Perşembe, Nisan 24, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yürümenin Psikolojik İyi Oluş Üzerindeki Etkisi

Siz hiç herhangi bir sebepten dolayı doktora gidip “yürüyüş yap ve bol su iç” tavsiyesi aldınız mı? Hangi polikliniğe giderseniz gidin, ne tür şikâyetiniz olursa olsun, muayene sonunda bol su iç ve yürüyüş yap tavsiyesine maruz kalıp bazen sinir olabiliyoruz. Su içmek, insanın hayatını sürdürebilmesi açısından temel bir ihtiyaçtır, onu biliyoruz fakat yürüyüş yapma konusundaki bu ısrar neden, yürümek bu kadar matah bir şey mi?

Yapılan araştırmalar, düzenli yürüyüş yapmanın matah bir şey olduğunu ortaya koymuştur. Düzenli yapılan fiziksel aktivite, beyinde serotonin, noradrenalin, endorfin ve dopaminin artmasına sebep olur. Bu hormonlar; mutluluk, canlılık, enerjik olma, motivasyon, öğrenme, dikkat ve uyanıklık gibi insan hayatına önemli etkileri olan nörotransmitterlerdir. Dolayısıyla yürüyüş yapmak gibi bir fiziksel aktivite, bireyin daha mutlu, daha enerjik ve canlı hissetmesine yol açarken aynı zamanda stresi azaltır, motivasyonu arttırır, öğrenme ve dikkat becerilerini olumlu yönden etkiler.

Düzenli yürüyüş yapmak, psikolojik iyi oluş üzerindeki bir diğer etkisini uyku düzenine olan faydasıyla göstermektedir. Uyku, insanın bedeninin ve zihninin dinlendiği biyolojik bir süreçtir ve fiziksel, psikolojik ve zihinsel sağlık için hayati değere sahiptir. Kaliteli uykudan mahrum kalmak, depresyon, kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bipolar bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkları tetikleyebilir ve dolayısıyla psikolojik iyi oluşla doğrudan ilişkilidir. Araştırmalara göre düzenli fiziksel aktivite sonucunda uyku kalitesi ve uyku süresi artar. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite, daha derin uyumaya ve daha kolay uykuya dalmaya yardımcı olur.

Depresyon, bireyde kendini çökkün duygudurum, enerji düşüklüğü, isteksizlik, değersizlik duygusu ile kendini gösterir. Hafif düzeyde depresyon görülen bireylerin düzenli yürüyüş yapması, bu semptomların kayda değer bir şekilde azalmasına ve bireyin kendini daha enerjik, mutlu ve canlı hissetmesine yardımcı olabilir. Aynı zamanda sosyal alanlarda yapılan düzenli fiziksel aktivite, bireyin öz değerinin artmasına ve benlik saygısı geliştirmesine de yardımcı olabilir. Ayrıca yaşanılan şehirdeki yürüyüş gruplarına dahil olmak veya arkadaşlarla birlikte yürüyüş rutini kazanmak, sosyal becerilerin artmasına, sosyal destek sistemlerinin gelişmesine katkı sağlayabilir. Daha ağır vakalarda ise psikoterapi ve ilaç tedavisiyle birlikte düzenli yürüyüş yapmak, semptomların şiddetini gözle görülür bir şekilde azaltabilir.

Yürüyüş yapmak, diğer sportif aktivitelere göre bütçe dostu olma özelliğine de sahiptir. Bu nedenle doktorlar ve ruh sağlığı çalışanları için en tavsiye edilebilir fiziksel aktivitedir. Bu faydalı aktiviteyi rutin haline getirmek için birkaç ipucu vardır. Örneğin, kişisel programınıza uygun olacak şekilde her hafta spesifik yürüyüş günleri ve saatibelirlemek, rutin oluşturmanın ilk adımı olabilir. Aynı zamanda, kendinizi ilk anda tüketip rutini kırmamak adına başlangıçta kısa yürüyüşler tercih edilebilir. 30 dakika gibi bir süreyle başlayıp gün geçtikçe bu süreyi arttırmak, yürüyüş yapmayı sürdürülebilir kılabilir.

Sonuç olarak düzenli yürüyüş yapmak, nörobiyolojik düzeyde mutluluk, canlılık, motivasyon, enerjik olma, uyanıklık, öğrenme ve dikkat üzerinde etkiye sahip olan hormonların salınımını arttırdığı gibi, bireyin uyku kalitesini de arttırarak bedeninin ve zihninin en sağlıklı şekilde dinlenmesine destek olur. Ayrıca doğal olarak bireyin sosyal ortamlara katılımını arttırdığından, öz değeri arttırarak sosyal becerileri geliştirip uygun sosyal destek sistemlerinin oluşumuna katkı sağlar. Depresyon ve kaygı bozuklukları gibi kişinin duygudurumuna ve öz değerine doğrudan etkisi olan bozukluklarda, düzenli fiziksel aktivitelerin psikoterapi ve ilaç tedavisine ek, destekleyici bir tedavi olarak yer alması ve yaygınlaşması, çok değerli bir kazanım olabilir.

Aleyna Uçar
Aleyna Uçar
Aleyna Uçar; psikolog, yazar ve editör olarak psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve akademik yazılar alanında deneyimlere sahiptir. Lisans eğitimini Psikoloji bölümü üçüncülüğü derecesiyle tamamlayan Uçar, deprem döneminde sahaya inerek psikososyal destek çalışmalarına katılmıştır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi, MMPI analiz ve raporlaması ve sınav kaygısı alanlarında uzmanlaşmıştır. Lisans dönemindeyken bir psikoloji blogunda İngilizce ve Türkçe dillerinde yazarlık yapmış, zamanla başarısından dolayı editörlüğe terfi etmiştir. Dizi ve filmlerle psikoloji, karakter analizi, psikolojik kuramlar ve kişisel gelişim üzerine yazılar kaleme alan yazar; etik ilkeler dahilinde, bireylere kendileri ve psikoloji alanı hakkında farkındalıklar kazandırmayı hedeflemektedir.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar