Salı, Ağustos 5, 2025

Haftanın En Çok Okunanları

Son Yazılar

TOPLAMA KAMPINDAN HAYATIN ANLAMINI BULMAYA

Viktor Frankl’ın geçirdiği mücadele ve bilinmezlik içeren hayat hikayesi, zamanımızda çok da bilinmeyen fakat bence oldukça anlamlı bir terapi yöntemi olan logoterapiyi oluşturmasını sağlamıştır. Yazar ve psikiyatrist olan Viktor Frankl’ın logoterapiyi kurma hikayesi, İkinci Dünya Savaşı sırasında esir düştüğü toplama kampına dayanmaktadır. Frankl’ın bu deneyimlerini aktardığı “İnsanın Anlam Arayışı” adlı eseri, logoterapinin temellerini anlamak açısından önemli bir kaynak niteliğindedir.

VİKTOR FRANKL KİMDİR?

Frankl, 1905 yılında Avusturya’nın Viyana şehrinde dünyaya geldi. Küçüklüğünden beri psikolojiye ilgili bir şekilde büyüdü. Özellikle kitabında yer alan hikayelerinin başladığı Auschwitz kampında esir tutulmaya başlayan Frankl’ın esareti üç yıl sürdü. Bu süre boyunca kendisi gibi diğer esirleri incelemiş ve bireylerin hayatlarındaki anlam arayışlarını gözlemleyerek logoterapinin gelişiminin ilk adımlarını atmaya başlamıştır. Ölümle burun buruna olduğu yıllar boyunca ümidini kaybetmemiş ve bizlere ders alabileceğimiz bir yaşam mücadelesi hikayesi bırakmıştır.

TOPLAMA KAMPINDA YAŞAM

Frankl’e göre toplama kamplarında birey üç aşamadan geçmektedir: ilki toplama kampına getirildiği evre, kamp hayatına uyum sağlamaya başladığı evre ve özgürlüğe kavuşmasından sonraki evre.

İlk evrede bireyi karakterize eden şeyin şok tepkisi olduğunu savunur. Birey başına gelenlerin gerçekliğini henüz kabullenmemiştir. “Of yanılması” denilen durumu yaşamaları da çok muhtemeldir. Of yanılması, kişinin başına kötü bir şey geleceğini son ana kadar kabul edemeyiş durumudur.

İkinci evrede toplama kampı şartlarına yani açlık, fiziksel şiddete maruz kalınması, orada tanışmış olduğu kişilerin bir bir götürülüp geri gelmemeleri ve hijyenik olmayan şartlara karşı umursamazlık geliştirirler. Bu umursamazlığın yanı sıra duygu eksikliği de tutsaklarda güçlü bir savunma mekanizmasıydı diyebiliriz. Canının derdinde olan bireylerde cinsel dürtülerin köreldiğini söyleyen Frankl bu körelmenin zamanla duygu eksikliğine dönüştüğünü dile getirmektedir. Bir diğer savunma mekanizması da mizahtı. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı kitabında mizah için “Mizah, ruhun kendini koruma savaşında bir başka silahıydı. Mizahın sadece birkaç saniye bile olsa insana, başka her şeyden fazla olarak her durumun üzerine çıkabilecek bir mesafe ve beceri sağladığı iyi bilinir.” demiştir.

Son olarak üçüncü evrede de bireyin “depersonalizasyon” denilen psikolojik durumu yaşadığını söylemektedir. Depersonalizasyonda tutsaklar yıllar süren esaretlerinden kurtulduklarına inanmamaktadırlar. Sürekli rüyalarında gördükleri sevdikleri, evleri, özgürce dolaştıkları sokaklar artık ulaşılamaz değildi fakat hala rüyaları devam ediyormuş gibi hissediyorlar. Viktor Frankl’ın açıkladığı bu üç aşama genel olarak tutsakların yaşadığı en belirgin ve etkili psikolojik durumları açıklamaktadır.

LOGOTERAPİ NEDİR?

Logoterapi genel hatlarıyla insanın korkuları ile yüzleşmesini sağlamakta ve bireyin hayatında bir anlam bularak yaşamına devam etmesini amaçlamaktadır. Bu terapi biçimi genellikle depresyon, bağımlılık, ilişki sorunları ve kaygı problemleri gibi konularda başarılı sonuçlar almıştır. Özellikle depresyona baktığımızda birey hayata karşı amacını kaybetmiş ve umutsuzluk içerisindedir. Bundan dolayı da bir şey yapmak istemez. Tam olarak bu sebepten dolayı insanlara bir amaç vermeyi hedefleyen logoterapi depresyon üzerinde etkilidir. Aynı depresyonda olduğu gibi logoterapi kaygı bozukluklarının iyileştirilmesinde de ana amaçları doğrultusunda çok başarılıdır.

İnsanın Anlam Arayışı kitabının ikinci bölümü logoterapinin genel özelliklerinden ve işleyişinden bahseder. Frankl’ın kelimeleri ile; “Logoterapi, danışanın kendi sorumluluklarının tam olarak farkına varmasını sağlar ve bu yüzden de bu sorumluluğun ne olduğu, neye veya kime karşı olduğu seçimlerini ona bırakır. Logoterapinin rolü, danışanın görme alanını genişleterek, olası anlamların tamamının bilince çıkmasını ve görülebilir olmasını sağlar.” (Frankl, 2009)

Hayatın anlam arayışını keşfetmenin de üç yolu vardır. Bunlardan ilki bir üretimde veya iş girişiminde bulunmaktır. İkincisi bireyi mutlu eden bir deneyim yaşamak veya bir kişiyle ilişki kurmaktır. Sonuncu yöntem ise ıstıraba karşı tutulan tavırdır. Frankl’ın ıstırap diye bahsettiği durum, kaçınılması imkânsız ve insana keder veren olaylardır. Mesela çok sevdiği bir aile ferdinin, arkadaşın veya sevgilinin hayatını kaybetmesi bu ıstırap durumuna örnektir. Frankl’e göre birey bu ıstırap dolu olaylardan bile belirli bir ders veya anlam çıkartabilir. Bardağın dolu tarafından bakmanın farklı bir biçimi olarak düşünebiliriz.

SONUÇ

Logoterapi, toplama kampında senelerini geçirmiş ve hayatta kalmayı başarmış Viktor Frankl’ın tutsaklık dönemindeki deneyimlerine dayanarak geliştirdiği bir terapi yöntemidir. Bu yöntem bireyin hayatında bir amacı olması gerektiği temeline dayanarak bu amacın bulunmasına dair yardım etmektedir. Özellikle de gelişim sürecinin zorluğu ve ilgi çekiciliği sayesinde daha fazla önemsenmesi gereken bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

KAYNAKÇA

Frankl, V.E. (2022). İnsanın Anlam Arayışı. Okuyan Us Yayınları.

İlkim Gören
İlkim Gören
İlkim Gören, TED Ankara Kolejinden mezun ve Kadir Has Üniversitesi 3.sınıf psikoloji öğrencisi olarak adli psikoloji üzerinde yoğunlaşmayı hedeflemektedir. Öğrenim hayatı boyunca bir çok eğitime katılmış, sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmiş ve kendini her açıdan geliştirmeye devam etmektedir. Yazılı içerik üretme konusundaki ödüllü başarısını psikolojiye olan tutkusu ile birleştirerek özellikle ilgisini çeken adli psikoloji, psikoloji alanında gerçekleşen yenilikler ve psikolojiyle yeni tanışacak olan öğrencilere ilginç gelicek bilgiler çerçevesinde içerikler üretmeyi amaçlamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar