Salı, Eylül 23, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

Yaşasın! Çocuğum Ergen Oluyor!!!

Yazıma bilindik bir fıkrayla başlamak istiyorum. Yolda giderken bulduğu lambayı temizleyen adamın karşısına lamba cini çıkar. Cin adama “Dile benden ne dilersen.” der. Adam hiç düşünmeden küçüklüğünden beri bir dinozora sahip olmak istediğini söyler. Cin biraz düşünür: “Bu dileğinin çok zor. Nesli tükenmiş bir hayvanı tekrar dünyaya getirmek birçok soruna yol açar. Başka bir dileğin var mı?” der. Adama hayal kırıklığına uğramış şekilde “O zaman evde ergenlik çağında bir çocuğum var. Onunla sorun yaşamak istemiyorum.” dediğinde cin bir süre düşünür ve yanıt verir: “Dinozor hangi cins olsun istersin.”

Ergenlik dönemi birçok aile için karşılaşılan en ciddi sınavdır. Aileler bu dönemi sorunsuzca atlatmanın yollarını aradıkça sorunlar daha da büyür. Böylece herkes için içinden çıkılmaz bir tablo meydana gelir. Ergen psikolojisi kapsamında fizyolojik değişimlerin davranışlar üzerindeki etkileri bilinmektedir. Ancak ben bu yazımda daha çok sosyal ve kişisel boyuta değinmek istedim.

Yıllar içerisinde yüzlerce anne baba ile yaptığım görüşmede bazı ortak noktalar vardı. Bunlardan birkaçı:

  • “Artık çocuğumu tanıyamıyorum. Asla yapmaz dediğim şeyleri yapıyor ve bu beni çok endişelendiriyor.”

  • “Çocuğum benden uzaklaşmış, aramızdaki bağ kopmuş gibi hissediyorum.”

  • “Çocuğum arkadaşlarını benden çok daha fazla önemsiyor.”

  • “Sorun yaşamadan geçirdiğimiz tek bir gün bile yok.”

  • “Bizimle yemek yemek istemiyor. Beraber yediğimiz yemeklerde de mutlaka bir sorun çıkarıyor.”

  • “Bu dönemi nasıl sorunsuz atlatırım bilmiyorum. Çok çaresiz hissediyorum.”

  • “Biz onun yaşındayken anne babamızın yanında sesimizi çıkaramazdık.”

Bu liste tabi ki uzatılabilir ancak hemen hemen tüm ebeveynlerime kazandırmaya çalıştığım bakış açısı, ergenlik dönemini sorunsuz atlatma beklentisinin büyük bir hata olduğudur.

James Marcia, kimlik gelişimi üzerine birçok araştırma yapmış ve bu konuda kabul gören bir kuram ortaya atmıştır. Marcia’ya göre insanlar genel olarak dört ana kimlik türünden birine sahiptir. Bunlar: Başarılı kimlik, Ertelenmiş kimlik, İpotekli kimlik ve Dağınık kimliktir. Bu dört kimlik türünden başarılı ve ertelenmiş kimlikleri sağlıklı, ipotekli ve dağınık kimlik türlerini ise sağlıksız olarak nitelendirmiştir.

Peki sağlıklı kimliğe sahip olmanın ana kriteri nedir? Marcia bu soruya şu yanıtı verir: “Ergenlik döneminde ebeveynleri ile çatışma yaşamak.” Çocuğunuzla bu tartışmaları ne kadar yapıcı, çocuğunuza karşı ne kadar saygı çerçevesinde yaparsanız, çocuk için o kadar faydalı olacaktır. “Çocuğu ergenliğe girdiği halde hala evde tartışma çıkarmayan, bağırmayan, odasının kapısını çarpmayan var mı?” diye sorduğum toplantılarda, bu davranışları sergilemeyen çocukların ebeveynine, çocukları için psikolojik destek almaları gerekebileceğini ifade ederim. Ergen psikolojisi açısından ergenlik dönemini kriz yaşamadan geçiren bir bireyin sağlıklı bir kimlik kazanması mümkün değildir.

Çocuğunuzun davranışlarını saygısızlık olarak değil, kimlik kazanma arayışı olarak değerlendirirseniz, ebeveyn olarak sizin de tahammülünüz artacak ve çocuğunuzla daha sağlıklı iletişim kurabileceksiniz.

Ergenliği Anlamak İçin Geriye Dönmek

Ergenlik dönemini daha iyi anlayabilmek için biraz geriye gidelim. Bir çocuğun hayatındaki önemsediği figürler her dönem farklılık gösterir. Okul çağına gelene kadar hayatının baş rolünde ona bakım veren anne-babası vardır. Okula başladığında ise öğretmen anne-babanın yerini alır.

