Çocukluk ve ergenlik dönemleri, bireyin duygusal ve bilişsel gelişiminin hızla ilerlediği, aynı zamanda çevresel etkenlere karşı hassas olduğu dönemlerdir. Bu dönemlerde yaşanan bir yakın kaybı bireyin gelişimsel sürecini derinden etkileyebilir. Yas süreci, sadece bir yakın kaybında değil, kişinin derin bir bağ kurduğu evcil bir hayvan ya da çok bağ kurulmuş bir eşya, bir oyuncak kaybı bile ortaya çıkabilir. Yas süreci, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine, kaybın niteliğine ve çevresel destek sistemlerine bağlı olarak farklılık gösterir. Yaşanan kayıp ve yas süreçlerinde kaygılı, üzgün ya da kederli olunduğunu gösteren davranışların doğal bir süreç olduğunu düşünmek, bu süreçte çıkan sorunlarla sağlıklı baş edebilmek için önemlidir. Çünkü yas, kişilerin kendisi için önemli olan yakınlarını ya da nesneleri kaybetmesinden sonra meydana gelen doğal bir tepkidir. Bu problemlerle baş edebilmek için kişilerin çevresine ve özellikle ailelerinden gelen aile desteğine ihtiyaçları vardır. Bu şekilde kaygı ve üzüntü en aza indirgenir ve yaşantının tümü olumsuz etkilenmekten uzaklaşır.
Bu makalede, çocuklar ve ergenlerde yas sürecinin gelişimsel özellikleri, risk ve koruyucu faktörler ile ailelere yönelik rehberlik önerileri ele alınacaktır.
Çocuklarda Yas Süreci ve Gelişimsel Tepkiler
Çocukların yas tepkileri, yaşlarına ve bilişsel gelişim düzeylerine göre değişiklik gösterir. Örneğin, 3-6 yaş arası çocuklar ölümün geri dönüşlü olduğunu düşünebilirken, 7-12 yaş arası çocuklar ölümün kalıcılığını kavrayabilir ancak duygularını ifade etmekte zorlanabilirler. Ergenler ise ölümün soyut doğasını anlayabilir, ancak duygusal olarak yoğun tepkiler verebilirler.
Araştırmalar, ebeveyn kaybı yaşayan çocukların, depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlar geliştirme riskinin arttığını göstermektedir. Özellikle, ebeveynin kaybı sonrası çocuğun bakım vereninin de yas sürecinde olması, çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını zorlaştırabilir. Ayrıca, sosyal destek eksikliği, düşük sosyoekonomik durum ve önceki travmatik deneyimler, yas sürecini olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alır.
Yas Sürecinin Aşamaları
Yas süreci 4 aşamadan oluşmaktadır:
- İnkar Evresi: Birkaç saatle birkaç hafta sürer. Şaşkınlık ve karışık duygular mevcuttur. Duygusal donakalma hali vardır.
- Kızgınlık ve Pazarlık Evresi: Duygu ve aktiviteler kayba yönelmiştir. Kişi ümitsizce kayba ulaşmayı arzular. Hayal kırıklıkları, kaygı ve öfke tekrar tekrar ortaya çıkar. Yaşam boş ve anlamsız görülür. “Böyle davranmasaydım, belki de bu başıma gelmezdi”, “Benim yüzümden oldu, böyle üzülürsem beni duyar geri gelir mi?” şeklinde düşünceler görülebilir. Kendini suçlama, sorgulama, kızgınlık ve ilahi güçle kaybın geri dönmesine yönelik pazarlıkları kapsar. Haftalar ya da aylar sürebilir.
- Ümitsizlik Evresi: Kaybedilenin artık gelmeyeceğini ve kaybın kalıcı olduğunu anlarlar. Ümitsizlik ve çaresizlik vardır. Huzursuzluk, depresyon, sosyal geri çekilme ve bedensel belirtiler ortaya çıkabilir.
- Kabullenme Evresi: Ölüm gerçeği tamamen kabullenilir. Kayıp öncesi işlevselliğe dönülür. Yeni durumlar, nesneler ve amaçlarla yas azaltılır.
