstermektedir. Okullarda dijital okuryazarlık programlarının yaygınlaştırılması ve ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımına rehberlik etmesi, kimlik gelişimi açısından koruyucu bir rol oynamaktadır.
Sonuç
Ergenlik döneminde sosyal medya, kimlik gelişimini güçlü şekilde etkilemektedir. Bu etki çift yönlüdür: Kendini ifade etme, sosyal destek ve kültürel çeşitlilik gibi olumlu yönleri bulunurken; sosyal karşılaştırma, sanal kimlik çatışması ve bağımlılık gibi olumsuz sonuçlar da ortaya çıkabilmektedir.
Sonuç olarak, ergenlere dijital farkındalık kazandırmak ve ebeveynlerin rehberliği ile sağlıklı sosyal medya kullanımı teşvik edilmelidir. Eğitim kurumları, ergenlerin sosyal medyayı yaratıcı, üretken ve bilinçli biçimde kullanmalarına destek olmalıdır. Böylece gençler, “gerçek benlik” ile “sanal kimlik” arasında sağlıklı bir denge kurarak kimlik gelişimini daha sağlam temellere oturtabilir.
Kaynakça
-
Arnett, J. J. (2018). Adolescence and emerging adulthood. Pearson.
-
Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and crisis. W. W. Norton & Company.
-
Michikyan, M., Subrahmanyam, K., & Dennis, J. (2014). Facebook use and identity development during the college years. Journal of Adolescence, 37(2), 128–139.
-
Vogel, E. A., Rose, J. P., Roberts, L. R., & Eckles, K. (2014). Social comparison, social media, and self-esteem. Psychology of Popular Media Culture, 3(4), 206–222.