Öğretmenin her dediği doğrudur, her şeyin en iyisini o bilir, onun beğenisini kazanmak çocuk için çok önemlidir. Ancak ergenliğe giren bir birey için öğretmen ya da ailesi değil, akranları hayatının merkezinde yer alır. Akranları tarafından kabul edilmek, beğenilmek, önemsenmek ergen için yaşam amacı haline gelmiştir. Riskli davranışların en sık görüldüğü ya da madde kullanımına başlama yaşının en yoğun olduğu yılların ergenlik dönemi olması tesadüf değildir.

Bunu daha net ifade edebilmek için bir örnek vermek istiyorum. Evinize yeni aldığınız bir çamaşır makinesini düşünün. Muhtemelen kurulumdan sonra ilk yaptığınız şey, nasıl çalıştığını keşfetmek olacaktır. Hangi tuşa basarsanız ne olacağını öğrenmek için kılavuzu inceler ya da deneme yanılma yoluyla bulmaya çalışırsınız. Çamaşır makinesinden beklentiniz nettir: çamaşırlarınızı zarar vermeden temizlemesi.

Örneği biraz geliştirelim. Makineye çamaşır atmak için kapağın açma kolunu çekersiniz. Açma-kapama tuşuna basıp kapağın açılmasını beklemezsiniz doğal olarak. Makineyi çalıştırmak için, istediğiniz programı ayarlamak için basmanız gereken tuşlar bellidir. Bu tuşlara basmadan makinenin çalışmasını beklemek, çalışmıyor diye makineyi suçlamak anlamsız olacaktır.

Bu örnekten yola çıkarsak, ergenliğe girmiş bir birey, ebeveynler için yeni bir makine gibidir. Nasıl çalıştığını, ne zaman hangi tuşa basmanız gerektiğini bilmezseniz beklediğiniz çıktıları alamazsınız. “Ergenin kullanma kılavuzunda neler yazıyor peki?” sorusu aklınıza gelmiş olabilir. Çok detaylı bir kılavuz olmakla birlikte ana maddeleri kısaca özetlemeye çalışayım.

Ergenler dünyayı algılarken özel olduklarını düşünür. Herkesin kendine dikkat ettiğini, her davranışının başkaları tarafından gözlendiğini zanneder. Ayna karşısında çok vakit geçirmelerinin de sebebi budur. Bu davranışını eleştirirseniz, onu anlamadığınızı düşünecektir. Duygularını yoğun yaşayan ergenlere göre dertlerin en büyüğü onundur, en büyük aşık kendisidir, en kötü aile kendi ailesidir. Size göre önemsiz görünen durumlar ergenler için hayati öneme sahip olabilir. “Bunun için mi üzülüyorsun?” “Seninki de dert mi?” gibi söylemler ergenler için öfke patlamalarına neden olabilir. Anlaşılmadığını hisseden ergen öfkesini istenmedik davranışlar sergileyerek gösterebilir.

Sonuç

Sonuç olarak; ergenlik dönemi hem sizin hem çocuğunuz için meşakkatli olduğu kadar, doğru şekilde atlatıldığında kişiliğini son derece zenginleştirecek bir dönemdir. Unutmayın, durgun suda herkes kaptandır. Kaptanın iyisi fırtınada belli olur. Çocuğunuzla birlikte fırtınayı atlatıp sağ salim limana yanaştığınız bir ergenlik olması dileğiyle…

Önceki İçerik
Selman Metli
Selman Metli
Selman METLİ, 2008 yılında Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünden mezun olmuş, aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nda Okul Psikolojik Danışmanı/Rehber Öğretmen olarak çalışmaya başlamıştır. Eğitim ve çalışma yaşamı boyunca özellikle ergenlik döneminde yer alan bireylerle çalışmış, aile eğitimleri düzenlemiştir. Halen de bu alanda çalışmalarına devam etmektedir. Okul dönemi yaşanan sorunlar, ergenlik problemleri, aile içi iletişim, ergenlerle sağlıklı iletişim, sınav kaygısı ve motivasyon gibi konularda yoğun çalışmalar sürdürmektedir. 2023 yılında “Aile ve Çift Terasisi” ve “Öğrenci Koçluğu” eğitimlerini alan yazar, ailedeki sağlıklı iletişimin toplumun ruh sağlığı üzerindeki en belirleyici faktörlerden biri olduğunu düşünen yazar, daha sağlıklı bir toplum için sağlıklı bireyler yetiştirmenin önemine inanmaktadır. “İnsanın olduğu her yerde umut vardır.” mottosuyla mesleki yaşamını sürdürmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar