Bir ilişkiye başlarken çoğumuz, karşımızdaki kişinin bizi gerçekten sevdiğine inanırız.
Sözleri etkileyicidir, ilgisi büyüleyicidir, hatta çoğu zaman “ruh eşimizi” bulduğumuzu düşünürüz.
Fakat bazı ilişkilerde bu büyünün ardında, sevgiyle karışmış bir kontrol ve hayranlık ihtiyacı gizlidir.
Narsist bir partner, sevgi maskesinin altına ustalıkla saklanır; başta bizi yüceltirken, zamanla içimizdeki değeri törpüler.
Bu yazıda narsist bir partnerle yaşamanın psikolojik dinamiklerini, bu ilişkilerin nasıl başladığını ve nasıl dönüştüğünü inceleyeceğiz.
Narsizm Nedir?
“Narsisizm” kavramı, kökenini Yunan mitolojisindeki Narkissos’tan alır.
Narkissos, sudaki yansımasına âşık olur ve bu ulaşılmaz aşkın peşinde ömrünü tüketir.
Psikoloji literatüründe narsisizm; kişinin kendine aşırı hayranlık duyması, beğenilme ve takdir edilme ihtiyacının yüksek olması ve empati yoksunluğu ile tanımlanır.
İlişkilerde ise narsist birey, partnerini bir “ayna” gibi kullanır; kendi değerini o kişi üzerinden hissetmeye başlar.
Bu nedenle narsist biriyle ilişki, başlangıçta yoğun tutku ve ilgiyle başlasa da zamanla duygusal manipülasyon ve kontrol döngüsüne dönüşebilir.
Narsistik Kişilik Bozukluğunun Özellikleri
-
Sınırsız başarı, güç ve zekâya sahip olduğunu düşünür.
-
Başarılarını ve yeteneklerini abartarak büyüklenir.
-
Sürekli beğenilmek ister.
-
Empati kuramaz ve başkalarını kendi çıkarı için kullanır.
-
Diğer insanları küçük görme eğilimindedir.
-
İlgi odağı olmak ister.
-
Başkaları üzerinde otorite kurma isteği taşır.
-
Yalan söyleme eğilimleri yüksektir.
Narsist İle Yakın İlişki
Narsistik kişilik yapısına sahip bireyler, çoğu zaman empati kurmakta zorlanan ve ilişkilerinde derin duygusal bağlar yaşamayan kişilerdir.
Dışarıdan kendine güvenen, güçlü görünseler de iç dünyalarında onaylanma ve beğenilme ihtiyacı taşırlar.
Bu nedenle romantik ilişkiler, onlar için bir sevgi paylaşımından çok, kendilerini değerli hissettirme alanı hâline gelir.
İlişkilerin başında narsist partner, karşısındaki kişiyi idealleştirir; onu kusursuz, özel ve benzersiz biri olarak görür. Bu dönemde yoğun bir ilgi, tutku ve sevgi gösterir.
Ancak bu ilgi, çoğu zaman karşısındaki kişiyi tanıma isteğinden değil, kendi egosunu besleme ihtiyacından doğar.
İdealizasyon azaldığında veya partner artık narsistin kendini güçlü hissetmesine katkı sağlamadığında, ilişki hızla soğur.
Bu kişiler için yeni bir ilişkiye başlamak zordur çünkü bağlılık ve duygusal derinlik onlar için öncelikli değildir.
Asıl ihtiyaç duydukları şey, yeniden hayran olunma hissidir.
Zamanla sevgi maskesinin ardındaki gerçek görünür hâle gelir; ilgi yerini manipülasyona, güven yerini kontrole bırakır.
Partner ise fark etmeden kendi duygularını geri plana atar, sürekli “Yanlış yaptım mı?” ya da “Onu kaybeder miyim?” endişesiyle yaşamaya başlar.
Narsist birey için önemli olan, partnerinin ne hissettiği değil, onun tarafından ne kadar beğenildiğidir.
Manipülasyonun Görünmeyen Yüzü
Love Bombing
Bireyin aşırı ilgi, sevgi ve iltifatlarla karşı tarafı etkilemeye çalışmasıdır.
Partner, kendini peri masalının kahramanı gibi hisseder. Bu davranışlar zaman içinde baskıcı ve manipülatif bir hâl alır.
Gaslighting
Bireyin gerçeklik algısını sorgulamasına neden olan bir manipülasyon tekniğidir.
Narsist, geçmişte yaşanmış olayları inkâr eder, partnerin duygularını küçümser ve sürekli abarttığını ima eder.
Bu süreçte mağdur kişi, “Belki de gerçekten ben hatırlamıyorum.” deyip karşı tarafı haklı görmeye başlar.
Gerçeklik duygusu yavaş yavaş kaybolur.
Sessizlik Cezası
Narsistin güçlü silahlarından biridir. Günlerce konuşmaz, mesajlara cevap vermez ya da fiziksel olarak orada olsa bile duygusal olarak yokmuş gibi davranır.
Bu tavır, karşısındaki kişiyi cezalandırmanın pasif ama etkili bir yoludur.
Kurban, hatanın kendisinde olduğunu düşünür ve ilişkiyi düzeltmek için daha çok çaba gösterir.
Narsistik Döngüden Kurtulmak
Narsist ile yakınlaşmak döngüsel bir yapı gösterir:
Önce aşırı ilgi ile başlar, ardından soğuma, suçluluk ve yeniden yakınlaşma gelir.
Bu döngü, kişinin kendi benliğini kaybetmesine ve sürekli kendini sorgulamasına neden olur.
“Belki bu sefer değişir.” düşüncesi, bu döngüyü sürdürür.
Bu döngüden kurtulmanın ilk adımı farkındalıktır.
Genellikle birey narsist partnerini değiştirmeye çalışır ama başarılı olamaz.
Fakat kişi, kendi sınırlarını yeniden belirleyebilir.
“Hayır” diyebilmek, duygusal bağı koparmanın değil, özsaygıyı korumanın göstergesidir.
İkinci adım, duygusal mesafeyi korumaktır.
Narsist kişi, partnerine “Sen bencilsin, suçlu olan sensin, beni terk ediyorsun.” gibi ifadelerle vicdanına dokunmaya çalışır.
Oysa suçluluk, sevginin kanıtı değildir.
Gerçek sevgi, korku ya da mecburiyetle var olamaz.
Son olarak, kişi kendini yeniden tanımlamalı ve destek almalıdır.
Narsistik bir ilişkiden sonra kişi, “Ben kimdim, ne istiyorum?” sorularına yeniden yanıt arar.
Bu süreçte terapi, özşefkat egzersizleri ve yazı yazmak oldukça faydalıdır.
Çünkü narsistin çizdiği kimlikten özgürleşmek yalnızca ilişkiyi bitirmekle değil, kendi iç dünyasını yeniden inşa etmekle mümkündür.
Gerçek iyileşme, başkasının seni sevmesiyle değil, kendini yeniden sevmeye başlamanla başlar.
Maskenin ardındaki sevgiyi değil, kendi ışığını görmeye başladığında döngü çoktan sona ermiştir.
Kaynakça
Erdoğan, B., & Şahin, M. (2020). Yetişkin bireylerde narsisizm, yakın ilişkiler ve cinsellik.
OPUS – Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 16(27), 267–284.
Nazir, T., & Özçiçek, A. (2022). Gaslighting: İki yüzlü bir duygusal istismarla yüzleşmek.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (AUJEF), 6(3), 241–250.
Karaaziz, M., & Erdem Atak, İ. (2013). Narsisizm ve narsisizmle ilgili araştırmalar üzerine bir gözden geçirme.
Nesne Psikoloji Dergisi, 1(2), 44–59.


