Perşembe, Mayıs 22, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Depresyonun Klinik Görünümleri ve Yaş, Cinsiyet, Medeni Durum ile Yaşam Alanına Göre Değerlendirilmesi

Depresyon, tarihsel kökeni eskiye dayanan ve günümüzde de yaygınlığını sürdüren, bireyin yaşam işlevlerini olumsuz etkileyen bir ruhsal bozukluktur. Bu yazının amacı, majör depresyon tanısı almış ya da bu tanıyı alma riski taşıyan bireylerde sosyo-ekonomik durum, cinsiyet ve kültürel farklılıkların etkisini inceleyen araştırmalara dayalı bulguları özetlemektir.

Depresyon; mutsuzluk, isteksizlik, neşesizlik gibi duygusal psikolojik belirtilerle ortaya çıkar. Bireyin günlük işlevselliği azalır, özgüveni düşer, dikkat toplamada zorlanır ve zevk aldığı etkinliklerden uzaklaşır. Ayrıca kişiler arası ilişkilerde bozulmalar ile okul ve iş yaşamında gerilemeler görülebilir. Psikosomatik belirtiler de eşlik edebilir.

Depresyon Türleri ve DSM-5 Tanı Ölçütleri

DSM-5 tanı ölçütlerine göre depresyonun 13 alt türü bulunmaktadır. Aşağıda bu türler özetlenmiştir:

  • Yıkıcı Duygudurum Düzensizliği Bozukluğu: En az 12 ay süreyle haftada en az 3 kez ortaya çıkan, bireyin gelişim düzeyiyle uyumsuz öfke patlamalarıyla karakterizedir (Köroğlu, 2014).
  • Yeğin (Majör) Depresyon: En az iki hafta süren çökkün duygudurum ve ilgi kaybıyla tanımlanır. Buna ek olarak, en az beş belirti daha (enerji kaybı, odaklanma güçlüğü, uyku ve yeme bozuklukları, değersizlik, ölüm düşünceleri vb.) bulunmalıdır (Butchler, Mineka ve Hooley, 2013; Aslan, Sarı ve Kuruoğlu, 2012; Köroğlu, 2014; Öztürk ve Uluşahin, 2018).
  • Süregiden Depresyon Bozukluğu (Distimi): İki yıl süren ve arada en fazla iki ay normale dönen, hafif ama kalıcı depresif psikolojik belirtilerle seyreden bir bozukluktur. Düşük enerji, karamsarlık, umutsuzluk ve psikosomatik şikâyetler içerir (Ülkeroğlu ve ark., 1999; Öztürk ve Uluşahin, 2018).
  • Aybaşı Öncesi Disfori Bozukluğu: Menstrüasyon öncesinde başlayan ve adetle birlikte hafifleyen çökkün duygudurum, sinirlilik, yorgunluk, dikkat dağınıklığı gibi belirtilerle tanımlanır. Tanı için en az beş belirti gerekir (Köroğlu, 2014; Dennerstein, Morse ve Varnavides, 1988; Akdeniz ve Karadağ, 2006).
  • Maddenin/İlacın Yol Açtığı Depresyon Bozukluğu: Madde veya ilaç kullanımına bağlı ortaya çıkan dikkat sorunları, kilo kaybı, uykusuzluk ve etkinliklere ilgisizlik gibi psikolojik belirtilerle seyreder (McIntosh ve Ritson, 2001; Köroğlu, 2014).
  • Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Depresyon Bozukluğu: Tıbbi bir hastalık sonucunda ortaya çıkan ilgi kaybı veya çökkün duygudurumla karakterizedir (Köroğlu, 2014).
  • Tanımlanmış Diğer Bir Depresyon Bozukluğu: DSM-5 bu başlık altında üç tür tanımlar:
    • Yineleyen Kısa Depresyon: Ayda en az bir kez ortaya çıkan, majör depresyona benzer epizodlar.
    • Kısa Süreli Depresyon: 3-14 gün süren belirtiler.
    • Yeterli Belirtisi Olmayan Depresyon: İşlevselliği bozan, sınırlı sayıda belirti (Köroğlu, 2014).

Depresyon Belirleyicileri

  • Karma Özellik Gösteren: En az üç mani belirtisinin depresif epizoda eşlik etmesi durumudur (Öztürk ve Uluşahin, 2018).
  • Melankoli Özellikleri Gösteren: Zevk alamama, sabah saatlerinde kötüleşme, uykusuzluk, iştahsızlık gibi belirtilerden en az üçü bulunur (Köroğlu, 2014; Parker, Tavella ve Hadzi-Pavlovic, 2019).
  • Atipik Özellikleri Gösteren: Aşırı uyuma, iştah artışı, sosyal duyarlılık ve halsizlikle seyreder. Bipolar gelişme riski taşır (Kulaksızoğlu ve ark., 2009).
  • Psikoz Özellikleri Gösteren: Hezeyan ve varsanılar bulunur. Bunlar depresif içerikli olabileceği gibi duygudurumla uyumsuz da olabilir (Özen ve Oral, 2004; Maj, 2007; Köroğlu, 2014).
  • Katatoni ile Giden: Bireyin hareketsizliği, tepki vermemesi gibi katatonik belirtilerle birlikte görülür (Karamustafalıoğlu ve Yumrukçal, 2011; Köroğlu, 2014).
  • Doğum Zamanı (Peripartum) Başlayan: Doğum sonrası ilk dört hafta içinde ortaya çıkar. Annenin suçluluk, yetersizlik, kaygı gibi duygular yaşamasıyla kendini gösterir (Köroğlu, 2014; Özkan ve ark., 2019; Edhborg, Friberg, Lundh ve Widström, 2005).
  • Mevsimsel Örüntü Gösteren: Sonbahar ve kış aylarında güneş ışığı azalmasıyla ortaya çıkar ve özellikle kuzey ülkelerinde daha sık görülür (Köroğlu, 2014; Ekinci, Okanlı ve Gözüağca, 2005; Öztürk ve Uluşahin, 2018).