Aile Desteği ile Çocuklara Rehberlik
Aileler, çocuklarının yas sürecinde en önemli destek kaynaklarıdır. Ancak, kendi yas süreçleriyle başa çıkarken çocuklarına nasıl yardımcı olacaklarını bilemeyebilirler. Bu nedenle, ailelere yönelik aşağıdaki öneriler faydalı olabilir:
- Açık ve Dürüst İletişim: Çocuklara, yaşlarına uygun bir şekilde ölüm hakkında doğru bilgiler verilmelidir. Gerçekleri gizlemek, çocukların güven duygusunu zedeleyebilir.
- Duyguların İfade Edilmesine İzin Verme: Çocukların üzüntü, öfke, suçluluk gibi duygularını ifade etmelerine olanak tanınmalıdır. Bu duyguların normal olduğu ve zamanla azalacağı anlatılmalıdır.
- Rutinlerin Sürdürülmesi: Günlük rutinlerin devam ettirilmesi, çocuklara güven ve istikrar hissi sağlar.
- Anıların Paylaşılması: Kaybedilen kişiyle ilgili olumlu anıların paylaşılması, çocuğun yas sürecini sağlıklı bir şekilde işlemesine yardımcı olur.
- Profesyonel Destek: Çocukların yas sürecinde zorlandıkları durumlarda, çocuk psikologları veya yas danışmanlarından profesyonel yardım alınması önerilir.
- Güven: Yaşanan kayıp ile birlikte çocuğun kendisi ve çevresindeki kişilere bir şey olacağı yönündeki kaygıları artabilir. Çocuğun kaygı düzeyini azaltmak için ona “Ben yanındayım, buradayım, biz seninle uzun yıllar birlikte yaşayacağız,” diyerek güven verin.
- Yeterli Bilgi: Çocuğa sadece merak ettiği kadar bilgi verin, sormadığı hâlde detaylı açıklamalar yapmaktan kaçının.
- Duygularını İfade Etmek İsterse Destekleyici Ortam: Çocuğunuz kaybının ardından konuşmak istemezse zorlanmamalı, ancak öfke, suçluluk, üzüntü gibi duygularını ifade edebileceğini de bilmeli.
Çocuklar İçin Destekleyici İçerikler
Çocukların yas sürecini anlamalarına ve duygularını ifade etmelerine yardımcı olacak bazı kitaplar ve oyunlar şunlardır:
Kitaplar:
- What Does Grief Feel Like? – Korie Leigh tarafından yazılan bu kitap, 3-8 yaş arası çocukların yas sürecini anlamalarına yardımcı olur.
- Çok Sevdiğim Bir Yakınımı Kaybettim: Bir Yakını Ölen Çocuklara – Yazar: Marge Eaton Heegaard, İletişim Yayınları.
Oyunlar:
- Anı Kutusu Yapımı: Çocuklarla birlikte, kaybedilen kişiyle ilgili fotoğraflar, mektuplar veya özel eşyaların konulacağı bir anı kutusu hazırlanabilir.
- Duygu Kartları: Farklı duyguları temsil eden kartlar kullanılarak, çocukların hissettikleri duyguları tanımlamaları ve ifade etmeleri teşvik edilebilir.
Sonuç: Yas Sürecinde Aile Desteğinin Önemi
Çocuklar ve ergenlerde yas süreci, bireysel ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle şekillenir. Ailelerin, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını anlamaları ve uygun aile desteği sağlamaları, yas sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlar. Unutulmamalıdır ki, yas sürecinde güven veren bir ortam, sosyal destek ve rutinlerin korunması sağlıklı iyileşme için en önemli faktörlerdir. Çocuğun üzülmesini engellemek yerine onun üzüntüsüne ortak olarak duygularını nasıl yaşayacağına dair ona örnek bir model olabilirsiniz. Ayrıca, profesyonel destek ve uygun kaynakların kullanımı, çocukların bu zorlu süreci atlatmalarında önemli rol oynayacaktır.