DSM-IV ile karşılaştırıldığında DSM-5’te “Majör Depresyon” tanımı “Yeğin Depresyon” olarak güncellenmiş, yeni alt türler eklenmiş ve “Doğum Ardı” tanısı “Doğum Zamanı” olarak değiştirilmiştir (Öztürk ve Uluşahin, 2008; 2018).

Yaş, Cinsiyet, Medeni Durum ve Yaşam Alanına Göre Depresyon

Yaş, cinsiyet, medeni durum ve yaşam alanı gibi değişkenlerin depresyon üzerindeki etkileri incelenmiştir:

  • Yaş: Yeğin depresyonun 40–50 yaş aralığında daha sık görüldüğünü belirtirken, bazı çalışmalar 25–44 yaş aralığında daha yaygın olduğunu bildirmiştir. Bu fark, örneklem farklılıkları ve dönemsel yaşam koşullarına bağlı olabilir.
  • Cinsiyet: Depresyon, kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygındır. Bu durum, toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınlara yönelik tutumlarla ilişkilendirilebilir. Hasin ve ark. (2005), dul kadınların erkeklere oranla daha fazla depresif psikolojik belirtiler gösterdiğini; bunun da sosyal destek eksikliği ve artan sorumluluklarla ilgili olabileceğini vurgulamıştır. Butchler ve ark. (2013), kadınların erkeklere göre daha fazla profesyonel yardım aldığını, erkeklerin ise sorunlarla kendi başlarına baş etmeyi tercih ettiğini belirtmiştir.
  • Yaşam Alanı: Kaya ve Kaya (2007), kırsal kesimde yaşayan bireylerin kentsel kesime kıyasla daha az depresif psikolojik belirtiler gösterdiğini ifade etmiştir. Bu durum, kırsalda daha az gürültü, daha fazla özgürlük ve güçlü sosyal bağlarla ilişkilendirilebilir.

Kaynakça

  • Akdeniz, F., & Karadağ, F. (2006). Aybaşı öncesi disforik bozukluk. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(2), 1–10.
  • Aslan, S., Sarı, H., & Kuruoğlu, A. (2012). Depresyonun klinik özellikleri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(2), 156–178.
  • Butchler, J., Mineka, S., & Hooley, J. (2013). Abnormal Psychology. Boston: Pearson.
  • Dennerstein, L., Morse, C., & Varnavides, K. (1988). Premenstrual tension and depression. Journal of Affective Disorders, 14(1), 57–64.
  • Edhborg, M., Friberg, M., Lundh, W., & Widström, A. M. (2005). Postpartum depression. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica, 84(8), 703–709.
  • Ekinci, M., Okanlı, A., & Gözüağca, S. (2005). Mevsimsel duygudurum bozukluğu. Psikiyatri Dünyası, 9(2), 45–50.
  • Hasin, D. S., Goodwin, R. D., Stinson, F. S., & Grant, B. F. (2005). Epidemiology of major depressive disorder. Archives of General Psychiatry, 62(10), 1097–1106.
  • Karamustafalıoğlu, O., & Yumrukçal, H. (2011). Katatoni ve depresyon. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(4), 623–645.
  • Kaya, N., & Kaya, B. (2007). Kırsal ve kentsel alanlarda depresyon prevalansı. Türk Psikiyatri Dergisi, 18(3), 234–240.
  • Köroğlu, E. (2014). Psikiyatri El Kitabı. Ankara: HYB Yayıncılık.
  • Kulaksızoğlu, B., ve ark. (2009). Atipik depresyonun klinik özellikleri. Düşünen Adam, 22(3), 45–52.
  • Maj, M. (2007). Psychotic depression. British Journal of Psychiatry, 190(3), 192–193.
  • McIntosh, C., & Ritson, B. (2001). Treating depression complicated by substance misuse. Advances in Psychiatric Treatment, 7(5), 357–364.
  • Özen, M. E., & Oral, T. (2004). Psikotik depresyon. Psikiyatri Dünyası, 8(2), 34–39.
  • Öztürk, O., & Uluşahin, A. (2008). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: Nobel Tıp Kitabevi.
  • Öztürk, O., & Uluşahin, A. (2018). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: Nobel Tıp Kitabevi.
  • Özkan, M., ve ark. (2019). Postpartum depresyon. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi, 16(2), 89–94.
  • Parker, G., Tavella, G., & Hadzi-Pavlovic, D. (2019). Melancholia and depression. Australian & New Zealand Journal of Psychiatry, 53(8), 717–725.
  • Ülkeroğlu, F., ve ark. (1999). Distimi ve klinik özellikleri. Psikiyatri Dünyası, 3(2), 12–18.
Yağmur UYSAL
Yağmur UYSAL
Uzman Klinik Psikolog Yağmur Uysal, lisans eğitimini Girne Amerikan Üniversitesi Psikoloji (İngilizce) Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini ise Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji programında tamamlamıştır. Lisansüstü eğitimi süresince süpervizyon eşliğinde terapi uygulamaları yürütmüş; Bilişsel Davranışçı Terapi, Hipnoterapi ve Bütüncül Terapi yaklaşımlarıyla klinik çalışmalarını sürdürmektedir. Bireysel terapi, çift terapisi ile çocuk ve ergen psikolojisi alanlarında aktif olarak çalışmakta; ruh sağlığı alanındaki güncel yaklaşımları bilimsel bir bakış açısıyla takip etmektedir.Psikoloji

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar